Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5047 E. 2022/6750 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın bir kısmının davacıya ait olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin başlangıç tarihi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, tesis ve uygulama kadastro paftalarını getirterek çakıştırma yapmadan, farklılığın nedenini araştırmadan ve taşınmazın tesis kadastrosundaki durumunu belirlemeden eksik inceleme ile hüküm kurduğu gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve istinaf mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : GÖKSUN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde, Kahramanmaraş ili, .... ilçesi, ..... Mahallesinde bulunan davacılara ait bağın yenileme kadastro çalışmasında davalıya ait 121 ada 80 parsel ile birlikte davalı adına tespit edildiğini, davacılara ait kısmın zeminde belli olduğunu, bu kısmın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Göksun Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/07/2019 tarihli ve 2016/226 E. 2019/327 K. sayılı kararıyla; 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesi gereğince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Göksun Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu edilen 2280 metrekarelik bölümün tesis kadastrosu sırasında tescil harici bırakıldığını, uygulama kadastrosu sırasında davacıya ait taşınmaza eklendiğini, tesis kadastrosu yüzölçümü ile uygulama kadastrosu yüzölçümünün karşılaştırılması halinde bu durumun açığa çıkacağını, dolayısı ile hak düşürücü sürenin tesis kadastrosu kesinleşme tarihi olmayıp, uygulama kadastrosunun kesinleşme tarihinden itibaren başlaması gerektiğini, bu durumda hak düşürücü sürenin dolmadığını belirterek Mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir

3. Gerekçe ve Sonuç

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 27/10/2020 tarihli ve 2020/1204 E., 2020/919 K. sayılı kararıyla; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; dava dilekçesi ve istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’

3.2.4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22. maddesi, “Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tâbi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medenî Kanununun 1026 ncı maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce re’sen iptal edilir.

Ancak;

a) Tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde,

b) Daha önce sadece tapu tahriri yapılan veya 2859 sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkında Kanuna göre yenileme yapılacak yerler ile 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanunu'nun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine tâbi yerlerde, birinci fıkra hükmü uygulanmaz.

İkinci fıkranın (a) bendinin uygulanacağı alanlar Tapu ve Kadastro Genel Müdürünün onayı ile belirlenir ve çalışmalara başlanmadan en az onbeş gün önce çalışma alanında, bölge merkezinde ve bölgenin bağlı olduğu il merkezinde alışılmış vasıtalarla duyurulur, ayrıca varsa yerel gazete ile ilân edilir. Yapılacak çalışmalarda 2, 4, 14, 17, 19 ve 21 inci maddeler ile 13 üncü maddenin (B) ve 20 nci maddenin (B), (C) ve (D) bentleri hükümleri uygulanmaz.” hükümlerini içermektedir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Mahkemece, 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde gösterilen 10 yıllık sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece çekişmeli taşınmaza ait tesis kadastro paftası ile 22/a uygulama kadastro paftası getirtilmemiş, davacının çekişmeli bölümün tesis kadastrosunda tescil harici bırakıldığı iddiasında bulunmuş olmasına rağmen paftalar çakıştırılmak suretiyle çekişmeli bölümün tesis kadastrosundaki durumu belirlenmemiş, tesis kadastrosunda çekişmeli taşınmaz 5.312,00 metrekare, 22/a uygulama kadastrosu sonrasında 7.123,17 metrekare yüzölçüm ile tespit edildiği halde farklılığın nereden kaynaklandığı araştırılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.

3.3.2. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, tesis kadastro paftası ile uygulama kadastro paftasını, çekişmeli taşınmazın kadastro tespit tutanağı ile uygulama kadastro tespit tutanağı ilgili yerlerden getirtilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra 3 kişilik fen bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, paftalar çakıştırılmak suretiyle çekişmeli bölümün tesis kadastrosundaki durumu belirlenmeli, tesis kadastrosunda parsel sınırları içerisinde kaldığının anlaşılması durumunda, 22/a uygulama kadastrosunda mülkiyet iddiasında bulunulamayacağından 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu göz önünde bulundurulmalı;

3.3.3. Yapılan çakıştırma sonrasında çekişmeli taşınmaz bölümünün kadastro tespitinde parsel sınırları içerisinde olmadığı, tescil harici bırakılan bölüm iken 22/a uygulama kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmaz sınırları içerisine alındığının anlaşılması durumunda davanın hak düşürücü süreye tabi olmayacağı göz önüne alınarak çekişmeli taşınmaza ait eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmaz bölümünün bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle belirlenmeli, uygulama kadastro tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait (bulunmadığı takdirde bulunan tüm hava fotoğrafları getirtilerek) stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirilerek dosya arasına konulmalı, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, 3 jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve fen bilirkişi huzuruyla keşif icra edilmeli, Mahkemenin, taşınmazın konumu ve niteliğine ilişkin gözlemi tutanağa geçirilmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise, ihyanın hangi tarihte başlayıp, ne zaman bitirildiği hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı, ayrıntılı bilgi alınmalı, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde değerlendirilerek çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın imar ihyaya muhtaç olması durumunda imar ihyanın ne zaman tamamlandığını belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulundan, hava fotoğrafları ve uydu fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor ve harita düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı lehine zilyetlik ile kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin kararının KALDIRILMASINA, ...nın 371/1-a maddesi gereğine İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Göksun Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın istek halinde iadesine, 17/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.