"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekilleri ile katılma yolu ile vekalet ücreti yönünden Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurularının esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekilleri ile katılma yolu ile vekalet ücreti yönünden davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili, dayandıkları tapu kaydı sınırlarının ... sokak, , ... ve Yol olduğunu ve o tarihten beri değişmediğini, taşınmazın dört tarafındaki sınırların sabit sınırlar olduğunu, davacıların murisi ... oğlu ...'in (Namı diğer ....) 1320 tarihinden önce öldüğü, Alucra Sulh Hukuk Mahkemesinin 1978/82 Esas, 1980/12 Karar sayılı veraset ilamına göre mirasçı olarak davacıların da içinde olduğu mirasçıları bıraktığını ve tapu kaydında davacılara ait taşınmazın hissesinin 7600 arşın olduğunu, tapulama sırasında taşınmaz sınırları içinde bulunan parsellerin bir kısmının kadastro sırasında sahibi belirsiz kişiler adına tespit edildiği, bir kısmının ise yol olarak bırakıldığını, mülkiyeti davacıların murisine ait olan yerle ilgili olarak kadastro tespiti sırasında düzenlenmiş bir kadastro tutanağı bulunmadığı ve yol olarak bırakılmış olması nedeniyle 3402 sayılı Yasa'nın 12. maddesi gereğince hak düşürücü sürenin söz konusu olamayacağını ileri sürerek, İstanbul ili, .... ilçesi, .... (...) Mahallesinde bulunan içerisinde .... adanın bulunduğu, kuzeyinde ... Camii, Güneyinde Evliya Çelebi Caddesi ile bu caddenin Havuzbaşı Değirmenci Sahili, Rıhtım ve Marmara Denizi (Haliç), doğusunda Havuzkapısı Caddesi bulunan 7600 Arşın (Yaklaşık 5.000,00 m²'lik) alanın tapusunun Muris ... oğlu ...'in (namı diğer .... Ağa) veraset ilamındaki hisseleri oranında davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın değerinin düşük gösterildiğini ve eksik harcın tamamlatılmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının öncelikle talebini açıkça belirtmesi gerektiğini, eğer dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenmemiş ve kadastro harici bırakılmış ise mahkemenin görevli olmadığını, davaya Kadastro Mahkemesinde bakılması gerektiğini, davacının hangi taşınmazların tapu kaydının iptalini istediğini belirterek davasını tapu maliklerine yöneltmesi gerektiğini belirtip husumet ve görev itirazında bulunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Dahili davalı ... vekili, açılan davanın reddi gerektiğini, 4 parselin tamamının ... Vakfı, 7 parselin .... ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 8 parselin ...., 9 parselin ... Vakfından icareli olarak şahıslar adına, 10 parselin ...Vakfından icareli ... adına, 11 parselin ... Vakfından icareli ... adına ve 12 parselin İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına kayıtlı olduğunu, bu durumda ... oğlu ... adına kayıtlı herhangi bir taşınmaz bulunmadığı, davanın yasal dayanağı olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.05.2018 tarihli 2011/269 Esas 2018/183 Karar sayılı kararıyla; dava konusu yapılan taşınmazların tapu kayıtlarında davacıların murisleri adına zabıt kaydı ve tescil bulunmadığı, bölgede tescil harici bırakılan yer bulunmadığı, dava konusu yer ile davacıların murisi arasında bağlantı kurulamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekilleri ve katılma yolu ile davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Bir kısım davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, eksik inceleme ile tanzim edilen bir bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmasının yerinde olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle, eksik inceleme ile tanzim edilen bir bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmasının yerinde olmadığını savunarak kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Hazine vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle,dava konusu taşınmazın değerinin 37.156.770,00 TL olarak belirlenmiş olup, mahkemece taşınmazın değeri üzerinden lehlerine nispi vekalet ücretine hükmolunması gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmolunmasının usul ve yasaya uygun olmadığını ileri sürerek Yerel Mahkeme kararının bu yönüyle düzeltilmesini talep etmiştir.
3.Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 06.02.2020 tarihli 2019/410 Esas, 2020/140 Karar sayılı kararıyla, dosya içerisinde mevcut kök tapu kaydına göre davacıların dayanak tapu kaydının kadastro çalışmaları sırasında revizyon görmediği, bu haliyle hukuki değerini yitirip delil durumuna düştüğü, davacılarca tapu kaydının herhangi bir parsele uyduğunun iddia edilmediği, kaldı ki davacılar tarafından tescil dışı bırakılan ve halen zilyetliklerinde olan taşınmaz bildirilmediği, sadece tapu kaydı uygulanarak tescil harici bırakılan yerler var ise adlarına tescilini talep ettikleri, düzenlenen raporda da yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil dışı bırakılan yer olmadığının bildirildiği anlaşılmakla yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ayrıca davacılarca tescil harici bırakılan yerlerin tescili talep edilmesine rağmen tescil harici bırakılan yer tespit edilemediğinden maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacılar vekillerinin ve davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve katılma yolu ile Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Bir kısım davacılar vekili, davacı ... vekili ve katılma yolu ile davalı Hazine vekili istinaf dilekçelerinde yer alan nedenlerle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
3.Gerekçe
3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, TMK'nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların tespiti" başlıklı 13. maddesinde “Tapuda kayıtlı taşınmaz mal:
A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa;
a) Kayıt sahibi adına,
b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına,
c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına,
B) Kayıt sahibi veya mirasçılardan başkası zilyet bulunuyorsa;
a) Kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına,
b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına,
c) (Değişik: 3/5/2012-6302/4 md.) Kayıt sahibinin yirmi yıl önce gaipliğine hüküm verilmiş veya tapu sicilinden malikin kim olduğu anlaşılamamış ise çekişmesiz ve aralıksız yirmi yıl müddetle ve malik sıfatıyla zilyet bulunan kimse adına tespit olunur.
Noter tarafından tespit ve tevsik edilen muvafakat beyanı veya düzenlenen satış vaadi senedi teknisyen huzurunda yapılmış muvafakat sayılır." düzenlemeleri yer almaktadır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) numaralı paragrafında yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinin yerinde olmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekillerinin ve davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
07.11.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.