"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, Kocasinan ilçesi Höbek köyünde bulunan 126 ada 96 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmış, yargılama esnasında 11.06.2014 tarihinde sunmuş olduğu beyan dilekçesi ile 02.05.2014 tarihli teknik krokide gösterilen (B) ve (C) bölümlerine yönelik açmış olduğu davadan feragat etmiş, davasını (A) ve (D) üzerinden sürdürmüştür.
II. CEVAP
1. Davalı ..., taşınmazın kök muris.....’dan kaldığını ve keşif esnasında göstereceği bölümün davacının, geriye kalan bölümün kendi zilyetliğinde bulunduğunu öne sürerek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ..., çekişmeli taşınmazı kayden satın aldığını, bu hususta çekişmeli taşınmaz üzerinde davacının hakkı olup olmadığını bilmediğini beyan ederek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 25.02.2016 tarihli ve 2015/392 Esas, 2016/72 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmazın 02.05.2014 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (D) harfi ile gösterilen 105,34 metrekarelik kısmı yönünden davanın kabulüne, (B) ve (C) harfi ile gösterilen kısımları yönünden davanın reddine, (A) harfi ile gösterilen 1.919,73 metrekarelik kısmı yönünden ise davanın kısmen kabulüne, 3.218,07 metrekare yüz ölçümlü çekişmeli taşınmazın 1.545,14 metrekare yüz ölçümüne isabet eden kısımdaki (A) bölümünden ifraz edilen 1.439,79 metrekare ve (D) bölümü olan 105,34 metrekare yere ilişkin davalı ... adına olan tapu kaydının pay oranında iptali ile iptal edilen payın, davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, bakiye kısmın davalı ... adına ipkasına karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Hüküm, Yargıtay (Kapatılan 16. Hukuk) Dairesinin 25.11.2019 tarihli ve 2016/11568 Esas ve 2019/7705 Karar sayılı kararıyla; “infazı kabil hüküm kurulması gerektiği” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 12.01.2021 tarihli ve 2020/108 Esas, 2021/22 Karar sayılı kararıyla, dava konusu 126 ada 96 parsel sayılı taşınmazdan 16.11.2020 tarihli teknik krokide A1 olarak gösterilen 1.439,70 metrekare ve D harfi ile gösterilen 105,34 metrekarelik bölümlere ilişkin tapu kaydının iptali ile bu kısımların adanın son parsel numaraları verilmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, temyiz dilekçesinde, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde yapılan kadastro çalışmaları esnasında davalının taşınmazı kötü niyetli şekilde adına tespit ettirdiğini, bilahare satış suretiyle 3. kötü niyetli kişiye devrettiğini, bu taşınmazın tamamının davacıya ait 126 ada 109 parselin devamı olduğunu, Mahkemece aleyhlerine fazla vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi sebeplere dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro sonucu, Kocasinan ilçesi Höbek köyü çalışma alanında bulunan 126 ada 96 parsel sayılı 3.218,07 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle bağ vasfıyla ... adına tespit ve tescil edildikten sonra, 09.02.2010 tarihinde satış suretiyle ... adına kayden intikal etmiştir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde olmasına, (IV/2.) no.lu paragrafta yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
6.3.2. Ancak, Mahkemenin bozmadan önceki kararında, 02.05.2014 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen 1.919,73 metrekarelik taşınmaz bölümü hakkında verilen kabul kararı davalı tarafından temyize getirilmediği için, davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu halde, bu kez hükme esas alınan 16.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda, bozma öncesi kabul kararı verilen ve davalı tarafından temyize getirilmeyen (A) bölümünün, (A1) ve (A2) olarak ayrılması ve (A2) ile gösterilen 479,94 metrekarelik bölümün davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken bu bölüm yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davacı tarafından talep edilen ve teknik raporlarda (D) harfi ile gösterilen 105.34 metrekarelik çekişmeli bölümün de davacıya ait 126 ada 109 (yeni 12937 ada 135) parsel ile birleştirilmesi suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmemesi hatalı ise de, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
V. SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın hüküm fıkrasının 1. bendinin hükümden çıkarılarak yerine 1. bent olarak "Kayseri ili, .... ilçesi, ..... Mahallesinde kain fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 02/05/2014 tarihli krokili raporda A harfi ile gösterilen 1.919,73 metrekarelik taşınmazın bulunduğu adanın son parsel numarası verilerek davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, D harfi ile gösterilen 105.34 metrekarelik taşınmazın davacıya ait 126 ada 109 (yeni 12937 ada 135) parsel sayılı taşınmaz ile birleştirilmesi suretiyle tapuya kayıt ve tesciline fazlaya ilişkin talebin reddine" cümlesinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, sair temyiz itirazlarının reddine alınan peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.