"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine temsilcisi dava dilekçesinde; Sürmene ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmalarında Hazine adına kayıtlı cilt 81 sahife 118 sıra 64 numaralı ve 950,00 m2 yüz ölçüm ile .... Kilise vasıflı taşınmazın 149 ada 1 parsel numarasıyla 1.255,14 m2 yüz ölçümlü okul ve uygulama bahçesi vasfıyla Hazine adına tescil edildiğini, tapunun bir kısmının ise 149 ada 2 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalacak şekilde tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, dayanak tapu kaydının sınırları içerisinde kalan bölümün tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Sürmene Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/09/2012 tarihli ve 2012/324 E., 2012/485 K. sayılı kararıyla; davalı olarak gösterilen kişinin dava tarihinden önce ölmüş olduğu, ölü kişiye karşı dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Sürmene Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 31/01/2013 tarihli ve 2012/9435 E., 2013/418 K. sayılı kararıyla; davanın, kadastro sonucu oluşan tapu kaydının, kadastro öncesi oluşmuş tapu kaydına dayanılarak iptali ve tescili isteğine ilişkin olduğu, çekişmeli taşınmazın tapu kaydında malik olarak görünen ...'ye doğru olarak husumetin yöneltildiği, dosya kapsamından ise, davalı ...'nin dava açıldığı sırada ölü olduğunun anlaşıldığı dolayısıyla, davanın taraf ve dava ehliyeti olmayan kişiye karşı açıldığının sabit olduğu, ancak, davalı ...'nin “ölü” olduğu, ne tapu kaydında ne de kadastro tespit tutanağında belirtilmediğine göre; davacı Hazine, doğru olarak husumet yönelttiği tapu maliki ...'nin, dava açıldığı sırada ölü olduğunu bilebilecek durumda olmadığı gibi durumdan da haberdar edilmediği bir başka deyişle, bu gibi durumlarda, belirtilen yasa maddeleri uyarınca, verilecek ara kararla durumun belirtilmesi, dava şartı noksanlığının giderilmesi ve davanın doğru hasma yöneltilmesi için davacıya imkan sağlanması gerektiği, hal böyle olunca; Mahkemece, davacı Hazineye, taraf ve dava ehliyeti şartı noksanlığını gidermesi için HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca kesin süre verilmesi gerekirken, kesin süre verilmeden yazılı şekilde davanın usulden reddinin isabetsiz olduğu belirtilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Sürmene Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/02/2015 tarihli ve 2013/84 E. 2015/66 K. sayılı kararıyla; davacı Hazinenin ileri sürdüğü olguları ispat edemediği, taşınmazın evvelinde sadece ... ve mirasçıları tarafından kullanıldığı, içindeki eski duvar kalıntısının ise kilise duvarı ile bir ilgisinin olmadığının anlaşılması nedeniyle, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Sürmene Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Bozma Kararı
Yargıtay (kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24/12/2018 tarihli 2018/5355 E. 2018/8145 K. sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşif sırasında alınan beyanlarda çekişmeli taşınmaza doğu yönden komşu bulunan 149 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın eskiden kilise yeri olduğu, daha sonra ise okula çevrildiği ve halen okul olarak kullanıldığının belirtildiği, davacı Hazinenin dayandığı tapu kaydının komşu 149 ada 1 parsele ve dava konusu yere uyması muhtemel olduğu gibi; davalı tarafın dayandığı tapu kaydı da bir sınırı “kilise” gösterdiğine ve yukarıda değinildiği üzere beyanlara göre de komşu 149 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan taşınmazın eski kilise yeri olduğu belirtildiğine göre davalının dayandığı tapu kaydının miktar fazlasının taşınmaza komşu kilise yerinden edinilmiş olmasının muhtemel olduğu, ne var ki; Mahkemece; tarafların dayandıkları tapu kayıtları yöntemince uygulanıp kapsamları belirlenmediği gibi; tespite esas alınan tapu kaydının miktarından fazla şekilde davalı taşınmaza revizyon gördüğü ve bir hududunun kilise okuduğunun anlaşıldığı ve taşınmaza komşu 149 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan taşınmazın eski kilise olduğu belirtildiği halde, tapu kayıt miktar fazlasının dava konusu taşınmaza komşu kilise yerinden edinilip edilmediğinin kesin olarak ortaya konulmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümünün etrafı duvarla çevrili olduğu halde, bu duvarın kim tarafından, hangi tarihte ve ne maksatla yapıldığının da belirlenmediği, hal böyle olunca; öncelikle davacı Hazinenin dayandığı tapu kaydı ile taşınmazın tespitine esas olan tapu kaydının ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile varsa haritaları getirtilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ile fen bilirkişisi hazır olduğu halde, yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifte; tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının varsa haritaları uygulanıp kapsamları 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 20/A maddesi gereğince haritalarına göre belirlenmeli, tapu kayıtlarının haritaları bulunmuyor ya da uygulanma kabiliyeti yoksa sınırlarına itibar edilmeli, bu halde tapu kayıt sınırları ayrı ayrı okunmak suretiyle yerel bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmeli, yerel bilirkişilerin gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkânı sağlanmalı, sınırlar komşu parsel tutanak ve varsa dayanağı kayıt ve belgelerle denetlenmeli, bu şekilde tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmaz bölümünü kapsayıp kapsamadıkları ve kapsamlarının neresi olduğu belirlenmeye çalışılmalı, bilirkişiler ve tanıklara çekişmeli taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime hangi hukuki sebeple kaldığı, kim tarafından ne zamandan beri ne sıfatla ve ne şekilde kullanıldığı ve iddiaya konu olan ve fen raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün etrafındaki taş duvarın kim tarafından hangi tarihte ve ne maksatla yapıldığı hususları sorularak maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
6. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Sürmene Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/10/2020 tarihli ve 2019/81 E. 2020/117 K. sayılı kararıyla; 10/04/2020 tarihli fen bilirkişi rapor ve eki krokisinde (A) harfi ile taralı olarak gösterilen 527.61m²'lik kısmın etrafının taş duvarlarla çevrili olduğu, mahalli bilirkişi beyanlarına göre bu kısmın kilise mezarlığı olduğu ve davacı Hazineye ait aynı yerde kain 149 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde bulunduğu, mahalli bilirkişi beyanlarından anlaşılacağı üzere dava konusu edilen kısmı çeviren taş duvarların Rumlar zamanında yapıldığı ve rapora ekli fotoğraflardan anlaşılacağı üzere de çok eski zamanlarda yapıldığının sabit olduğu, dava konusu 149 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt miktar fazlasına ilişkin etrafı uzun yıllar önce yapılan taş duvarlar ile çevrili iş bu kısmının davalılara ait olmadığı, taşınmazın bitişiğinde bulunan 149 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın eski Rum Kilisesine ait olduğu ve kiliseye ait mezarlık olarak kullanıldığı anlaşılmakla davanın kabulüne, Trabzon ili, Sürmene ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 149 ada 2 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişilerinin 10/04/2020 tarihli rapor ve eki krokisinde (A) harfi ile gösterilen 527.61 m²'lik kısmına ilişkin tapu kaydının iptali ile bu kısmın taşınmazdan ifraz edilerek davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Sürmene Asliye Hukuk mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemenin kararının yerinde olmadığını, davalıların murisinin dava konusu taşınmaza satın alma yoluyla malik olduğunu, zilyetliğin eklemeli olarak devam ettiğini, Mahkeme kararının soyut beyanlara göre oluşturulduğunu belirterek, eksik inceleme neticesinde verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
9.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
9.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir"
9.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A. maddesi, “Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.” hükümlerini içermektedir.
9.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına göre (IV/6) numaralı paragrafta yer verilen Sürmene Asliye Hukuk Mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 438. maddesi gereğince ONANMASINA, aşağıda yazılı 499,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.