"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak değişik gerekçe ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, Hakkari ili, Yüksekova ilçesi, ... köyü 101 ada 27 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmalarında davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiği, tespitin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, taşınmazın üzerinde mirasbırakanından kendisine kadar eklemeli bir şekilde devam eden zilyetlik süresinin 60 yıldan fazla olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın Toprak Tevziinin 18 no.lu parselinin tapu kaydı kapsamında bulunduğunu, bunun da Hazine adına tespit edildiğini, taşınmazın 1927 yılından bu yana Hazine'nin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.04.2017 tarihli ve 2015/818 Esas, 2017/211 Karar sayılı kararıyla, Kadastro Mahkemesinde görülen davanın eldeki davada kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 18.05.2018 tarihli ve 2018/64 Esas, 2018/951 Karar sayılı kararı ile, Kadastro Mahkemesince davacının davası usul yönünden reddedildiğinden, belirtilen kararın bu dava yönünden kesin hüküm teşkil etmeyeceği, davanın esasıyla ilgili gerekli deliller toplanmadan karar verildiği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 353/1.a.6. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, deliller toplanarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin 15.10.2019 tarihli ve 2018/358 Esas, 2019/788 K.arar sayılı kararıyla, davacının iddiasını kanıtlamak için keşif yapılmasını talep etmesine rağmen gerekli olan harç ve masrafları kesin süre içerisinde yatırmayarak bu delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayıldığı, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, taşınmazın davacının mirasbırakanından intikal ettiğini ve zilyetlik süresinin 60 yıldan fazla olduğunu, davanın reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 10.03.2021 tarihli ve 2021/73 Esas, 2021/187 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmazın hükmen tesciline esas alınan Yüksekova Kadastro Mahkemesinin 16.07.2009 tarihli ve 2007/845 Esas, 2009/623 Karar sayılı davası ile eldeki davanın taraflarının, konusunun ve hukuki sebebinin aynı olduğu, her ne kadar İlk Derece Mahkemesinin 11.04.2017 tarihli ve 2015/818 Esas, 2017/211 Karar sayılı, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine ilişkin ilk kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 18.05.2018 tarihli ve 2018/64 Esas, 2018/951 Karar sayılı kararı ile ortadan kaldırılmış ise de, kaldırma kararının maddi hataya dayalı olduğu ve usulü kazanılmış hak oluşturmayacağı, maddi hatanın kazanılmış hakkın istisnası olduğu gibi dava şartlarına aykırılığın bulunması halinde taraflar yönünden usulü kazanılmış hak oluşmayacağından, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, keşif avansı yatırılmadığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı, ancak bu hususun yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile gerekçesi düzeltilmek suretiyle uyuşmazlığın esasına ilişkin olarak kesin hüküm nedeniyle davanın usulden reddine dair yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, kadastro mahkemesinde görülen davanın eldeki davada kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, kadastro mahkemesince verilen usulden ret kararının genel mahkemelerde dava açılmasına engel olmayacağını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastrodan önceki nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 114. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendinde, " Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. " dava şartı olarak belirlenmiştir.
Aynı Kanun'un 303. maddesi;
" (1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
(2) Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder.
(3) Kesin hüküm, tarafların küllî halefleri hakkında da geçerlidir.
(4) Bir dava dolayısıyla ortaya çıkan kesin hüküm, o hükmün kesinleşmesinden sonra dava konusu şeyin mülkiyetini tarafların birisinden devralan yahut dava konusu şey üzerinde sınırlı bir ayni hak veya fer’î zilyetlik kazanan kişiler hakkında da geçerlidir. Ancak, Türk Medenî Kanunu'nun iyiniyetle mal edinmeye ait hükümleri saklıdır." hükmünü içermektedir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı tarafın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.