Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6071 E. 2023/1492 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasında, davalının tapu kaydının maliki olmaması nedeniyle husumet yokluğundan davanın reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu iptal ve tescil davalarında husumetin dava tarihinde tapu kayıt maliki olan kişiye yöneltilmesinin yasal zorunluluk olduğu, davalının dava konusu taşınmazın tapu kayıt maliki olmadığı gözetilerek, davanın husumet yokluğundan reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Patnos 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine temsilci dava dilekçesinde özetle; aynı çalışma alanında senetsizden davalı adına 100 dönümden fazla tespit ve tescil edilen Ağrı ili, Patnos ilçesi, ... köyü, 177 ada 47 parsel sayılı taşınmazda eklemeli zilyetlik hususu da göz önüne alınarak toplamda 100 dönümü aşan kısımlarına ilişkin tapu kaydının iptali ile Maliye Hazinesi adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalının süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tapu iptali ve tescil davalarında husumetin dava tarihinde tapu kayıt maliki olan kişi ya da kişilere yöneltilmesinin yasal zorunluluk olduğu, çekişmeli taşınmaz davalı ... adına tapuda kayıtlı olmayıp davalının malik konumunda olmadığı gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece talepleri değerlendirilmeden karar verildiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, düzenlenen raporun usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, hükmün kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tapu iptal ve tescil davalarının tapu maliki gözüken kişiye karşı açılması gerektiği, dava dilekçesinde husumet yöneltilen kişinin adı ve T.C.kimlik numarasının tapu malikinden farklı olduğu, bunun HMK'nın 124/3 maddesi kapsamında yanlış, hatalı veya kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmadığına göre, İlk Derece Mahkemesince delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmadığı gerekçesiyle davacı Hazine temsilcisinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” düzenlemeleri mevcuttur.

2. Bir subjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek kişi, o hakka uymakla borçlu olan kişidir (Kuru, Baki: Medeni Usul El Kitabı, Ankara 2020, C.I, s. 332). Mahkemenin de taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğinden, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def'i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir olgudur. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 27.01.2016 tarihli ve 2014/13-684 E., 2016/106 K.; 30.11.2021 tarihli ve 2018/(20)8-343 E., 2021/1515 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.

3.Tapu iptal ve tescil davaları tapu kayıt malikine karşı açıldığından, bu davalarda pasif husumet ehliyeti kayıt malikine aittir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu 177 ada 47 parsel sayılı taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile ... İlga adına tespit ve tescil edilmiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı Hazinenin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.