"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; Antalya ili, Kaş ilçesi, Sarıbelen köyü, ... Mahallesi’nde kain 155 ada 9 parsel numaralı taşınmazın davacının kök murisi ... ...'dan mirasçılara intikal ettiğini, kök murisin sağlığında dava konusu taşınmazı 8 dönüm olarak kardeşi ... ...'ya kullanım amacı ile teslim ettiğini, ... ...'nın da 1963 yılında bu yerin 4 dönümlük kısmını eşi olan Dürüye ...'ya köy senedi ile hibe ettiğini, 17/09/1963 tarihli köy karar defterinde taşınmazın 4 dönüm olarak yazıldığını, Dürüye ...' nın eşi ...’in vefatından sonra ... Kepili adındaki kişi ile ikinci evliliğini yaptığını, 04/04/1978 tarihinde dava konusu taşınmazın 6 dönüm miktar ile ... tarafından üvey damadı olan ... ...'e satıldığını, Kaş Kadastro Mahkemesinin 2007/584 Esas sayılı dosyası ile ... aleyhine kadastro tespitine itiraz davası açıldığını, ancak 2013/282 sayılı Karar ile davanın reddine karar verildiğini ileri sürerek, dava konusu 155 ada 9 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras hissesi oranında davacı adına tapuda kayıt ve tesciline karar verilmesini, bunun kabul edilmemesi durumunda mirasın tenkisine karar verilmesini, bunun da kabul edilmemesi durumunda taşınmazın parasal değerinin, ... Koca'dan önceki son malik olan davalı ...'dan alınarak, tapuda devir tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında davalı ... ...'ya husumetin yanlışlıkla yöneltildiğini bildirerek tapu kayıt maliki ...'ı davaya dahil etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; dava konusu parselle ilgili olarak daha önce Kaş Kadastro Mahkemesinin 2007/584 Esas, 2013/282 Karar sayılı dosyasında kadastro tespitine itiraz davasının Mahkemece reddedildiğini, bu kararın 20/08/2014 tarihinde kesinleştiğini, kesin hüküm bulunduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kaş Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.06.2020 tarihli ve 2018/471 Esas, 2020/165 Karar sayılı kararıyla; Kaş Kadastro Mahkemesinin 2007/584 Esas, 2013/282 Karar sayılı dosyasında davacının ..., davalının ... olduğu, dava konusu taşınmazın iş bu davaya konu olan 155 ada 9 parsel sayılı taşınmaz olduğu, davanın reddine karar verildiği ve kararın 22/08/2014 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafın terditli tenkis talebi yönünden müteveffa ... ...’nın ölüm tarihi olan 28/12/1964 tarihi dikkate alınarak 743 sayılı Kanun'un 513. maddesindeki, tenkis davasının öğrenme tarihinden itibaren bir sene ve her halde beş sene geçmesiyle sakıt olacağı yönündeki hükmü uyarınca tenkis talebinin zamanaşımına uğradığı, davacı tarafın tapu iptal tescil talebinin kesin hüküm nedeniyle, terditli tenkis talebinin ise zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yolsuz tescil iddiasıyla dava açtıklarını, Kadastro Mahkemesinin 2007/584 Esas sayılı dosyasında bilgi ve belgelerin birbirini doğrulamadığını, kök murisin sadece kullanım amaçlı olarak kardeşine taşınmazı teslim ettiğini ancak tamamının yolsuz işlemler yapılmak suretiyle davalı adına tescil edildiğini, iş bu davada talep ettiği yolsuz tescil talebi halinde Mahkeme kararının davacı acısından kesin hüküm oluşturmayacağını belirterek, Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 02.04.2021 tarihli ve 2020/967 Esas, 2021/313 Karar sayılı kararıyla; nizalı 155 ada 9 parsel sayılı taşınmaz hakkında Kadastro Mahkemesinin 2007/584 Esasında, tespit maliki ...'ı hasım göstererek, taşınmazın babası ... ve amcası ...'ten geldiğini ileri sürerek, hem babası ...’nin, hem de amcası ...'in mirasçısı olan davacının, 1/2 payın murisi ..., 1/2 payın ... ... adına tescil istemiyle dava açtığı, Mahkemece çekişmeli taşınmazın davacının amcası ...'ten geldiği ve onun da sağlığında taşınmazı karısına hibe ettiği ve sonraki devirlerin de karısının tasarrufu ile gerçekleştiği, dolayısıyla davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 20/08/2014 tarihinde kesinleştiği, davacının ileri sürdüğü vakıaların Kadastro Mahkemesindeki davada incelenerek taşınmazın davacının babasından değil amcası ...'ten geldiği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği ve bu dosyanın davacı ve davalı ... arasında kesin hüküm niteliğinde bulunduğu, ayrıca ortaya çıkan bu kesin hükmün HMK.nın 303/4 uyarınca davalı ... hakkında da geçerli olduğu, davacının talebi aktif dava ehliyeti yönünden de değerlendirilmeye muhtaç ise de, kesin hükümden reddi mutlak olduğundan bu hususa girilmesine gerek bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK'nın 303. maddesi;
“(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
(2) Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder.
(3) Kesin hüküm, tarafların küllî halefleri hakkında da geçerlidir.
(4) Bir dava dolayısıyla ortaya çıkan kesin hüküm, o hükmün kesinleşmesinden sonra dava konusu şeyin mülkiyetini tarafların birisinden devralan yahut dava konusu şey üzerinde sınırlı bir ayni hak veya fer’î zilyetlik kazanan kişiler hakkında da geçerlidir. Ancak, ... Medenî Kanununun iyiniyetle mal edinmeye ait hükümleri saklıdır.
(5) Müteselsil borçlulardan biri veya birkaçı ile alacaklı arasında yahut müteselsil alacaklılardan biri veya birkaçı ile borçlu arasında oluşan kesin hüküm, diğerleri hakkında geçerli değildir.
3. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.