Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6246 E. 2023/1722 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, Osmanlı döneminden kalma tapu senetlerine dayanarak, kadastro sonrası üçüncü kişiler adına tescil edilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve kendi adına tescili isteminde, dava konusu taşınmazların belirsizliği nedeniyle davanın açılmamış sayılıp sayılmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, tapu senetlerindeki taşınmazların bilgilerini belirleyememesi ve mahkemenin verdiği süre içinde bu eksikliği gidermemesi nedeniyle, HMK'nın 119/2. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına dair yerel mahkeme kararının hukuka uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akhisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, büyük dedelerinden Akhisar'ın ... köyü sakinlerinden ... ... ölümü ile oğlu ... Efendiye intikal etmiş olan ... köyü sınırları içerisindeki bir mevkide 3 dönüm, diğer bir mevkide 7 dönüm olmak üzere 2 adet araziye ait Osmanlı döneminden kalmış olan iki adet tapu senedinin elinde bulunduğunu, yapmış olduğu araştırmalar sonucunda söz konusu arazilerin kadastro sonrasında üçüncü şahıslar adına tescil edildiğini, eski tapu kayıtlarının incelenmesi sonrasında gerçek hak sahiplerinin ortaya çıkacağını, yine yapmış olduğu araştırmalar neticesinde büyük dedelerinin genelde ... ..., ... ... isimleri ile anıldığını, söz konusu tapu senedindeki arazilerin yüksek ihtimal kendi ceddinden geldiğini düşündüğünü, davalı tarafça hatalı bir şekilde üçüncü kişiler adına tescil yapıldığını, tekrar tespit ve değerlendirme yapılarak adına tescil edilmesi gerektiğini ileri sürerek, gerekli araştırmaların yapılarak hatalı bir şekilde üçüncü şahıslar adına tescil edilmiş olan ... Köyü sınırları içerisindeki bir mevkide 3 dönüm, diğer bir mevkide 7 dönüm arazilerin adına tescil edilmesini istemiş, aşamada taşınmaz bilgilerinin bildirilmesinin istenilmesi üzerine bilgilerin ancak Osmanlıca tapu senetlerinin incelenmesi sonucunda ortaya çıkacağını bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile HMK.nın 119/1-ğ ve HMK.nın 119/2. maddelerinin açık hükümleri karşısında, davacının talep sonucu belli değilken ve somutlaştırma yükü kendisine düşen davacı tarafça hüküm kurulması istenen hususun açık olarak ortaya konulmadığı, mevcut usul hükümleri çerçevesinde davanın esasına dair inceleme yapmanın mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesinde taleplerinin açıkça belirtildiğini, buna göre davacının murisine ait olup hatalı şekilde üçüncü şahıslar adına tespit ve tescil edilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilinin talep edildiğini, dava dilekçesi ekinde suretleri ibraz edilen Osmanlıca tapu senetlerinin kendisi tarafından tercüme ettirilemediğini, bu hususun Mahkemece araştırılıp dava konusu edilen taşınmazların belirlenmesi ve davanın esasının incelenmesi gerekirken davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu edilen taşınmazların ada ve parsel numaralarını bildirmesi için davacı tarafça verilen kesin süre içinde; ara kararında belirtilen eksikliğin giderilmediği ve dava konusu edilen taşınmazların belirtilmediği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK'nın 119/2. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle, ... köyünde hatalı olarak üçüncü kişiler adına tescil edilmiş biri 3 dönüm diğeri 7 dönüm olan taşınmazların adına tesciline karar verilmesini istediğini, taşınmaz bilgilerinin ancak Osmanlıca tapu kayıtlarının tercüme edilmesi halinde ortaya çıkacağını, Mahkemece bu tapu kayıtları incelenmeksizin karar verildiğini, kendisinin Osmanlıca tercüman bulamadığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, deliller toplanmadan davalı lehine 3.400,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371. maddeleri.

HMK'nın dava dilekçesinin içeriğini düzenleyen 119. maddesinin birinci fıkrasının "ğ" bendinde; "Açık bir şekilde talep sonucu."

Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise "Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır." hükümleri düzenlenmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.03.2023 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.