"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı bir kısım davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 143 ada 41, 144 ada 8 ve 145 ada 5 parsel sayılı taşınmazların davacı ile davalılar adına hisseli şekilde tespit gördüğünü, davacılar tarafından dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin hatalı olarak yapıldığı, taşınmazların tam hisse şeklinde kendi adlarına tespit görmesi gerektiği iddiasıyla ... Kadastro Mahkemesinde 2010/118 Esas numaralı dosyası ile dava açıldığını, dosyanın ... Kadastro Mahkemesine devri sonrasında ... Kadastro Mahkemesinin 2013/190 Esas, 2014/50 Karar numaralı, 03/06/2014 tarihli kararı ile davanın reddine karar verildiğini, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi 2014/14626 Esas 2015/13880 Karar sayılı, 24/11/2015 tarihli kararı ile Mahkeme kararını onadığını, kararın kesinleştiğini, ... Kadastro Mahkemesinin 2013/190 Esas sayılı dosyasında dava konusu taşınmazlar yönünden yapılan yargılama sonunda verilen karar ile dava konusu taşınmazların evveliyatında (davacının murisi) ...’a ait olduğu, onun vefatı ile eşi ... ve evlatlığı davacı ... arasında iştirak halindeki hükümlere tabi olarak kaldıklarının kabul edildiğini, davacı ile davalılar arasında akrabalık ilişkisinin olmadığını, davalıların dava konusu taşınmazları mirasbırakan kök muris ...’ın mirasçıları olmadığını, dava konusu taşınmazların davalılar ile davacı adına hisseli şekilde tespitini gerektirecek bir durumun olmadığını, dava konusu taşınmazların davacı ve annesi tarafından sahiplenildiği, kullanıldığı, davalılar tarafından hiç tasarruf edilmediğinin kesinleşmiş Mahkeme kararı ile sabit olduğunu ileri sürerek taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali tam hisse şeklinde davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar ... ve ... ... vekili cevap dilekçesinde; ... Kadastro Mahkemesinin 03.06.2014 tarihli, 2013/190 Esas-2014/50 Karar sayılı kararının kesin hüküm teşkil ettiğini, dava konusu taşınmazların ... ... mirasçıları olarak davalılar ile diğer mirasçılara intikal ettiğini, davacı ve mirasbırakanının dava konusu taşınmazları müvekkillerinin murisine sattığının mahkeme kararı ile sabit olduğunu, Kadastro Mahkemesindeki dosyada bu konunun net bir şekilde ifade edildiğini, gerek ... Kadastro Mahkemesinde gerekse ... Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılamalarda taşınmazların ... ... ve mirasçılarına fiilen teslim edildiğinin anlaşıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Kadastro Mahkemesi tarafından verilmiş olan kararın kesin hüküm teşkil etmediği, ancak Mahkeme gerekçesinin eldeki dava açısından güçlü delil olarak kabul edildiği, gerek Kadastro Mahkemesindeki tanık beyanlarından, gerekse eldeki dosyada dinlenen taraf tanıkları ile mahalli bilirkişi beyanlarından açıkça anlaşılacağı üzere, dava konusu taşınmazlara davacının murisleri olan ... ve ... tarafından uzun yıllar bakıldığı, murislerin ölümüyle taşınmazların ...’a bırakıldığı, Kadastro Mahkemesi ve ... Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde dava konusu taşınmazların ... ...’ye ya da mirasçılarına fiilen teslim edilmediği, tapusuz taşınmazların mülkiyet geçişinin teslimle olacağı ve teslim edilmeyen taşınmazlar yönünden davacıların açtığı davanın mülkiyet bakımından bir dayanağının bulunmadığı şeklindeki gerekçesi ve eldeki dosyada dinlenen tanık beyanlarında, davacının taşınmazları davalıya satıp teslim ettiğine dair birbirini destekleyen tanık beyanının bulunmadığı, aksine tanık beyanlarının dava konusu taşınmaza davalılarca bir ekim yapılmadığı yönünde olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 143 ada 41 parsel, 144 ada 8 parsel ve 145 ada 5 parsel sayılı taşınmazların davalılar ve dahili davalıların murisi adına kayıtlı hisselerinin tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar ... ve ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortada dava konusu ile ilgili kesin hüküm bulunduğunu, dava konusu, sebebi ve taraflarının aynı olduğunu, davacı ve miras bırakanlarının dava konusu taşınmazları noter ve köy senetleri ile davalıların miras bırakanına sattığını, gerek ... Kadastro Mahkemesinde gerekse ... Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılamalarda taşınmazların fiilen tesliminin de ... ... ve mirasçılarına yapıldığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, eldeki davanın kabulü ile Kadastro Mahkemesi kararının ortadan kaldırıldığını ileri sürerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Kadastro Mahkemesindeki dava ile eldeki dosyadaki davada, davaya konu taşınmazlar aynı olmakla birlikte tarafların taraf sıfatları, taraflarca ileri sürülen iddia ve talepler, Kadastro Mahkemesinin hüküm fıkrası ile eldeki davadaki netice-i talebin farklı olduğu, bu nedenle Kadastro Mahkemesindeki davanın eldeki dava bakımından kesin hüküm teşkil etmediği, ancak güçlü delil niteliğinde olduğu, gerek ... Asliye Hukuk Mahkemesi, gerekse Kadastro Mahkemesince yapılan yargılamalar neticesinde, dava konusu taşınmazların öncesinde tapusuz oldukları, ...’dan kaldıkları, onun ölümü ile eşi ... ve evlatlığı ...’a iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olarak intikal ettikleri, tapusuz taşınmazlarda mülkiyetin nakli için zilyetliğin devrinin gerekli olduğu, ne var ki dava konusu taşınmazların ... ... ya da mirasçılarına teslim edilmediği anlaşılmakla davaların reddine karar verildiği, kararların Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştikleri, eldeki dosyada dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının da aynı yönde olduğu, tüm bu hususlar dikkate alınarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun;
14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
"Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.
(Değişik ikinci fıkra: 03/07/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucunda ... ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 143 ada 41, 144 ada 8 ve 145 ada 5 parsel sayılı muhtelif yüz ölçümüne sahip taşınmazlar 1/6 hisse ile ..., 1/6 hisse ile ..., 1/6 hisse ile ... ve 3/6 hisse ile ...’ın ceddinden intikalen ve vereseler arasında taksimen 20 yılı aşkın bir zamandan beri hisseleri oranında nizasız fasılasız ve malik sıfatıyla zilyet ve tasarruflarında bulunduruyorlarken ...’nin 23.08.2005 tarihinde öldüğü ancak mirasçılarının tam olarak bilinemediği ve ilgililerince de mirasını gösterir herhangi bir bilgi ve belge ibraz edilmediğinden tespitin hissesi oranında ölü malik adına yapıldığı ve bu hususun da tutanağın ilgili sütununda belirtildiği ve halen ... bu parselin mirasçıları tarafından nizasız fasılasız malik sıfatıyla hissesi oranında zilyet ve tasarruf ettikleri belirtilerek paylı mülkiyet şeklinde davacı ve davalılar adına tespit edilmiş, ... ile ... tarafından Kadastro Mahkemesinde açılan tespite itiraz davası sonucunda 16.02.2016 tarihinde hükmen taraflar adına paylı mülkiyet şeklinde tapuya tescil edilmiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 1.822,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ...'den alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.