"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, Perşembe ilçesi, Efirli köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 719 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı nedeniyle 10467/183650 payının davalılar ... Karadeniz mirasçıları adına tespit edildiğini, davacının tespite itirazı üzerine Komisyon kararı ile itirazının kabul edilerek davalılar adına olan payın iptali ile davacının payına eklendiği halde, 719 parsel sayılı taşınmaza ilişkin Hazinenin açtığı davada Perşembe Kadastro Mahkemesinin 27.10.1995 tarihli ve 1989/10 Esas 1995/125 Karar sayılı kararı ile davanın reddine, tespit gibi tesciline karar verildiğini, hükmün tapuda Komisyon kararı dikkate alınmayarak tespit gibi tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kaydına ve Komisyon kararına dayanarak davalılar adına olan payın iptali ile davacı adına tescili istemiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar vekili yargılama sırasında; davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Perşembe Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.10.2015 tarihli ve 2008/28 Esas 2015/168 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının 22.11.1997 tarihinde kesinleştiği, dava tarihi olan 06.02.2008 tarihine kadar Kanun'da aranan 10 yıllık sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalıların miras bırakanı ... Karadeniz’in dava konusu taşınmazdaki payını tapudan 1985 yılında davacıya sattığını, herhangi bir alacağı kalmadığını, hatalı tespit üzerine davacının Komisyona itiraz ettiğini, 1988 yılında Komisyonun itirazı kabul edip davalıların payını iptal ederek, davacı adına tescil ettiğini, bu durumun bilirkişi raporunda belirtildiğini, ancak Hazinenin dava konusu taşınmaz hakkında açtığı dava sonunda davanın reddine karar verildiği halde tespit gibi tesciline karar verilince, Komisyon kararına dikkat edilmeden tespit gibi davalılara pay verildiğini, açtıkları davanın hak düşürücü süreden reddine karar verildiğini, ancak kadastro Komisyon kararı iptal edilmediğinden bu kararın infazının mümkün olduğunu, davalıların Komisyon kararına karşı dava açmadıklarını, davanın kadastro öncesi nedene değil, kadastro Komisyon kararına dayandığını, Mahkemece delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşüldüğünü belirterek ve resen görülecek eksikliklerden dolayı ret kararının bozulmasını talep etmiştir.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde; kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı açıklanmıştır. Bu sürenin hak düşürücü niteliğinde olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği tartışmasızdır.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428.maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Perşembe Kadastro Mahkemesinin 27.10.1995 tarihli ve 1989/10 Esas 1995/125 Karar sayılı kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğine, davacının bu kadastro dosyasında taraf olduğunun anlaşılmasına, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafın temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 150,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
24/01/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.