"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 29/01/2021 tarih 2018/99 Esas, 2021/57 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 16/02/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ile vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı ... gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, çekişme konusu 36 ve 325 parsel sayılı taşınmazlarını, borçlarının bulunması ve bankalardan kredi alamaması nedeniyle oğlu adına kredi almak amacıyla önce oğlu olan davalı ...'a temlik ettiğini, davalı oğlunun da bankalardan kredi alamaması üzerine, 20/11/2008 tarihli protokol uyarınca taşınmazları 3 yıl ekip biçmesi ve daha sonra iade etmesi karşılığında 450.000,00 TL bedelle davalı ...'e devrettiğini fakat sürenin sonunda taşınmazların iade edilmediğini ileri sürerek, davalı ... adına olan tasarrufun iptali ile diğer davalı ... adına olan tapunun iptali ve adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ..., davaya cevap vermemiş, Dairenin bozma ilamından sonra davacının iddiasını doğrular nitelikte beyanda bulunmuştur.
2. Davalı ..., protokol başlıklı adi yazılı belgedeki imzanın kendisine ait olmadığını, dava konusu taşınmazları bedelini ödeyerek diğer davalı ...'tan devraldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07/03/2014 tarih, 2012/1159 Esas, 2014/121 Karar sayılı kararı ile; davanın yazılı delille ispatlanabileceği, iddia edilen belge aslının davacı tarafından dosyaya sunulamadığı, aslı bulunamayan fotokopi belgenin taraflarının davacı ile davalı ... olduğu, oysa dava konusu taşınmazların önce davalı ...'a, sonrasında da davalı ...'a devredildiği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 11/10/2016 tarih ve 2014/14267 E., 2016/9309 K. sayılı kararıyla; “...Somut olayda, davacı tarafından yargılama aşamasında iddianın dayanağı olarak sunulan 20.11.2008 tarihli ve hakim havaleli "protokol" başlıklı fotokopi belge ile protokolün eki niteliğinde olduğu iddia edilen 27.11.2008 tarihli ve davalının imzasını içeren "belgedir" başlıklı evraklar ibraz edilmiştir. Ancak, mahkemece belgelerdeki imzaların davalı ...’in eli mahsulü olup olmadığı üzerinde durulmamış ve HMK'nın 169. ve devam maddeleri uyarınca bu konuda davalının isticvabına karar verilmemiştir. Hâl böyle olunca, öncelikle davalı ...'in isticvap edilerek anılan belgelerdeki imzaların kendisine ait olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, imzaların kendisine ait olduğunu kabul etmemesi halinde huzurda usulü dairesinde imza örneklerinin alınması ve ondan sonra 2659 sayılı yasanın 8. maddesi hükmü uyarında Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınması, anılan belgenin geçerli olduğunun anlaşılması halinde, belgenin hukuki değerinin irdelenerek, inançlı işlemin belgesi niteliğini taşıyıp taşımadığı, yazılı delil başlangıcı sayılıp sayılmayacağının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.” gerekçesiyle karar bozulmuş; davalı ... vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 25/10/2017 tarih ve 2017/596 E., 2017/5777 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 29/01/2021 tarihli ve 2018/99 E., 2021/57 K. sayılı kararıyla; bozma ilamında değinilen belgelerin aslına ulaşılamadığı, fotokopi belgelerde imza incelemesi yapılamadığı, davacı tarafça 20/01/2021 tarihli dilekçe ekinde sunulan ve daha önce sunulan aynı tarihli belgeyle yazı tipi ve boyutu yönünden farklılık arz eden 27/11/2008 tarihli "belgedir" başlıklı belgeye davalı tarafça muvafakat edilmediği, inançlı işlem iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, delil olarak dayandıkları 27/11/2008 tarihli belge aslını dosyaya sundukları halde imza incelemesi yapılmadığını, bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereğinin yerine getirilmediğini, davalı ... tarafından aynı gün aynı aynı içerikte farkı ortam ve saatlerde iki tane belge düzenlendiğini, 20/11/2008 tarihli belge aslını bulamadıklarını, ancak 27/11/2008 tarihli belgede imza inclemesi yapılır ise ihtilafın çözüleceğini, mahkemenin yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verdiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK'nın 145. maddesinde, “Taraflar, Kanunda belirtilen süreden sonra delil gösteremezler. Ancak bir delilin sonradan ileri sürülmesi yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa veya süresinde ileri sürülememesi ilgili tarafın kusurundan kaynaklanmıyorsa, mahkeme o delilin sonradan gösterilmesine izin verebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, çekişme konusu 36 ve 325 parsel sayılı taşınmazların davacı adına kayıtlı iken 06/11/2007 tarihinde davalı ...'a satış suretiyle temlik edildiği, ... tarafından da 24/11/2008 tarihinde diğer davalı ...'e devredildiği, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen, davacı ile davalı ... arasında 20/11/2008 tarihinde düzenlenen ve aslına ulaşılamayan “protokol” başlıklı fotokopi belgede, davacının borcuna karşılık çekişme konusu taşınmazların teminat olarak davalı ...’a temlik edileceği, davalı ... taşınmazları 3 yıl kullandıktan (ekip – biçtikten) sonra davacıdan olan alacağını almış sayılacağı ve taşınmazların davacıya geri verileceği hususlarına yer verildiği görülmektedir. Yine davacı tarafından bozma ilamından önce dosyaya ibraz edilen ve anılan protokolün eki niteliğinde olduğu iddia edilen 27/11/2008 tarihli, davalı ...’in imzasını içeren "belgedir" başlıklı fotokopi belgede, davalının davaya konu taşınmazları 20/11/2008 tarihli protokol ile devraldığı, protokolde yer alan imzanın davalıya ait olduğu, protokol içeriğinin davalı tarafından aynen kabul edildiği hususlarına yer verilmiştir.
6.3.2. Somut olayda, davacı tarafından dayanılan delillerden 27/11/2008 tarihli “belgedir” başlıklı fotokopi ile sonradan aslı ibraz edilen yine aynı tarihli belge arasında sadece yazım farkı bulunup sair hususların aynı olduğu görülmekle, bu belgelerin iki ayrı belge kabul edilmesi doğru değildir.
6.3.3. Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK’nın 145. maddesi çerçevesinde değerlendirme yapılarak aslı ibraz edilen 27/11/2008 tarihli belge ve 20/11/2008 tarihli protokolde yer alan imzaların davalı ...’in eli ürünü olup olmadığının usulünce saptanması ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 3.815,00-TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 16/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.