"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 24/01/2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ......, Avukat ... ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ...... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenerek gereği görüşüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları İsmail Doğan’ın 133 ve 312 sayılı parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ...'a, 132 parseldeki payı ile 311 parsel sayılı taşınmazını davalı torunu İsmail Doğan'a, 1290 parseli davalı ... ve davalı oğlu ...'a mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek, taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, mümkün olmadığı takdirde tenkise, bağış suretiyle davalılara temlik edilen 1290 parsel sayılı taşınmaz bakımından ise yasal faizi ile birlikte tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, mirasbırakanın sağlığında bütün mirasçıları kapsayacak şekilde paylaşım yaptığını, temliklerin mal kaçırmak amaçlı olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, dava konusu 4 parça taşınmaz yönünden temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne; dava konusu 1290 parsel sayılı bağış suretiyle temlik edilen taşınmaz yönünden ise iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. TemyizYoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 14/01/2020 tarihli ve 2016/14898 E., 2020/169 K. sayılı ilamı ile ‘‘...1290 parsel sayılı taşınmaz bakımından mirasbırakanın saklı payı zedeleme kastı ile hareket ettiği kanıtlanamadığından anılan taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacıların temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.
Davalıların temyiz itirazlarına gelince;...miras bırakanın 06/05/2009 tarihinde dava dışı 14 parça taşınmazını intifa hakkını üzerinde bırakarak eşi ..., davacı kızları ... ve ..., davalı oğulları ..., ... ve 18.05.2012 tarihinde ölen oğlu ... ile davalı torunu İsmail’e satış suretiyle devrettiği sabit olup miras bırakanın tüm mirasçıları arasında hak dengesini gözetir, kabul edilebilir bir paylaştırma yapma iradesi ile hareket ettiği açıktır. Diğer taraftan, davalı torun İsmail babası ... hayatta olduğu için mirasbırakanın mirasçısı olmadığından anılan davalıya yönelik olarak paylaştırma savunmasına itibar edilmemişse de toplanan delillerden, davalı ...’e temliklerin mal kaçırmak amacıyla yapıldığı iddiasının kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.’’ gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur.
3.Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Çanakkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/09/2020 tarihli ve 2020/161 E., 2020/419 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın mirasçıları ile herhangi bir anlaşmazlığı olmadığı, mal kaçırmak amacı ile değil, paylaştırma iradesi ile hareket ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; gizli bağış iddiası ile dava konusu ettikleri taşınmazların iş bu dosya ile birlikte görülmesi gerektiğini, hatalı hukuki değerlendirme ile karar verildiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacılar aleyhine hatalı hesaplandığını ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemişlerdir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ve tenkis isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
Muris muvazaasında, 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dairenin (IV.2.) no.lu paragrafta açıklanan ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacıların işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
6.3.2. Davacıların vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Bilindiği üzere; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında açılan tapu iptali ve tescil davalarında dava değeri, çekişme konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden davayı açan mirasçının miras payına isabet eden kısım olup, davanın reddi halinde davalı lehine bu değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, tenkis istemine konu edilen 1290 parsel yönünden dava değeri 20.000 TL gösterilmiş olup, tapu iptal ve tescil istemine konu edilen dava konusu 132, 133, 311 ve 312 parsel sayılı taşınmazların davacıların toplam 6/20 olan miras payına isabet eden keşfen dava tarihindeki değeri ise 57.186 TL olarak tespit edilmiştir. O halde, davanın reddi nedeniyle davalılar lehine 77.186 TL üzerinden nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Ne var ki; bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
V. SONUÇ:
1-Kararın (IV/6.3.1) no.lu bendinde açıklanan nedenlerle, davacıların sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Kararın (IV/6.3.2) no.lu bendinde yazılı nedenlerle; hükmün 7. bendi hükümden çıkarılarak yerine 7. bent olarak "Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 10.834,18 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,” cümlesinin yazılmasına 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar vekili için 3.815.00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.