Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7518 E. 2023/2775 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacının tapu iptali ve tescil talebinin, daha önce aynı konu ve taraflar arasında görülen kadastro mahkemesi kararının kesinleşmesi nedeniyle reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Aynı taraflar arasında, aynı dava konusu ve sebebiyle açılmış olan önceki davanın kadastro mahkemesinde kesinleşmiş olması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. ve 303. maddeleri uyarınca kesin hüküm oluşturduğu ve bu nedenle tapu iptali ve tescil davasının dava şartı yokluğundan reddinin gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıya babasından ve babasına da dedesinden intikal eden, ... ili, ... ilçesi, ... kasabası 9188, 10565, 10542, 10459 parsel sayılı taşınmazlar ile 8670 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 15.000 metrekarelik kısmının 30 yıldır nizasız ve fasılasız davacı tarafından kullanıldığını ve zilyetliğinde olduğunu, ancak kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.02.2016 tarihli ve 2009/553 Esas, 2016/93 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne ve çekişmeli 9188 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, çekişmeli 10542 parsel yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.02.2019 tarihli ve 2016/6982 E., 2019/836 K. sayılı kararı ile; ''Dava, kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, çekişmeli 10542 parsel yönünden davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli 9188 parsel yönünden ise 3402 sayılı Yasa'nın 46/1. maddesi gereğince davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, taraflar arasında çekişmeli taşınmazlara ilişkin, aynı iddia ve sebeplere dayalı olarak ... Kadastro Mahkemesinin 1996/516 Esas, 1999/166 Karar sayılı dosyasıyla dava görülmüş ve yargılama neticesinde davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi Hazine adına tesciline karar verilmiş, ... bu karar 02.08.1999 tarihinde kanun yollarına başvurulmaksızın kesinleşmiştir. Bu haliyle ... Kadastro Mahkemesi'nin söz konusu ilamı eldeki dava yönünden kesin hüküm teşkil etmekte olup, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-i maddesi uyarınca kesin hüküm dava şartı olduğundan, mahkemece yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir. Bu durum karşısında;

Davacı vekilinin çekişmeli 10542 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle esastan reddine karar verilmesinde isabet bulunmamakta ise de, sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesinin bu şekilde düzeltilerek onanmasına,

Davalı Hazine vekilinin çekişmeli 9188 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik davalı temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davanın, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek hatalı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün bozulmasına'' karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.11.2019 tarihli 2019/495 Esas 2019/559 Karar sayılı kararı ile bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde 9188 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın usulden reddine, 10542 parsel sayılı taşınmaz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, her iki davanın konusu ve talep sonuçlarının farklı olduğunu, Kadastro Mahkemesinin keşif masrafları yatırılmaması nedeniyle davanın esasına girmeden ret kararı verdiğini, bu kararın kesin hüküm oluşturmayacağını, Yargıtayın emsal kararları olduğunu, davacı lehine kazanım koşulları oluştuğunun sabit olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun;

114. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. "

303. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.

(2) Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder.

(3) Kesin hüküm, tarafların küllî halefleri hakkında da geçerlidir.

(4) Bir dava dolayısıyla ortaya çıkan kesin hüküm, o hükmün kesinleşmesinden sonra dava konusu şeyin mülkiyetini tarafların birisinden devralan yahut dava konusu şey üzerinde sınırlı bir ayni hak veya fer’î zilyetlik kazanan kişiler hakkında da geçerlidir. Ancak, ... Medenî Kanunu'nun iyiniyetle mal edinmeye ait hükümleri saklıdır."

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucunda ... ili ... ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 9188 ve 10542 parsel sayılı sırasıyla 18.400,00 ve 7.201,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı nedeniyle tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş, tespite dosyamız davacısı ...'in itiraz etmesi neticesinde aynı iddia ve sebeplere dayalı olarak ... Kadastro Mahkemesinin 1996/516 Esas, 1999/166 Karar sayılı dosyasıyla dava görülmüş ve yargılama neticesinde davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi Hazine adına tesciline karar verilmiş, ... bu karar 02.08.1999 tarihinde kanun yollarına başvurulmaksızın kesinleşmiştir.

2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın uygulanacağı davalar yönünden HUMK’nın 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, hükmüne uyulan bozma kararına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun hükmün HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 438. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

22.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.