"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, Belediye yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı asil dava dilekçesinde, ... ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında uzun süredir kendi zilyetliğinde bulunan 150 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 3. derece arkeolojik sit alanı olduğu gerekçesiyle Hazine adına tespit ve tescilinin yapıldığını ileri sürerek, 150 ada 6 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tapu kaydının iptali ile kendi adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, özel mülkiyete konu teşkil etmediğini belirterek, açılan davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, özel mülkiyete konu teşkil etmediğini, ayrıca Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde yer alan zilyetlikle kazanım şartlarının oluşmadığını belirterek, açılan davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadastro tespit tutanağında davacının davaya konu taşınmaza zilyet olduğu ve kazandırıcı zamanaşımı süresinin de yeterli olduğu belirtilmekle taşınmazın 3. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kalmış olması ve sit alanlarında kalan taşınmazların zilyetlikle iktisap edilemeyeceğinden dolayı davalı Hazine adına tespit yapıldığının anlaşıldığı, 2863 sayılı Kanun'un 11. maddesinde yapılan değişiklikle sadece 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanlarının zilyetlikle kazanılamayacağı hükmünün düzenlendiği, davacı yönünden Kadastro Kanunu'nun 14. ve ... Medeni Kanunu'nun 713. maddesindeki zilyetlikle kazanım şartları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle, 2863 sayılı Kültür ve ... Varlıklarını Koruma Kanunu'nun ana ilkesinin ... varlıklarının korunması olduğunu, bu Kanun'da 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanlarının zilyetlikle kazanılamayacağının düzenlendiğini, dava konusu taşınmazın 3. derece sit alanı içinde kaldığı hususunun netleşmediğini, Kadastro Kanunu uyarınca zilyetlikle kazanım şartlarının da oluşmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 3. derece arkeolojik sit alanı içinde kaldığı, davacının eklemeli zilyetlikle dava konusu taşınmaza 30-35 yıldır zilyet olduğunun mahalli bilirkişi beyanları ile anlaşıldığı, bu nedenle Kadastro Kanunu'nun 14 ve ... Medeni Kanunu'nun 713. maddesinde aranan zilyetlikle kazanım şartlarının davacı lehine gerçekleştiği gerekçesi ile davalı Hazine vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; 2863 sayılı Kültür ve ... Varlıklarını Koruma Kanunu'nun ana ilkesinin ... varlıklarının korunması olduğunu, bu kanunda 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanlarının zilyetlikle kazanılamayacağının düzenlendiğini, dava konusu taşınmazın 3. derece sit alanı içinde kaldığı hususunun netleşmediğini, Kadastro Kanunu uyarınca zilyetlikle kazanım şartlarının da oluşmadığını, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının soyut ve yetersiz olduğunu belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. ... Medeni Kanunu’nun 713. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”,
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3. 2863 sayılı Kültür ve ... Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 11. maddesinin ilk metninde derece ayrımı yapılmaksızın sit alanlarının koşulları oluştuğu takdirde zilyetlikle kazanılması mümkün bulunmakta idi. 27.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5226 sayılı Kanun'un 5. maddesiyle 2863 sayılı Kanun'un 11. fıkrasında yer alan koruma alanları ibaresinden sonra gelmek üzere “sit alanları” sözcüğü eklenmiş ve bu tarihten itibaren sit alanlarının da zilyetlikle kazanılması yasaklanmıştır. Ancak 30.05.2007 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 22.05.2007 tarihli 5663 sayılı Kanun'la 11. maddenin 2. cümlesi değiştirilmiş, "Ancak, kültür ve ... varlıklarını koruma bölge kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazlar zilyetlik yoluyla iktisap edilemez." hükmüne yer verilmiştir. 11. maddenin değişik son şekline göre Kültür ve ... Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanlarının iktisabı mümkün değildir. Ancak, doğal sit alanı olarak tescilli taşınmazlar ile 3. derece arkeolojik sit alanında kalan taşınmazların yasal koşulların oluşması halinde zilyetlik yoluyla kazanılmaları mümkündür.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.