Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8674 E. 2022/712 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı Kanunu kapsamında olan ve davalıya tescil edilen taşınmazın amacı dışında kullanıldığını iddia ederek tapu iptali ve Hazine adına tescil talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı ve bayilerinin taşınmazı 20 yılı aşkın süredir zilyetliğinde bulundurduğu, 3573 sayılı Kanun'un 4086 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmadan önceki dönemde edinilen taşınmazlar yönünden uygulanamayacağı ve kazanılmış haklara müdahale teşkil edeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, İzmir İli, Tire İlçesi, Akyurt Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro çalışması sırasında tapu kaydı ve satın almaya dayalı olarak davalı adına tespit ve tescil edilen çekişmeli 114 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı Kanunu kapsamında kaldığı ancak davalı tarafça niteliğinin değiştirildiğini ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, davaya süresi içerisinde cevap vermemiş, yargılama sırasında taşınmazı malikinden satın aldığına yönelik beyanda bulunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 05/09/2013 tarihli ve 2010/633 E., 2013/501 K. sayılı kararıyla; 4086 sayılı Kanun ile değişik 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki Kanun’da yer verilen düzenlemeye göre bu kanun kapsamındaki taşınmazların veriliş amacı dışında kullanılamayacağı ve aksinin tespit edilmesi halinde geri alınabileceğini, mezkur Kanun’da 1995 yılında yapılan değişiklik öncesinde edinilen taşınmazlar yönünden kanunun geriye yürümeyeceği dikkate alınarak kazanılmış haklara müdahale edilemeyeceği, taşınmazdaki vasıf değişikliğinin de mülkiyet hakkı kapsamında olduğu, davaya konu taşınmazın öncesinde harım yeri olan boş arsa iken üzerinde 20 yılı aşkın süreyle nizasız ve fasılasız olarak zilyet olan davalı ve bayileri tarafından zilyetlik hükümlerinden değil 3573 sayılı Kanun hükümlerinden faydalanılarak edinildiği, kadastro tespitinden önce zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi’nin 10/04/2017 tarihli ve 2015/7186 E. 2017/2290 K. sayılı kararıyla; “Yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağı ile, tutanak ekindeki belgeler ve bilirkişi raporunda 3573 sayılı Yasa kapsamında olduğu açıklanmıştır. Mahkemece bu husus göz ardı edilmiş, zeytincilik parselasyon haritası getirtilerek kapsamı belirlenmek ve kadastro paftası ile çakıştırmak suretiyle rapor alınmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için, zeytincilik parselasyon haritası getirtilmeli, komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte düzenlettirilmeli, ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar

İlk Derece Mahkemesinin 18/09/2018 tarihli ve 2017/373 E., 2018/640 K. sayılı kararıyla; davalının çekişmeli taşınmazda 1960 yılından başlayan zilyetliğinin kadastro tespitinin yapıldığı 2007 yılına kadar devam ettiği, taşınmazın hiçbir zaman zeytinlik olmadığı evveliyatında boş arsa olduğu, maliklerince o yıllarda 20 yılı aşkın süre malik sıfatıyla iyiniyetli zilyetlik devam ederken buna dayalı olarak tapunun hükmen tescille alınması yerine 3573 sayılı Yasa'dan faydalanıldığı ve 3573 sayılı Kanun'un, 4086 sayılı Kanunla değişiklik yapılmadan önce verilmiş araziler yönünden uygulanmayacağı ve değişikliğin kazanılmış hakları etkilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 3573 sayılı Kanun uyarınca verilen taşınmazın veriliş amacı dışında kullanılamayacağını; Mahkemece alınan bilirkişi raporu ile davaya konu taşınmazın zeytinlik olarak kullanılmadığı tespit edilmişken davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı Kanunu’na muhalefet hukuki nedenine dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki Kanun’un 3. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beş yıl süre ile taşınmazın gayesine uygun olarak kullanıldığı Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca tespit edilenlere mahallin en büyük mülki amiri tarafından tapuları devredilir. Bu yolla verilen taşınmazlar hiç bir şekilde veriliş amacı dışında kullanılamaz. Bu taşınmazlar; miras dahil hiç bir şekilde bölünemez, veriliş tarihindeki yüzölçümü hiç bir şekilde küçültülemez. Aksi takdirde Hazinece geri alınır. Bu hususlarda taşınmaz siciline gerekli şerh verilir.

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13. maddesi uyarınca; tapuda kayıtlı taşınmaz mal:

A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa;

a) Kayıt sahibi adına,

b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına,

c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına … tespit olunur.

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca; tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.

Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.

4342 sayılı Mera Kanununun 7 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereği 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacak işlemlerde Kadastro Komisyonlarına konu uzmanı Ziraat Mühendisi dâhil edilir. Taşınmaz malın, yukarıdaki fıkranın kapsamı dışında kalan kısmının zilyedi adına tespit edilebilmesi için, birinci fıkra gereğince delillendirilen zilyetliğin ayrıca aşağıdaki belgelerden birine dayandırılması lazımdır.

A) 31/12/1981 tarihine veya daha önceki tarihlere ait vergi kayıtları,

B) Tasdikli irade suretleri ile fermanlar,

C) Muteber mütevelli, sipahi, mültezim temessük veya senetleri,

D) Kayıtları bulunmayan tapu veya mülga hazinei hassa senetleri veya muvakkat tasarruf ilmuhaberleri,

E) Tasdiksiz tapu yoklama kayıtları,

F) Mülkname, muhasebatı atika kalemi kayıtları,

G) Mubayaa, istihkam ve ihbar hüccetleri,

H) Evkaf idarelerinden tapuya devredilmemiş tasarruf kayıtları.

6.2.4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca; orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.

İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve kararın (IV/6.2.) bentlerinde açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve hükmüne uyulan (IV/2) bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) bentte gösterilen gerekçe ile yazılı karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına

kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.