"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl ve birleştirilen davalarda dava konusu olan 288 parsel sayılı taşınmaz yönüyle Mahkemenin görevsizliğine, görevli ve yetkili mahkemenin Kadastro Mahkemesi olduğuna, dava konusu diğer taşınmazlar yönüyle asıl ve birleştirilen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl davanın davacısı ... vekili, asıl ve birleştirilen davaların bir kısım davacıları ... ve müşterekleri vekili ile müdahil davacı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı yasal süresi içerisinde asıl davanın davacısı ... vekili ile müdahil davacı ... tarafından temyiz, asıl ve birleştirilen davaların bir kısım davacıları ... ve müşterekleri vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 22.06.2022 Çarşamba günü için yapılan tebligatlar üzerine, temyiz eden asıl davanın davacılarından ..., temyiz eden birleştirilen davanın davacılarından ..., ..., ..., müdahil davacılar ..., ..., ..., temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen asıl davanın davacısı ... vekili, asıl ve birleştirilen davaların bir kısım davacıları ... ve müşterekleri vekili ve diğer davacılar gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen asillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, eksikliklerin ikmali için verilen geri çevirme kararları üzerine dosya tekemmül etmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davanın davacıları ... ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde; dava konusu 263, 288, 294, 297, 354, 355, 356, 383, 474, 478, 480, 482, 488, 494, 512, 684, 686, 710, 719, 720, 722, 723, 724, 725, 729, 730, 781, 814, 849, 850, 851, 855, 859, 865, 873, 875, 880, 881, 888, 890, 892, 893, 894, 895, 900, 905, 906, 911, 912, 915, 919, 923, 931, 936, 938, 952, 953, 956, 959, 960, 961, 962, 989, 998, 1000, 1003, 1010, 1012, 1014, 1018, 1021, 1027, 1028, 1029, 1031, 1042, 1046, 1051, 1052, 1053, 1056, 1058, 1060, 1061, 1063, 1070, 1072, 1073, 1075, 1082, 1084, 1091, 1092, 1093, 1094, 1097, 1099, 1100, 1103, 1105, 1106, 1109, 1111, 1132, 1135, 1138, 1139, 1140, 1147, 1149, 1154, 1155, 1162, 1163, 1164, 1169, 1170, 1179, 1181, 1182, 1381, 1382, 1383, 1392, 1393 ve 1394 parsel sayılı taşınmazların müvekkillerinin atalarına ait olduğunu, taşınmazların Osmanlı Devleti zamanından günümüze kadar eklemeli şekilde müvekkillerinin ailesi ve kendileri tarafından zilyet edildiğini, Ağrı Dağı isyanından sonra Devlet tarafından taşınmazlardan çıkarıldıklarını, bölgeye tekrar döndüklerinde ise taşınmazların müvekkillerine ve ailesine geri verilmediğini, kadastro çalışmaları sırasında mülkiyet hakları gaspedilerek söz konusu taşınmazların Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Birleştirilen davanın davacıları ... ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde; asıl davada dava konusu olan taşınmazlar ile 376, 377, 378, 379, 380, 385, 387, 388, 457, 487, 493, 673, 726, 727, 728, 731, 732, 737, 811, 858, 891, 951, 972, 1344, 1885 ve 1888 parsel sayılı taşınmazların müvekkillerinin atalarına ait olduğunu, taşınmazların Osmanlı Devleti zamanından günümüze kadar eklemeli şekilde müvekkillerinin ailesi ve kendileri tarafından zilyet edildiğini, Ağrı Dağı isyanından sonra Devlet tarafından taşınmazlardan çıkarıldıklarını, bölgeye tekrar döndüklerinde ise taşınmazların müvekkillerine ve ailesine geri verilmediğini, kadastro çalışmaları sırasında mülkiyet hakları gaspedilerek söz konusu taşınmazların Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihleri arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, kaldı ki taşınmazların evveliyatı itibariyle metruk yerlerden olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MÜDAHALE
... ve müşterekleri ayrı ayrı müdahale dilekçelerinde; dava konusu taşınmazların miras yoluyla kendilerine kaldığını, taşınmazların Ermenilerden metruk veya mera vasfında olan yerlerden olmadığını, atalarının Ağrı Dağı isyanından sonra Devlet tarafından taşınmazlardan çıkarıldığını, daha sonra taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında gerçeği yansıtmayan belgelerle Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, soy isimleri farklı olsa da aynı dedenin mirasçıları olduklarını ileri sürerek, davacıların yanında müdahil olarak davaya katılmak istediklerini belirtmişlerdir.
IV. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesince dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 15.04.2014 tarihli, 2012/115 Esas, 2014/264 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazlarda uygulama kadastrosu çalışmalarının yapıldığı, Kadastro Müdürlüğünün 09.04.2014 tarihli ve 755 sayılı yazısından, uygulama kadastrosuna ilişkin tutanakların Kadastro Mahkemesine gönderildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle; 3402 sayılı Kadastro Kadastro Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Iğdır Kadastro Mahkemesine devredilmesine karar verilmiş, karar temyiz edilmeksizin 26.11.2014 tarihinde kesinleşmiştir.
Görevsizlik kararı üzerine Iğdır Kadastro Mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, Mahkemenin 09.01.2015 tarihli, 2014/67 Esas, 2015/8 Karar sayılı kararıyla; uygulama kadastrosu sırasında mülkiyet ve mülkiyete ilişkin haklar inceleme konusu yapılamayacağından, Asliye Hukuk Mahkemesine açılan ve konusu mülkiyet olan davanın Kadastro Mahkemesine aktarılmasının yerinde olmadığı, dava konusu taşınmazlardan yalnızca 288 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşmediği, söz konusu taşınmazın halen Kadastro Mahkemesinin 2010/251 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu, ancak eldeki davanın taraflarının Kadastro Mahkemesinde görülen bu davaya müdahil olmadığı gerekçesiyle; Mahkemenin görevsizliğine, görevli ve yetkili mahkemenin Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, mahkemeler arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan, görev uyuşmazlığının çözümü (mercii tayini) için dosyanın Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin, 10.04.2015 tarihli ve 2015/2273 Esas, 2015/2867 Karar sayılı kararıyla, “davanın, tapu iptali ve tescili istemine ilişkin olduğu, dosya kapsamından eldeki davanın, davacı ... ve arkadaşları tarafından, dava konusu taşınmazların müvekkillerinin murislerinin mülkiyet hakları gasp edilircesine Hazine adına kayıt ve tescil edildiği, oysaki taşınmazların kadimden ve Osmanlı döneminden itibaren müvekkilleri tarafından nizasız ve fasılasız şekilde kullanıldığı ileri sürülerek, mülkiyet hakkına yönelik olarak açıldığının anlaşıldığı, halihazırda Iğdır Kadastro Mahkemesinin 2010/251 Esas sayılı dosyasında derdest olan 288 parsel sayılı taşınmaz haricinde, dava konusu taşınmazlar hakkındaki mülkiyete ilişkin ilk kadastro tespit işleminin 1962 yılında yapıldığı, tamamının tapu siciline tescil edilmiş ya da mer'a defterine kaydedilmiş olduğu, ayrıca dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde kadastro yenileme çalışması yapıldığı anlaşılmış ise de, davanın mülkiyete dayalı olarak açıldığı, yenileme çalışmasına yönelik bir itirazın söz konusu olmadığı, bu durumda Iğdır Kadastro Mahkemesinin 2010/251 Esas sayılı dosyasında derdest olan 288 parsel sayılı taşınmaz yönünden, kadastro tespit tutanağı kesinleşmediğinden tefrik edilerek, uyuşmazlığın Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması” gereğine değinilerek, Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
Yargı yeri belirleme kararından sonra Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 15.09.2017 tarihli, 2015/287 Esas, 2017/370 Karar sayılı kararıyla; asıl davanın davacıları ile birleştirilen davanın davacılarının, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak eldeki tapu iptali ve tescil davasını açtıkları, dava konusu taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları ile kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları getirtilip incelendiğinde, dava konusu taşınmazlardan 294, 297, 354, 379, 385, 482, 673, 684, 686, 719, 724, 727, 730, 858, 859, 989, 1012, 1018, 1028, 1060, 1103, 1135, 1169, 1170, 1181, 1182, 1344, 1381, 1382, 1383, 1392, 1393 ve 1394 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına kayıtlı olmayıp, dava dışı üçüncü kişiler adına kayıtlı olduğu, bu nedenle söz konusu taşınmazlar yönüyle davalı Hazinenin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığının anlaşıldığı; dava konusu 288 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin Iğdır Kadastro Mahkemesinin 2010/251 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu ve halen kadastro tespitinin kesinleşmediği, bu taşınmaza ilişkin dava yönüyle Kadastro Mahkemesinin görevli olduğu; dava konusu diğer taşınmazlar yönünden yapılan incelemede ise, taşınmazların kadastro tespitinin 1962 yılında yapıldığı ve kesinleştiği, eldeki davaların ise taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren yaklaşık elli yıl sonra açıldığı, eldeki davalar açıldıktan sonra 2014 yılında dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede uygulama kadastrosu çalışması yapılmış olmasının, davacılara yeni bir dava açma ... kazandırmayacağı, hak düşürücü sürenin Mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiği; dosya arasına asli müdahale talebi ile dilekçe sunan ...'nin asıl ve birleştirilen davanın taraflarını dilekçesinde davalı olarak göstermediği ve dilekçesini harçlandırmadığı anlaşılmakla, asli müdahale talebi yönünden Mahkemece karar verilmesine lüzum bulunmadığı gerekçesiyle; asıl davanın ve birleştirilen davaların ayrı ayrı reddine, dava konusu 288 parsel sayılı taşınmaz yönünden Mahkemenin görevsizliğine, görevli ve yetkili mahkemenin Iğdır Kadastro Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir.
V. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davanın davacısı ... vekili, asıl ve birleştirilen davaların bir kısım davacıları ... ve müşterekleri vekili ile müdahil davacı ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Asıl davanın davacısı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, görev hususu gibi bir çok hususun Yargıtay incelemesinden geçtiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
2. Asıl ve birleştirilen davaların bir kısım davacıları ... ve müşterekleri vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığını, Mahkemece mahallinde keşif yapılmadığını, gösterdikleri tanıklarının dinlenilmediğini, kaldı ki dava konusu taşınmazlara ait kadastro tespit tutanaklarının da usulüne uygun şekilde düzenlenmediğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Müdahil davacı ... istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların 15. ve 16. yüzyıldan beri kendilerine ait olduğunu, bir takım siyasi sebeplerden dolayı taşınmazların ellerinden alındığını, dedelerinin Ermeni çetelerinden kaçarak köye geldiğini, Ağrı Dağı'nda çeteler tarafından isyan çıkarılması üzerine Ağrı Dağı ve civarının yasak bölge ilan edildiğini, 1960 yıllarında bu yasağın kaldırıldığını, 1962 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ise kendilerine ait taşınmazların Hazine adına tespit ve tescil edildiğini öğrendiklerini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl davanın davacıları ile birleştirilen davanın davacılarının, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak eldeki tapu iptali ve tescil davasını açtıkları, Hazine adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmazlar yönünden 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, 288 parsel sayılı taşınmaz halen Kadastro Mahkemesinde davalı olmakla kadastro tespitinin kesinleşmediği, diğer taşınmazların ise Hazine adına kayıtlı olmadığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı tarafça istinaf sebebi olarak ileri sürülen hususların yerinde görülmediği ve kamu düzenine aykırı bir hususun da tespit edilmediği gerekçesiyle;
Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.09.2017 tarihli ve 2015/287 Esas, 2017/370 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekilleri ile müdahil davacı ... tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davanın davacısı ... vekili ile müdahil davacı ... tarafından temyiz, asıl ve birleştirilen davaların bir kısım davacıları ... ve müşterekleri vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
1. Asıl davanın davacısı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, görev hususu gibi bir çok hususun Yargıtay incelemesinden geçtiğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
2. Asıl ve birleştirilen davaların bir kısım davacıları ... ve müşterekleri vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığını, Mahkemece mahallinde keşif yapılmadığını, gösterdikleri tanıklarının dinlenilmediğini, kaldı ki dava konusu taşınmazlara ait kadastro tespit tutanaklarının da usulüne uygun şekilde düzenlenmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Müdahil davacı ... istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
a) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Dava Şartları” başlığını taşıyan 114. maddesinin “d” bendi; “Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hallerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması” hükmünü içermektedir.
b) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.”
c) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 27/1. maddesi; “Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar mahkemesine resen devrolunur. ” hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucunda Iğdır ili, Karakoyunlu ilçesi, Aşağı ... köyü çalışma alanında bulunan 356, 376, 377, 378, 383, 387, 457, 474, 487, 488, 710, 720, 722, 723, 725, 729, 731, 737, 814, 849, 850, 851, 855, 865, 873, 875, 880, 881, 888, 890, 891, 892, 893, 900, 906, 923, 931, 936, 938, 951, 956, 959, 960, 961, 962, 998, 1003, 1010, 1014, 1027, 1031, 1042, 1046, 1051, 1052, 1053, 1056, 1058, 1061, 1063, 1070, 1072, 1073, 1075, 1082, 1091, 1092, 1093, 1094, 1097, 1099, 1100, 1105, 1106, 1109, 1111, 1132, 1139, 1140, 1147, 1149, 1154, 1164, 474 parselden ifrazen oluşan 1885 ve 1888 parsel sayılı taşınmazlar 1962 yılında Hazine adına; 494 parsel sayılı taşınmaz 1968 yılında Hazine adına; 263, 355, 480, 512, 726, 728, 732, 919, 972, 1084 ve 1179 parsel sayılı taşınmazlar 1969 yılında Hazine adına adına; 478 ve 493 parsel sayılı taşınmazlar 1989 yılında hükmen Hazine adına; 905 ve 1000 parsel sayılı taşınmazlar 1975 yılında hükmen Hazine adına; 1021 parsel sayılı taşınmaz 1985 yılında hükmen Hazine adına; 912 parsel sayılı taşınmaz 1990 yılında hükmen Hazine adına; 911 parsel sayılı taşınmaz 1991 yılında hükmen Hazine adına; 380 ve 915 parsel sayılı taşınmazlar 1992 yılında hükmen Hazine adına; 1029 parsel sayılı taşınmaz 1992 yılında hükmen Hazine ve müşterekleri adına; 811 parsel sayılı taşınmaz 1997 yılında hükmen Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Dava konusu 294 parsel sayılı taşınmaz 1993 yılında hükmen dava dışı Hamit Tekiz ve müşterekleri adına; 297 parsel sayılı taşınmaz 2002 yılında hükmen dava dışı Nurullah Özden ve müşterekleri adına; 354 parsel sayılı taşınmaz 1962 yılında dava dışı ... ... adına; 379 parsel sayılı taşınmaz 2001 yılında hükmen dava dışı ... ... Yöş adına; 385 parsel sayılı taşınmaz 1962 yılında hükmen dava dışı Talip Acer ve müşterekleri adına; 388 parsel sayılı taşınmaz 1962 yılında dava dışı Cevahir ... ve müşterekleri adına; 482 parsel sayılı taşınmaz 1989 yılında hükmen dava dışı İsa Tamtek adına; 673 parsel sayılı taşınmaz 1994 yılında hükmen dava dışı ... Kavrut ve müşterekleri adına; 684 parsel sayılı taşınmaz 1962 yılında dava dışı ... Erdem ve müşterekleri adına; 686 parsel sayılı taşınmaz 1962 yılında dava dışı Nadire ... ve müşterekleri adına; 719 parsel sayılı taşınmaz 1962 yılında dava dışı Meral Onk ve müşterekleri adına; 724 parsel sayılı taşınmaz 1962 yılında dava dışı Zekeriye Eler ve müşterekleri adına; 727 parsel sayılı taşınmaz 1969 yılında dava dışı DSİ Genel Müdürlüğü adına; 730, 989, 1012 ve 990 parselden ifrazen 1381 parsel sayılı taşınmazlar 1962 yılında dava dışı DSİ Genel Müdürlüğü adına; 781 parsel sayılı taşınmaz 2002 yılında hükmen dava dışı ... Tikiz adına; 858 parsel sayılı taşınmaz 2010 yılında DSİ Genel Müdürlüğü adına; 859 parsel sayılı taşınmaz 1969 yılında dava dışı Ağa Bağlanan adına; 1018 parsel sayılı taşınmaz 1969 yılında dava dışı Alicanlar köyü tüzel kişiliği adına; 1028 parsel sayılı taşınmaz 1962 yılında dava dışı ... ve müşterekleri adına; 1060 parsel sayılı taşınmaz 1962 yılında dava dışı ... ... Yoltan ve müşterekleri adına; 1103 parsel sayılı taşınmaz 1962 yılında dava dışı İsa Karakuş adına; 1135 parsel sayılı taşınmaz 1989 yılında hükmen dava dışı ... Polat ve müşterekleri adına; 1138 parsel sayılı taşınmaz 1988 yılında hükmen dava dışı ... ve müşterekleri adına; 1169 parsel sayılı taşınmaz 1962 yılında dava dışı Selman Bahsi ve müşterekleri adına; 1170 parsel sayılı taşınmaz 1962 yılında dava dışı Aziz ... ve müşterekleri adına; 1181 parsel sayılı taşınmaz 1969 yılında dava dışı ... Balon adına; 1182 parsel sayılı taşınmaz 1969 yılında dava dışı ... ... ve müşterekleri adına; 1344 parsel sayılı taşınmaz 1962 yılında dava dışı Cevahir ... ve müşterekleri adına; 1382 ve 1383 parsel sayılı taşınmazlar 1962 yılında dava dışı Çiçek Bahşi ve müşterekleri adına; 178 parselden ifrazen 1392 parsel sayılı taşınmaz 1962 yılında dava dışı Meral Onk ve müşterekleri adına; 225 parselden ifrazen 1393 ve 1394 parsel sayılı taşınmazlar 1969 yılında dava dışı ... Balk ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir.
Dava konusu 894 parsel sayılı taşınmaz 1988 yılında hükmen mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline yazılmış; 895, 952, 953, 1162 ve 1163 parsel sayılı taşınmazlar 1962 yılında mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline yazılmış; 1155 parsel sayılı taşınmaz 1986 yılında hükmen mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline yazılmıştır.
Dava konusu 288 parsel sayılı taşınmazın ise halihazırda Kadastro Mahkemesinin 2010/251 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu anlaşılmıştır.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, asıl davanın davacısı ... vekili, asıl ve birleştirilen davaların bir kısım davacıları ... ve müşterekleri vekili ile müdahil davacı ...’nin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl davanın davacısı ... vekili, asıl ve birleştirilen davaların bir kısım davacıları ... ve müşterekleri vekili ile müdahil davacı ...’nin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Duruşmanın 22.06.2022 tarihinde yapıldığı göz önünde bulundurularak, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz edilen davalı ... vekili için 3.815,00 TL vekalet ücretinin temyiz eden davacı taraftan alınmasına,
Aşağıda yazılı 135,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden asıl ve birleştirilen davaların bir kısım davacıları ... ve müştereklerinden, 135,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden müdahil davacı ...’den, 179,90 TL bakiye onama harcının asıl davanın davacısı ...’den alınmasına,
19.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.