"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Davanın kabulü - HMK 353 1-b-2 - Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mustafakemalpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı ...’ın istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili, davacıların mirasbırakanı ...'ın 2025 parsel sayılı taşınmazını mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak davalı ...'e temlik ettiğini, davalı ...'in de taşınmazı damadı olan davalı ...'a devrettiğini, mirasbırakan ...'ın son zamanlarında hasta olup, kendisini idare edecek durumda olmadığını, satışın bilinçli olarak yapılmadığını, temlikten sonra davacı ...’ın dava konusu taşınmazın bir bölümünde oturmaya devam ettiğini, davalı ...'ın kendisini taşınmazdan çıkarması üzerine satıştan haberdar olduklarını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile mirasbırakan adına veya veraset ilamındaki payları oranında davacılar ve davalı ... adına tescilini, 02/12/2012 tarihli dilekçe ile olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
1. Davalı ..., mirasbırakanın dava konusu taşınmazı ihtiyacı nedeniyle satmaya karar verdiğini, bu durumu tüm köy halkının bildiğini, davalı kayınpederinin de 2.000,00TL bedelle dava konusu taşınmazı satın aldığını, temlikten sonra rahatsızlanan mirasbırakanın tüm masraflarının ve cenaze giderlerinin bu satış bedelinden karşılandığını, durumu düzeldiğinde taşınmazı 2.500,00 TL bedelle devraldığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ..., dava konusu taşınmazı yatırım amaçlı rayiç bedeline uygun fiyatla satın aldığını, temlik tarihinden bir buçuk sene sonra nakit paraya ihtiyaç duyduğu için taşınmazı davalıya temlik ettiğini, mirasbırakanın akıl sağlığının yerinde olmadığı iddialarının doğru olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mirasbırakanın çobanlık yaparak gelir elde ettiği ve geçimini sağladığı, ayrıca emekli maaşının olduğu, dava konusu taşınmazın temlik tarihinde 61 yaşında olduğu, dava konusu taşınmazı satmasını gerektirir bir ihtiyacının bulunduğu savunmasının kanıtlanamadığı, taşınmazın önce mirasbırakanın dünürü olan davalı ...'e ardından da mirasbırakanın oğlu olan davalı ...'a temlik edildiğini, davalı ...'in sosyal ve ekonomik durumunun da yeterli olmadığı, mişrasbırakanın mal kaçırmak amacıyla hareket ettiği gerekçesi davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın mirasçılar adına miras payları oranında tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; resmi akitte yazan değer ile gerçek değer arasındaki farkın tek başına muvazaanın kanıtı olmadığını, dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunu, üzerindeki yapıların tapuda kayıtlı olmadığını, gerçek satış bedelinin 2.500,00TL’nin üstünde olduğunu, taşınmazın o günkü rayiç bedelleri sorulmadan karar verildiğini, tanıkların mal kaçırma iddiası yönünden bir beyanlarının bulunmadığını, mirasbırakanın fiil ehliyetini haiz olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amacına yönelik olarak muvazaalı olduğu sabit olup, mahkemenin davanın kabulüne dair kararında bir isabetsizlik bulunmadığı ancak dava konusu taşınmazın tapu kaydının davacıların yasal miras payı oranında iptal edilerek, davacıların veraset ilamındaki payları oranında adlarına tesciline karar verilmesi gerekirken; tapu kaydının tamamının iptal edilerek davalı adına da yeniden tescile neden olacak şekilde hüküm kurulmasının ve hükümde adlarına tescile karar verilen davacıların ad, soyad ve baba adı bilgilerine yer verilmesinin doğru olmadığı; ayrıca eksik harca hükmedilmesinin de isabetsiz olduğu gerekçesi ile davalı ...’ın istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın davacıların miras payı oranında tapu kaydının iptali ile aynı oranda davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmişdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı terekeye iade istekli tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras ... çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, ... ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplana delillerden mirasbırakanın 03.10.2010 tarihinde öldüğü, geride davacı kızları ... ve ... ile davalı oğlu ...’nin mirasçı olarak kaldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istekli davalarda mirasçılar kendi miras payları oranında dava açabilecekleri gibi tereke adına da talepte bulunabilirler. Nitekim eldeki dava da terekeye iade istekli açılmış ve aşamada bu talep miras payı oranında tapu iptal ve tescil olarak daraltılmamış olup, bu durumda davanın kabul edilmesi halinde dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile tüm mirasçılar adına miras payları oranında tesciline karar verilmesi gerektiği; bir başka ifade ile, terekeye iade istekli açılan davada kayıt malikinin aynı zamanda mirasçı olmasının davacıların miras payları oranında hüküm tesis edilmesi sonucunu doğurmayacağı kuşkusuzdur.
2. Ne var ki, terekeye iade istekli olarak açılmış davada davacıların miras payı oranında davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değil ise de bu husus taraflarca temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 6.824,25 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...’dan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28/02/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.