"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/294 E., 2021/264 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen kadastro harici bırakılan yerin tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesin'ce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Aliağa ilçesi, ... Köyü sınırları içerisinde bulunan yabani zeytinlik sahalarının 1959 yılında 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı Ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun hükümleri gereğince parsellere ayrıldığını, 1959 tarihli ruhsat tezkeresi ile tahsis edilen taşınmazın, İzmir ili, Menemen ilçesi, Aliağa Nahiyesi, ... Köyü, ... Mevkii, doğusu 7 nolu parsel, batısı yol, kuzeyi 3 nolu parsel, güneyi 9 nolu parsel olan 7800 m2'lik saha olduğunu, mirasbırakan İsmail Uysal'ın 3573 sayılı Yasa'nın aradığı koşulları gerçekleştirerek dava konusu taşınmazı iktisab ettiğini belirterek İzmir ili, Aliağa ilçesi, ... Köyü, ... Mevkii, 6 parsel numaralı 7800 m2 miktarlı zeytinlik vasıflı taşınmazın müvekkilleri adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 04.05.2016 tarih, 2013/115 Esas ve 2016/147 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 04.03.2020 tarih, 2016/18088 Esas ve 2020/934 Karar sayılı kararıyla; " 6360 sayılı Kanun uyarınca İzmir ilinin mülki sınırlarının Büyükşehir Belediyesi sınırı olarak belirlendiği, Büyükşehir sınırlarındaki köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliklerinin sona erdiği dikkate alınarak, ...'nı davaya dahil edilmesi için davacı tarafa süre ve imkan tanımalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalıdan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bölgedeki taşınmazların Devlet tarafından parsellenerek 1958-1960 yıllarında köylüye dağıtıldığı, dava konusu taşınmazın da davacıların mirasbırakanına dağıtıldığı, davacıların mirasbırakanın dava konusu taşınmazı temizleyerek üzerindeki ağaçlara zeytin aşıladığı, taşınmazı vefat edene kadar tek başına kullandığı, vefat ettikten sonra da taşınmazın davacılara kaldığı, davacıların da dava tarihine kadar taşınmazı kullanmaya devam ettikleri, bu haliyle davacıların ve mirasbırakanının dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin ekonomik amaca uygun zilyetlik olduğu, davacının ve davacının miras bırakanının toplam zilyetlik sürelerinin taşınmazın zilyetlik ile kazanılması için yeterli olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, İzmir ili, Aliağa ilçesi, ... mahallesi, ... mevkiinde bulunan ve Kadastro çalışmaları sırasında tescil harici olarak bırakılan, fen bilirkişisi Abdullah KAYICAN tarafından düzenlenen 10.06.2015 tarihli krokili raporda (A) harfi ve sarı renkte taralı şekilde gösterilen doğusu 433 parsel, güneyi 430 parsel ve batısı yol olan 6.823,47 m² yüzölçümlü taşınmazın davacılar adına eşit hisseli olarak tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; zilyetlikle kazanım şartlarının davacı lehine oluşmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü, 17 inci ve 27'inci maddesi, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı Ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun'un ilgili hükümleri,
3. Değerlendirme
1. İzmir İli, Aliağa İlçesi, ... köyünde 1970 yılında yapılan kadastro sırasında dava konusu taşınmaz "çalılık" vasfıyla 6 parsel numarasıyla tescil harici bırakılmıştır.
2. Mahkemece, işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz bölümünün bulunduğu yerde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 8 inci maddesine dayalı olarak kadastro tespitinin yapıldığı ve nizalı taşınmaz bölümü hakkında 161 ada 7 parsel numarasıyla kadastro tespit tutanağı düzenlendiği anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27 inci maddesinde; mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevinin sona ereceği ve dava dosyalarının Kadastro mahkemesine re'sen devrolunacağı düzenlenmiştir. Mahkemelerin görevlerine ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında Mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir.
3.Hal böyle olunca; Mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın re'sen Kadastro Mahkemesine aktarılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı Hazine vekilinin değinilen nedenden ötürü yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına,
HUMK'un 440/III-3 üncü maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
01.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.