"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: OF ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın reddine dair verilen karar, davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla duruşma günü olarak saptanan 26.04.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ..., ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan anneleri ...’ın 1223 ada 4, 1222 ada 4 ve 1260 ada 4 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ...’ya tapuda satış göstererek temlik ettiğini, mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı gibi, davalının da alım gücünün bulunmadığını, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada davacılardan ...’nin ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, babalarının 1985 yılında vefat ettiğini, o tarihten bu yana mirasbırakan annesine kendisi ve eşinin baktığını ve tüm ihtiyaçlarını karşıladıklarını, mirasbırakanın bakım karşılığı ve minnet duygusuyla dava konusu taşınmazların kendisine devredilmesi için eşi ...’i vekil tayin ettiğini, vekil tarafından da taşınmazların kendisine devredildiğini, temliklerin bakım karşılığı olup, mal kaçırmak amacıyla yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, temliklerin muvazaalı olup mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın davalı tarafça istinafı üzerine Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli ve elverişli olmadığı, bu itibarla; davalının dinlenmeyen tanıkları dahil tarafların tüm tanıklarının çağrılarak murisin dava konusu işlemi yapmaktaki gerçek iradesinin tespitine yönelik yukarıda belirtilen şekilde araştırma yapılması, murisin davacılardan mal kaçırma kastı iddiası bakımından murisin başkaca mal varlığının da olduğuna ilişkin davalı tarafın savunmasının değerlendirilmesi, (muristen kalan başka taşınmazlar varsa onların da değerinin tespiti) ispat yükünün davacı tarafta olduğu gözetilerek davacıların davasını toplanan delillerle ispat edemediği kanaatine varılması halinde yemin deliline de dayanıldığı gözetilerek davacı taraflara davalıya yemin teklif etme hakkının bulunduğu hatırlatılarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; gönderme kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince, temliklerin bedelsiz ve muvazaalı olup, mal kaçırma kastıyla yapıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri Özetle
Mirasbırakanın dava konusu taşınmazlar dışında temlik dışı kalan 1 adet daha taşınmazının olup, mahkemece bu taşınmazın değeri belirlenmediği ve temlik edilen taşınmazların değerine oranlanmadığı, mirasbırakanın mal kaçırma kastı olsaydı, adına kayıtlı tüm taşınmazları davalıya devretmesinin gerekeceğini, davacı tanıklarının ilk alınan beyanları ile sonraki beyanları arasında çelişkiler bulunduğunu, mirasbırakanın bir çok rahatsızlığı bulunup, tek başına hayatını idame ettiremediğini ve davalının kızı tarafından bakıldığını, Mahkemece, davalıya devredilen taşınmazların değerlerinin yüksek hesaplandığını, davanın kısmen reddine karar verilmesine rağmen, davalı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç:
Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 01/09/2021 tarihli ve 2021/778 E., 2021/769 K. sayılı kararıyla; tüm tarafların ve dinlenen tanıkların, mirasbırakanın kızları ile son ana kadar görüştüğünü beyan ettikleri, onlardan mal kaçırma gibi bir amacı olduğundan hiçbir şekilde söz edilmediği, tüm tanıkların ve mahalli bilirkişilerin mirasbırakanın kızlarıyla da arasının iyi olduğunu ifade ettikleri; dinlenen davacı tanıkları ... ve ...’ın kaldırma kararı sonrasında alınan beyanlarında, mirasbırakandan davalı tek erkek evladı olduğu ve malların bölünmesini istemediği için devri yaptığını duyduklarını iddia etmiş iseler de; bu tanıkların keşif esnasında da dinlendikleri ancak bu yönde bir beyanlarının olmadığı, dolayısıyla son beyanlarına da bu nedenle itibar edilmeyeceği, bu şekilde mirasbırakanın, kendisine daha fazla bakan, hastanede ona refakat eden ve genelde birlikte yaşadığı oğlu yönünden bu iradesine saygı gösterilmesi gerektiği, yukarıda açıklanan nedenlerle muvazaa nedeniyle açılan iptal ve tescil davasının, dava konusu temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığının davacı taraflarca kanıtlanamadığından davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar:
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili duruşma istekli temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri:
Davalının, temlikin bedelsiz olduğunu, dava konusu taşınmazları ölene kadar bakma akdi karşılığında mirasbırakandan devir aldığını beyan ettiğini, davalı tanıklarının Of ilçesinde yaşamayan ve tarafların aile yaşamını bilmeyen kişiler olduklarını, bu tanıkların beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, mirasbırakanın vefatından önce geçirdiği hastalığına kadar, kendi ihtiyaçlarını kendi görebilecek güçte olduğunu, mirasbırakanın hastalığı döneminde tüm çocuklarının mirasbırakan ile ilgilendiğini, mirasbırakanın bakımının tüm çocukları tarafından müştereken yapıldığını, mirasbırakanın satış yapmak yönünde bir iradesi bulunmadığını, satış işlemi için mirasbırakana ödenen bir bedel bulunmadığı gibi,davalı tarafından yapılan bir bakımın da olmadığını, tanık beyanları ile temliklerin muvazaalı olduğu hususunun ispatlandığını, mirasbırakanın tek erkek çocuğuna, malın bölünmemesi kastı ile mallarını bağışladığını, mirasbırakanın taşınmazlarını devretme iradesinin ölünceye kadar bakım değil, hibe olduğunu, davalının bakım iddialarını ispatlayamadığını, mirasbırakanın hastalığı döneminde tüm çocuklarının ilgilendiğini, davalının, yine kız kardeşlerinden mal kaçırmak kastı ile babasına ait taşınmazları da kadastro tespitinde kendi adına tescil ettirdiğini, davacıların, yapılan bu işlemlerden haberdar olamadıklarından bu işlemlere itiraz edemediklerini,davalının, tek erkek çocuk olarak mirasbırakana yaptığı baskı ile temlikleri sağladığını, mirasbırakanın öz kızlarından ve üvey kızlarından mal kaçırma kastı ile hareket ettiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme:
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk:
3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1933 doğumlu mirasbırakan ...’nun 16.02.2016 tarihinde ölümü üzerine, geriye mirasçı olarak davacı kızları ..., ..., ..., ... ve ... ile davalı oğlu ...’nın kaldığı, davacı ...’nin yargılama sırasında 04.01.2020 tarihinde ölümü üzerine mirasçı çocukları ... ve ...’nin davaya devam ettikleri, mirasbırakan ...’nun dava konusu 1200 (yeni 1223 ada 4 ) parsel sayılı taşınmazının tamamı ile 1107 (yeni 1260 ada 4) parsel sayılı taşınmazdaki 59/117, 1201 (yeni 1222 ada 4) parsel sayılı taşınmazdaki 6/7 paylarının tamamını vekil kıldığı ... eliyle 16.10.2012 tarihinde davalı oğlu ...’ya satış suretiyle devrettiği, mirasbırakanın başkaca taşınmazı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
3.3.2. Somut olaya gelince; mahkemece dinlenen davacı tanıkları, mirasbırakanın maddi durumunun iyi olduğunu, taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığını,mirabırakanın rahatsızlığında özellikle kızları tarafından bakıldığını, zaman zaman da davalı tarafından bakıldığını, bulunulan yörede kız çocuklarına mal verilmediğini, mirasbırakanın tek oğlu olan davalıya taşınmazlarını mirasın bölünmemesi için bedelsiz olarak devrettiğini beyan etmişler, davalı tanıkları da; mirasbırakanın davalı ile birlikte yaşadığını, davacı kızlarının da yanına gelip gittiğini, rahatsızlandığında mirasbırakana kızlarının da baktığını, yörede kızlara toprak verilmediğini, erkek çocukları baktığı için malların erkek çocuklarına verildiğini beyan etmişlerdir. Dava konusu taşınmazlar mirasbırakanın tüm mal varlığını oluşturup, mirasbırakanın başkaca taşınmazı bulunmadığı, mirasbırakan tarafından tek erkek çocuğuna, tüm taşınmazlarının devredildiği gözetildiğinde, mirasbırakan tarafından temliklerin kız çocuklarından mal kaçırma amacıyla bedelsiz ve muvazaalı olarak yapıldığı anlaşılmaktadır.
3.3.3.Hâl böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
VI. SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371/1-a maddesi uyarınca Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.