"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin verilen karar davacılar vekili ve davalı Hazine temsilcisi tarafından süresi içerisinde temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıya ait olup tapu ve vergi kayıtları bulunan, halen davacının zilyetliğinde ve tasarrufu altında olan 4 parça taşınmazın mera olarak tespiti yapılan 1387, 1402, 1407 ve 1408 parsel sayılı taşınmazların içerisinde kaldığını ileri sürerek sınırlarını belirttikleri bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 28.12.2015 tarihli ve 2005/69 E., 2015/555 K. sayılı kararıyla;
1- ... Köyünde bulunan 1387 parsel sayılı taşınmazın içerisinde kalan ve 27/07/2015 havale tarihli fen bilirkişisinin raporunda (A) harfi ile gösterilen bölüm yönünden açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE,
2- ... Köyünde bulunan 1414 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan ve 27/07/2015 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölüm yönünden davanın REDDİNE,
3-... Köyünde bulunan 1407 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan ve 25/12/2015 tarihli fen bilirkişi raporunda C (F-E) harfi ile gösterilen bölüm yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile krokide (E) harfi ile gösterilen bölümün 1407 parselden ifrazı ile mera sicil kaydının iptaline, içerisinde bulunduğu adanın son parsel numarasından sonra gelen sıra numarası verilerek davacı adına tesciline,
4- ... Köyünde bulunan 1416 parsel sayılı taşınmaz için açılan davanın KISMEN KABULÜ ile 25/12/2015 tarihli fen bilirkişisinin raporunun ekinde bulunan krokide D (H-G) harfi ile gösterilen bölümlerden (G) harfi ile gösterilen bölümün mera sicil kaydının iptaline, içerisinde bulunduğu adanın son parsel numarasından sonra gelen sıra numarası verilerek davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Aşkale Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz nedenleri
2.1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; yapılan uygulamaya göre davacının dayandığı tapu ve vergi kayıtlarının taşınmazları kapsadığının sabit olduğu ve davacıların kullanımında olduğuna göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabul kararının yerinde olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.2. Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlik ile iktisabının mümkün olmadığını, yapılan değerlendirmenin yerinde olmadığını belirterek, hükmün bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. Değerlendirme
Mahkeme tarafından dava konusu bölümlerin bir kısmı hakkında hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine, bir kısmı yönünden davanın kısmen kabulüne, bir kısmı yönünden ise davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar, dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
3.2.1 Fen bilirkişinin 25/12/2015 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen bölüm yönünden yapılan temyiz incelemesinde; mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle red kararı vermiş ise de, (A) harfi ile gösterilen bölümün 1387 parsel sayılı taşınmaz içersinde kaldığı, kadastro tespitine itiraz edilmesi nedeniyle Kadastro Mahkemesinin kararı neticesinde 2013 yılında hükmen kesinleştiği anlaşılmış olup dava kanunda öngörülen süre içerisinde açıldığından bu bölüm yönünden hak düşürücü süre nedeniyle red kararı verilmesi isabetsizdir.
3.2.2 Fen bilirkişinin 25/12/2015 tarihli raporunda (C) harfi ile gösterilen bölüm yönünden yapılan temyiz incelemesinde; mahkemece, (C) harfi ile gösterilen bölüm içerisinde kalan ve kayıt miktarı kadar olan (E) harfi ile gösterilen bölüm yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de; çekişmeli bölümün 1407 parsel sayılı taşınmazın içerisinde kaldığı, bu taşınmazın kadastro tespitinin 02/04/1985 tarihinde kesinleştiği, dava tarihinin 01/08/2005 tarihi olması karşısında 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığından bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesi isabetsizdir.
3.2.3 Fen bilirkişinin 25/12/2015 tarihli raporunda 1414 ve 1416 parsel numarası ile gösterilen bölümler yönünden yapılan temyiz incelemesinde; mahkemece 1416 pasel sayılı taşınmazın (G) harfi ile gösterilen bölümü yönünden davanın kabulüne, diğer bölümü ile 1414 parsel numarası ile gösterilen taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermek için yeterli değildir. Kadastro müdürlüğünden gelen yazı cevaplarında ... köyünde son parsel numarasının 1409 olduğu, 1414 ve 1416 parsel numarasının olmadığı belirtilmiş, dairemiz tarafından yapılan geri çevirmeler neticesinde 1414 ve 1416 parsel numaraları için tapu sayfası açıldığı ancak miktar ve malik hanesinin boş olduğu anlaşılmış olmasına rağmen bu taşınmazların kadastro tespiti sonrası oluşan parseller olup olmadığı, değil ise 1414 parsel sayılı taşınmazın 1407 parsel içerisinde kalacağı, 1416 parsel sayılı taşınmazın ise 1405 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalacağı, bu taşınmazların kesinleşip kesinleşmediği, kesinleşmiş ise ne zaman kesinleştiği, kesinleşmemiş ise hakkında devam eden dava olup olmadığı araştırılmamıştır.
Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca varılabilmesi mahkeme tarafından 1414 ve 1416 parsel sayılı taşınmazların mevcut olup olmadığı, mevcut değil ise hangi taşınmaz içerisinde kaldığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, sınırları içerisinde kaldığı belirlenen taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleşip kesinleşmediği araştırılmalı, taşınmaz bölümlerine ait eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile ... Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmaz bölümlerinin bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre, dava tarihi olan kadastro tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait (bulunmadığı taktirde bu tarihlere en yakın tarihlere ait) stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle ... Müdürlüğünden getirilerek dosya arasına konulmalı; bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi bilen, davada menfaati bulunmayan, komşu köylerden seçilmiş 3 kişilik yerel bilirkişi ile aynı yöntemle seçilmiş aynı köyde oturan 3 kişilik yerel bilirkişi ve taraf tanıkları, ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi, ziraat mühendisi bilirkişisi ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, davacının dayanmış olduğu tapu vergi kayıtlarının sınırları tek tek okunmak suretiyle taşınmazlara uygulanmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe ve denetime elverişli, dava konusu taşınmaz bölümlerini komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişisinden, taşınmaz bölümlerinin toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmazlar üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın mera ile arasında ayırıcı unsur olup olmadığını belirten, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmaz bölümlerinin sınırlarını ve niteliğini, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; teknik bilirkişiden keşfi takibe yarar rapor hazırlaması istenilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
V. SONUÇ:
Mahkemece yukarıda belirtilen hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan,tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davacılara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.