"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Edirne 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, mirasbırakan ...’un 1631 ada 6 parsel sayılı taşınmazını kendisinden mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak davalı kızı ... ile davalı torunu ...’e temlik ettiğini, mirasbırakana bedel ödenmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçelerinde, mirasbırakanın 4091 parsel sayılı taşınmaz üzerine ev yaptırdığını ve bu taşınmazı davacıya verdiğini, bu devir sonrasında birlikte yaşadıkları ve her şeyiyle ilgilendikleri için minnet ve adalet duygusu ile kendilerine de dava konusu taşınmazı devrettiğini, mal kaçırma amacı olmadığını, başkaca malların da bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle, murisin mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak dava konusu taşınmazı devrettiğini, yapılan satış işleminin gerçek bir satış işlemi olmayıp herhangi bir para ödenmesinin söz konusu olmadığını, murisin bu taşınmazı satmasını gerektirecek bir durumu bulunmadığını, bilirkişi raporuyla davaya konu taşınmazın murisin tüm malvarlığı içerisindeki en değerli malı olduğunu, davanın reddine karar verilmesinin hayatın olağan akışına ve gerçeklerine uymadığını, usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile murisin, davacı oğlu ile Almanya'da altlı üstlü yaşadıkları, aralarında küslük bulunmadığının davacı tanıklarınca beyan edildiği, murisin sağlığında Elçili köyünde bulunan 4091 parsel sayılı taşınmazdaki payını davacı oğluna bedelsiz devrettiği ve üzerine onun için ev yaptırdığı, bu süreçte davacı ile muris arasında hiç bir problem bulunmadığı ancak, tapu devri yapılıp evin inşası bittikten sonra davacının muris ile ilgelenmemeye başladığı, murisin 13 yıl diyaliz hastası olarak yaşadığı ve son 8 yılında yatalak şekilde altı bağlı olarak yaşamını devam ettirdiği, bu süreçte hastalığı ve yaşlılığında muris ile kızlarının ilgilendiği, murisin davacı oğluna bedelsiz yer vermesine rağmen hastalığında kendisi ile ilgilenmemesi, tüm bakım ve gözetim, hastane işlemleri ile kızlarının ve torunun ilgilenmesi nedeniyle minnet ve adalet duygusu ile dava konusu taşınmazı kızı davalı ... ile diğer kızı Aysun yerine onun isteği doğrultusunda Aysun'dan olma torunu davalı Enis'e temlik ettiği, murisin diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla işlem yapmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle, temlikin kendisinden mal kaçırma amacıyla yapıldığını, bedel ödenmediğini, murisin en değerli varlığı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin sadece davalının tanıklarına itibar ettiğini, yakınlıkları nedeniyle davalı tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, muris ölene kadar eşi ile birlikte murisin bakımı hususunda yakından ilgilendiklerini, murisin terekesinde birikimlerinin çıkmadığını, murisin eşine ve kızlarına paraların da aktarıldığını, buna ilişkin banka kayıtlarının istenilmesini talep ettiklerini, delillerinin tam olarak toplanılmadığını, 4091 parsel sayılı taşınmazdaki muris payı dışındaki payların bedelini kendisinin ödediğini, muristen de taşınmazı satın aldığını, taşınmazdaki yapıları da kendisinin yaptırdığını, murisin minnet ve adalet duygusu ile hareket ettiği hususunun gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras ... çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6 ncı maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası ise “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” hükmünü düzenlemiştir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.03.2023 tarihinde kesin olarak oy birliği ile karar verildi.