Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9506 E. 2022/7187 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ilişkin verilen karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 17/05/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat .... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, kayden maliki olduğu dava konusu 3655 parsel sayılı taşınmazın edinimine ilişkin 25/02/2008 tarihli resmi senetteki fotoğrafının değiştirilip başka bir şahsın fotoğrafının yapıştırılması sureti ile anılan taşınmazının 31/07/2012 tarihinde dava dışı .....'e devrinin sağlandığını, adı geçenin de taşınmazı 16/08/2012 tarihinde davalı ...'e temlik ettiğini, .....'e yapılan işlem yok hükmünde olduğundan davalının ediminin de geçerli olmayacağını, ayrıca davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, taşınmaz alım-satım işi ile uğraşan tanınan biri olduğunu, dava konusu taşınmazı 2.118.000,00 TL bedel karşılığı satın aldığını, kendisinden önce yapılan devir işleminin sahte olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 12/11/2013 tarihli ve 2012/592 E., 2013/741 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın, sahteciliğe konu ilk işlemden 16 gün gibi kısa bir süre içerisinde davalıya devredildiği, taşınmazın gerçek değeri ile davalının ödediğini iddia ettiği satış bedeli arasında 2 kattan fazla fark olduğu ve davalının da iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 29/12/2015 tarihli ve 2014/5373 E., 2015/15225 K. sayılı kararıyla; ''...Hâl böyle olunca, davacının, resmi ve özel kurumlarda bulunan imza ve yazılarını havi belgelerin temini ile dosyanın kül halinde Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmesi, Fizik (Grafoloji) İhtisas Dairesi'nden resmi senetteki imza ve yazının davacının eli ürünü olup olmadığı hususlarında rapor alınması, Gaziantep 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/103 E. sayılı dosyasının da gözetilerek sahteciliğin saptanması halinde son kayıt maliki olan davalı ...'in iyiniyetli olup olmadığının, bir başka ifadeyle TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağının değerlendirilmesi, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.'' gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 09/09/2021 tarihli ve 2016/130 E., 2021/445 K. sayılı kararıyla; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi'nin 25/10/2016 tarihli raporuna göre satış senedindeki imzanın davacıya ait olmadığının yani 31/07/2012 tarihli resmi senedin sahte olduğunun sabit olduğu, davalının iyiniyetli üçüncü kişi olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın eksik ve hatalı araştırma neticesinde verildiğini, usul ve hukuka aykırı olduğunu, gerekçenin yersiz olduğunu, davalının bahse konu sahtecilik (yolsuz tescil) işleminin tarafı olmadığını, aksine mağdur olduğunu, ceza dosyasında davalının da katılan sıfatı ile yer aldığını, bu davada davalının iyiniyetli olduğunun, sanıklar tarafından güven tesis edilerek davalının da dolandırıldığının açıklığa kavuştuğunu, buna rağmen ceza yargılamasının gerekçede davalı aleyhine değerlendirildiğini, ceza yargılamasında davalının sanık ya da şüpheli olmadığını, ilk gün şikayetçi olduğunu, mahkemenin gerekçesinin Gaziantep ilinin 2010-2014 yılları arası arsa satışı gerçekleri ile bağdaşmadığını, dava konusu taşınmazın kısa süreli alım satımın yaygın olduğu bir ortamda alındığını, mahkemenin bu hususları dikkate almadığını, mahkemenin davalı tarafından alım bedeli olarak 2.118.000,00 TL ödendiğinin ispat edildiğini açıkça kabul etmesine rağmen, gerçek değer ile edim arasında misli fark bulunduğuna dair gerekçesinin eksik incelemeye dayandığını, değer takdiri yapılır iken, hiç bir şekilde denetime elverişli olmayan, bilimsel metodların uygulanmadığı bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin eksik inceleme ile yetinilmesinin hatalı olduğunu, temyiz dilekçesi ekinde İdare Mahkemesi bilirkişi raporu, gayrimenkul değerleme uzmanı raporu ve uzman görüş raporu ibraz ettiklerini, uzman görüş raporunda dava konusu taşınmazın devir tarihindeki değerinin 2.337.658,13 TL olarak hesaplandığını, mahkemece hükme esas alınan raporun hatalı olduğunu, yeterli olmadığını, dosyadaki raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi gerektiğini, davalının emlakçı olmadığını ve emlakçılık yapan yeğeni de bulunmadığını, yüzlerce taşınmazı bulunduğunu, gelirini taşınmaz edinerek değerlendirdiğini, taşınmaz alımını emlakçı vasıtası ile yaptığını, zaten bu emlakçıların davalıyı dolandırdığını, davalıyı kötüniyetli gösteren tek husus taşınmazın değeri konusundaki bilirkişi raporu olduğunu, taşınmazın sahibi olan davacının dahi taşınmazına 2.500.000,00 TL bedel takdir ettiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil (sahtecilik) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." düzenlemelerine yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

6.2.2. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (IV/2.) no.lu paragrafta yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

6.3.2. Ancak, dosya içerisine getirtilen güncel tapu kayıtlarından, dava konusu 3655 parsel taşınmazın yargılama aşamasında 3402 s. Kanun’a göre imar uygulamasına tabi tutulduğu ve imar neticesinde 7451 ada 1 parsel ve 7631 ada 324 parsellerin oluştuğu anlaşılmakla, mahkemece, kaydı kapatılan eski parsel üzerinden hüküm kurulması doğru değil ise de anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından hükmün düzeltilerek onanması gerekir.

V. SONUÇ

1. (IV/6.3.1.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle; davalının yerinde bulunmayan sair temyiz itirazlarının reddine,

2. (V/6.3.2.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazının değinilen yönden kabulüne;

Hükmün 2. bendinde yer alan ''3655 parsel nolu taşınmazın'' ibaresinin hüküm yerinden çıkarılarak, yerine ''7451 ada 1 parsel ve 7631 ada 324 parsel sayılı taşınmazların'' ibaresinin yazılmasına,

6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren ve 17/05/2022 olan duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.