Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9617 E. 2022/3782 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 09/09/2021 tarihli ve 2021/186 Esas, 2021/239 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 10/05/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ...... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ......, davalı Asil ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, ekonomik sıkıntıya girmesi nedeniyle davalı ...'dan faiz karşılığı borç para aldığını, borçlarını ödeyemez hale geldiğinde davalı ve ailesinin baskı ve tehditleri sonucu 6530 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 24 nolu bağımsız bölümü borçlarını kapatmak için 12.04.2006 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, ikrah nedeniyle temlikin geçersiz olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiş; davanın devamı esnasında, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 186. maddesi (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun m. 125) gereğince taşınmazı devralan davalı ...’e karşı davaya devam edeceğini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., iddiaların doğru olmadığını, davacının borçları nedeniyle taşınmazı satmak zorunda kaldığını; davalı ..., taşınmazı yatırım amaçlı olarak bedeli mukabilinde satın aldığını, tapu kaydına güvenen iyi niyetli 3. olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEMENİN İLK KARARI

İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/05/2013 tarihli 2009/294 Esas 2013/242 Karar sayılı kararıyla; şartları oluşmadığından tasarrufun iptali davasının ve alıcının kötüniyeti ispat edilemediğinden tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davacı vekili temyiz etmiştir.

2. Birinci Bozma Kararı

Dairenin 07/06/2017 tarihli 2014/22631 Esas 2017/3300 Karar sayılı kararıyla; “... Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriği, dosyada mevcut deliller ve özellikle davacı tarafından yapılmış bir icra takibi bulunmadığı gözetildiğinde, davacının İİK'nun 277 vd. maddelerine dayanan tasarrufun iptali talebinin olmadığı, davacının korkutma (ikrah) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır... Hal böyle olunca, tarafların tüm delillerinin toplanması ve yukarıdaki ilkeler doğrultusunda değerlendirme yapılması, korkutma olgusunun ispatlanması halinde taşınmaz temlik edilen davalı ...'ın iyiniyetli olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle hüküm bozulmuş; Dairenin 24/05/2018 tarihli 2017/4467 Esas 2018/10549 Karar sayılı kararıyla, davalıların karar düzeltme istemlerinin reddine karar verilmiştir.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/04/2019 tarihli 2018/398 Esas 2019/156 Karar sayılı kararıyla; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının haciz ve icra tehdidi ile taşınmazını devrettiği, bu bakımdan kanunun aradığı anlamda ikrahtan bahsedilemeyeceği, şikayet dilekçesi ile dava tarihi arasında 1 yıldan fazla sürenin geçtiği, son kayıt maliki davalı ...’ün de iyiniyetli olup, aksinin ispatlanamadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

5. İkinci Bozma Kararı

Dairenin 09/11/2020 tarihli 2019/3728 Esas 2020/5808 Karar sayılı kararıyla; “...Somut olayda, davacının ve dava dışı müştekilerin şikayeti ile başlayan soruşturmada davalı ... hakkında “suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üye olmak ve tefecilik” suçlarından, dava dışı babası ... ve dava dışı kardeşleri ... ve ... hakkında “suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak, suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üye olmak, tefecilik, tehdit v.s” suçlarından kovuşturmanın yapıldığı; her ne kadar şikayet tarihi olan 05.06.2008 ile eldeki dava tarihi olan 01.07.2009 tarihi arasında 1 yıldan fazla süre geçse de Türk Borçlar Kanununun 39. maddesi gereği 1 yıllık hak düşürücü sürenin “korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı” andan başlayacağı sabit olmakla, dava tarihi itibariyle devam eden ceza davası da gözetilerek davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığının kabulü gerekir. Diğer yandan; davacı tanıklarının, davacının öldürülmekle tehdit edildiğini, taşınmazın bu suretle davalı ...’a devredildiğini, ... tarafından da dahili davalı ...’e muvazaalı olarak devredildiğini beyan ettikleri; dosyada mevcut 01.12.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile dava konusu taşınmazın ...’e vekaleten davalının babası ... (...) ... tarafından tanık ...’ye kiralandığı, kira bedelinin (1.300-TL) her ay ... ...’e elden ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazın korkutma (ikrah) sonucu davalı ...’a temlik edildiği, davacının serbest iradesi ile satışı yapmadığı, kayıt maliki dahili davalı ...’ün de taşınmazın ediniminde iyiniyetli olmadığı, TMK 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacağı sabit olmakla davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.” gerekçesiyle (IV/4.) paragrafında yer verilen karar bozulmuş; Dairenin 07/04/2021 tarihli 2021/1157 Esas 2021/2111 Karar sayılı kararıyla, davalı ...’ün karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.

6. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/09/2021 tarihli 2021/186 Esas 2021/239 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece, (IV/7.) paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

İkrah (korkutma) hukuksal nedenine dayalı eldeki davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, 08/09/2021 tarihinde dosyaya hukuki mütalaa sunulduğunu, ancak Mahkemece değerlendirilmediğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, 01/12/2014 tarihli kira sözleşmesindeki yazı ve imzalara itiraz edildiği halde bu belge üzerinde inceleme yapılmadığını, davacının, ne şekilde tehdit edildiğini somutlaştırmadığını, korkutmanın haciz baskısından ibaret olup, davacının ölümle korkutulduğuna ilişkin beyanı bulunmadığını, davalı ...’ün kötüniyetli olduğunun ispatlanmadığını, davacı tanığı ...’nin beyanına göre kira bedellerinin davalı ... ... ...’e ve onun babasına ödendiğini, bu tanığın beyanlarına hiç değinilmediğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ikrah-tehdit (korkutma) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

9.2. İlgili Hukuk

Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 37. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 29.) maddesine göre, bir kimse karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. TBK'nin 38. (BK'nin 30.) maddesinde belirtildiği gibi, korkutmadan (ikrah-tehdit) söz edilebilmesi için, korkutmanın sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması, korkutmaya maruz kalanın sübjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması yani sözleşmenin korkunun yarattığı etki sonucu yapılması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir.

Hemen belirtmek gerekir ki, iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi, def'i veya dava yoluyla da kullanılabilir (TBK'nın 39. md). Sözleşme iptal edilmekle yapıldığı andan itibaren ortadan kalkacağı için yerine getirilen edim, istihkak davası(tapulu taşınmazlarda iptal ve tescil davası), bunun mümkün olmadığı hallerde sebepsiz zenginleşme davası ile geri istenebilir.

9.3. Değerlendirme

(IV/5.) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/6.) paragrafında yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya, bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 17.639,27 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...’den alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.