Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9676 E. 2023/3961 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sonucu oluşan miktar fazlalığının Hazine adına tescili istemiyle açılan tapu iptali ve tescil davasında, kadastro tespitine karşı açılan davanın reddinin kesinleşmesinin ve hak düşürücü sürelerin dava konusu miktar fazlalığının Hazine adına tesciline engel teşkil edip etmediği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın yüzölçümündeki fazlalığın tespiti için kadastro kanununda öngörülen yollara başvurulmadan doğrudan tapu iptali ve tescil davası açılamayacağı ve kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, istinaf mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı tarafından temyiz temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan 137 parsel sayılı taşınmazın Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi gereğince yapılan işlem sonucunda yüz ölçümünün 3.918,75 m2 artırılarak 23.918,75 m2 olarak belirlendiği, düzeltme işlemine karşı ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2014/349-765 E.-K. sayılı dosyasında açtıkları dava sonucu davanın kabulü ile düzeltme işleminin iptaline karar verildiği, verilen bu kararın kesinleştiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazdaki 3.918,75 m2’lik miktar fazlalılığının Hazine adında tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Dahili davalılar ... ve ... duruşmadaki beyanlarında, babalarından kalan taşınmazın 20.000 m2 yüzölçümünde olduğunu, fazlaya ilişkin bir taleplerinin bulunmadığını belirtmişler, diğer dahili davalılar davaya cevap vermemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen karar ile; 137 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 13/06/1977 tarihi ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi gereğince yapılan 1624 karar sayılı işlemin iptaline karar verildiği, bu nedenle dava konusu taşınmazda miktar fazlalığı oluşmadığı (taşınmazın kayden halen 20000 m2 olduğu) gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı istinaf dilekçesinde özetle; keşif yapılmadan eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesinde düzenlenen yüz ölçümündeki hatanın giderilmesi davası olmayıp mülkiyet aktarımına ilişkin olduğu, taşınmazların aynına ilişkin davalarda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi gereği kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçmekle kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı, davacı Hazine taşınmazın miktar fazlalığının adına özel mülk olarak tescilini talep ettiğine göre davanın hak düşürücü sürenin istisnası niteliğinde kabul edilemeyeceği; öte yandan, dava konusu 137 parsel sayılı taşınmazın tapuda 20.000 m² olarak kayıtlı olmasına rağmen zeminde 23.918,75 m² alana sahip olduğu ve kadastro çapının 23.918,75 m2 olarak kesinleştiği, 137 parsel numaralı taşınmazın çapı dahilinde bulunan dava konusu alan yönünden, çap ile tapu kaydı arasındaki yüz ölçümü uyuşmazlığının Kadastro Kanunu'nun 22/2-a veya 41. maddelerinde belirtilen yöntemlerle giderilmeden eldeki davanın açılamayacağı gerekçesi ile davacının istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazda yapılan hesaplama neticesinde oluşan miktar fazlalığı için açılmış olan eldeki davada, Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi miras hakkı ve zilyetliğe dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 ... maddesi uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.