"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TERKİN
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve terkin davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, 8. Hukuk Dairesince mahkeme kararının bozulmasına dair verilen karara, Mahkemece uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili, davalı adına kayıtlı bulunan çekişme konusu 1152 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmının tapu kaydının iptaliyle tescil harici bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, davanın reddini savunmuş, aşamada ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30/01/2015 tarihli ve 2014/385 E. 2015/63 K. sayılı kararıyla; 26.12.2014 havale tarihli bilirkişi heyeti raporu esas alınarak, dava konusu 1152 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
8. Hukuk Dairesinin 05/05/2016 tarihli ve 2016/6820 E. 2016/8311 K. sayılı kararıyla; ''... Somut olayda, jeolog, jeomorfolog, harita mühendisi ve ziraat mühendisi bilirkişiler tarafından düzenlenen 26.12.2014 havale tarihli raporda, İdare tarafından oluşturulan kıyı kenar çizgisine göre dava konusu parselin 476,41 m2'sinin kıyı kenar çizgisi içerisinde, 693,59 m2'sinin ise kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı belirlendikten sonra bilirkişi heyetince oluşturulan kıyı kenar çizgisine göre anılan taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi dışında (kara tarafında) kaldığı bildirilmiş; ancak, İdare tarafından oluşturulan kıyı kenar çizgisi ile bilirkişi heyeti tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedeni üzerinde durulmamıştır. Bu nedenle, öncelikle dava konusu 1152 parsel sayılı taşınmazın ilk tesisinden itibaren tedavüllerine esas tüm belgeler getirtilip incelendikten sonra, İdarece oluşturulan kıyı kenar çizgisi ile 26.12.2014 tarihli rapor ile Mahkemece oluşturulan bilirkişi heyetince belirlenen kıyı kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedenleri hakkında anılan raporu sunan bilirkişilerden bilimsel gerçeklere ve maddi bulgulara dayalı, doyurucu, denetime açık ek rapor alınması gerekir. Başka bir anlatımla eldeki uyuşmazlıkta idari saptamalardan takdiri delil olarak yararlanılması gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.06.2003 tarihli 97/110 sayılı kararı da bu doğrultudadır.Yapılacak bu araştırmalarla, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisinin hangi tarafında kaldığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra, oluşacak durum, dosya içeriği, iddia ve savunma doğrultusunda toplanan diğer tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Anılan yön gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.'' şeklinde karar verilmiştir.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen karar
Mahkemenin 14/11/2018 tarihli ve 2018/15 E. 2018/1124 K. sayılı kararıyla; 20/04/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda; idarece oluşturulan kıyı kenar çizgisi ile mahkemece oluşturulan bilirkişi heyetince belirlenen kıyı kenar çizgisi arasındaki farklılık ve çelişkinin nereden kaynaklandığının açıkça belirtildiği, açıklamaların çelişkinin giderilmesi bakımından yerinde ve yeterli olduğu, Bakanlık Kıyı Kenar Çizgisi Tespit Komisyonunun içeride bıraktığı 476,41m² alan ile birlikte dava konusu taşınmazın tamamı olan 1.170,00 m² alanın kıyı kenar çizgisinin dışında kaldığının tespit edildiği, taşınmaz üzerinde etkin su hareketlerinin olmadığı, taşınmazın tamamının, longoz ağaç topluluğunun, sazlık, bataklık alanlarının dışında olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri Özetle
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamındaki eksiklikler giderilmeden yetersiz inceleme ile karar verildiğini, ek bilirkişi raporuna dayanılarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptal ve terkin istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere T.C. Anayasası'nın ''Kıyılardan Yararlanma'' başlıklı 43 üncü maddesinde ''Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.'' denilmektedir. Öte yandan 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5 inci maddesi ile de ''Kıyılar ile ilgili genel esaslar aşağıda belirtilmiştir: Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Kıyı kenar çizgisinin tespit edilmediği bölgelerde talep vukuunda, talep tarihini takip eden üç ay içinde kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir. Yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebilir. Sahil şeritlerinin derinliği, 4 üncü maddede belirtilen mesafeden az olmamak üzere, sahil şeridindeki ve sahil şeridi gerisindeki kullanımlar ve doğal eşikler de dikkate alınarak belirlenir. Taşıt yolları, sahil şeridinin kara yönünde yapı yaklaşma sınırı gerisinde kalan alanda düzenlenebilir. Sahil şeridinde yapılacak yapıların kullanım amacına bağlı olarak yapım koşulları yönetmelikte belirlenir.'' şeklinde genel esaslar düzenlenmiştir.
6.3. Değerlendirme
Kararın (IV./2.) nolu bendinde yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapıldığına, kararın (IV./3.) nolu bendinde yer verilen Mahkeme kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j. bendi gereğince davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.