"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Dava tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
Kadastro sonucu ... ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan ... ada ... parsel sayılı 126.653,40 metrekare yüzölçümlü taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ½’ şer paylarla davalılar ... ve ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı ..., çekişmeli taşınmazın kendisine ait olduğu halde kadastro tespitinin davalılar üzerine yapıldığını, taşınmazı 30 yıla yakın bir zamandır kendisinin kullandığını belirterek, tapu kaydının iptali ile adına tescil istemiyle dava açmıştır.
Davalı ... davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, alınan beyanlarda (A) harfi ile gösterilen bölümün davacı tarafından kullanıldığını, (A1) harfi ile gösterilen bölümün kamulaştırıldığını ve (A2) harfi ile gösterilen bölümün de davacı tarafından kullanıldığının belirlenmesi nedeniyle davanın kısmen kabulü ile 10.02.2015 tarihili fen bilirkişi raporunda (A2) harfi ile gösterilen 44.307,71 metrekare bölümün davalılar adına olan tapu kayının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı bilirkişi raporunda (A1) harfi ile gösterilen ve kamulaştırılan bölümün bedeli olan 110.247,96 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (B) harfi ile gösterilen bölüm yönünden davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik, davalı vekili tarafından ise davanın esasına yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma karar vermeye yeterli değildir. Şöyle ki; her ne kadar yapılan keşifte çekişmeli taşınmaz bölümünün davacı tarafından kullanıldığı belirtilmiş ise de dinlenen yerel bilirkişi beyanlarına göre yolun alt kısmının davacı tarafından, yolun üst kısmının ise davalılar tarafından kullanıldığı söylenmiş olmasına rağmen, bu taşınmazın davacıya nasıl intikal ettiği veya davacının bu yeri nasıl edindiği araştırılmamış, davacının bu yeri ne zamandan beri kullandığı belirlenmemiş, davacı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı saptanmamış, keşif sonrası hazırlanan fen bilirkişi raporunda beyanlarda sözü edilen yol gösterilmediğinden keşif denetlenememiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için çekişmeli taşınmazın başında yöreyi iyi bilen yaşlı, tarafsız, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında yerel bilirkişiler, tanıklar ve tespit bilirkişilerinden çekişmeli taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, ilk olarak kim tarafından kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, zilyetliğin kimde olduğu hususlarında ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı, tespite aykırı bir sonuç ortaya çıkması durumunda tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilmeli, çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana ne sebeple üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılıp açıklanmalı; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve bilirkişi sözlerini denetlemeye elverişli kroki düzenlenmesi istenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekili ve davalılar vekilinin itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davacı ve davalılara geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.