"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/427 E., 2021/1492 K.
DAVA TARİHİ : 15.12.2017
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Safranbolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/754 E., 2020/159 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... ili, ...ilçesi,... köyü 193 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları neticesinde adına 1/2 ve kardeşi olan davalı adına 1/2 olacak şekilde hisseli olarak ahşap iki adet ev ve ahşap ambar ve bahçe vasfı ile tapuya kayıt ve tescil edildiğini, 01.01.2009 tarihli anlaşma senedinin kadastro tespitinden önce düzenlenmiş olduğunu ve 193 ada 1 parsele ilişkin tapu kaydının buna uygun olarak oluşturulmadığını belirterek dava konusu 193 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taraflar arasında muhtar ve azaların huzurunda imzalanan 01.01.2009 tarihli senette belirtilen kısmının üzerindeki muhdesat kaydıyla birlikte ilgili adaya son parsel ilavesi yapılarak adına müstakilen tapuya kayıt ve tesciline, diğer kısmın davalı adına müstakilen tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; davacının davasını 01.01.2009 tarihli senede dayandırdığını, dava konusu taşınmazın taraflara kök mirasbırakan Şaban Hacıhasanoğlu'ndan intikal eden bir taşınmaz olduğunu Şaban Hacıhasanoğlunun 14.03.2009 tarihinde vefat ettiğini, Şaban Hacıhasanoğlu'nun eşi Sabire Hacıhasanoğlunun ise 03.06.2012 tarihinde vefat ettiğini, davacı tarafın davasını dayandırdığı 01.01.2009 tarihli senedin düzenlenme tarihinde gerek kök mirasbırakan Şaban gerekse eşi ve mirasçısı konumundaki Sabirenin sağ olduğunu, 01.01.2009 tarihli senet düzenlendiğinde kök mirasbırakan sağ olması nedeniyle tarafların mirasbırakandan intikal edecek olan taşınmazları taksim etmelerinin mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazın mirasbırakan tarafından taraflardan herhangi birine bağışlanmadığını, zilyetliğin de devredilmediğini, taraflar arasında bir bölüşümün de mirasbırakan tarafından yapılmadığını, davacı tarafın iddia ettiği şekilde taşınmaz üzerinde fiilen bölünme olmadığı gibi taşınmazın zilyetliğinin de taşınmazın tamamına şamil olarak müşterek şekilde taraflarca devam ettirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 02.11.2020 tarihli ve 2017/754 Esas, 2020/159 Karar sayılı kararıyla; davacı ve davalı arasında yapılan 01.01.2009 tarihli köy senedi ile taşınmazın paylaşımının kendi aralarında yapıldığı, davacı ve davalının babasından taşınmazın davacı ve davalıya geçtiği tarafların bu senede uygun bilfiil kullanım yaptıkları mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarıyla sabit görüldüğü, dava konusu taşınmazın kök mirasbırakan intikalen geldiği, davalı ile davacının aralarında düzenlenen haricen paylaşım senedinin bulunması ve yazılı sözlü tüm delillerle davanın ispat edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 193 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 09.10.2019 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 747,20 m2'lik kısmın ifraz edilerek 193 adanın son parsel numarası verilmek koşulu ile ahşap ev ve ahşap ambar ve bahçe vasfı ile davalı Satı oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline,geriye kalan 193 ada 1 parsel taşınmazın 1188,33 m2'lik kısım ise 09.10.2019 tarihli fen bilirkişisi raporu ile belirtilen ahşap ev ve bahçe vasfında davacı Satı oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; 01.01.2009 tarihli senet düzenlendiğinde kök mirasbırakanın sağ olması nedeniyle tarafların mirasbırakandan, ileride kendilerine intikal etmesi muhtemel olan taşınmazı taksim etmelerinin mümkün olmadığını, taraflara henüz intikal etmemiş taşınmaz yönünden tarafların herhangi bir tasarruf hakkının bulunmadığını, tasarruf hakkının o tarihte sağ olan mirasbırakana ait olduğunu, tarafların, mirasbırakanın ölümünden sonra da kendi aralarında taksim yapmalarının da mümkün olmadığını, zira mirasbırakanın diğer mirasçısı olan tarafların anneleri Sabire Hacıhasanoğlunun 03.06.2012 tarihine kadar hayatta olduğunu, davada ise taksim sözleşmesinin yalnızca davanın tarafları arasında ve 01.01.2009 tarihinde imzalanmış olması nedeniyle geçersiz olduğunu, bir an için 01.01.2009 tarihli senede kıymet verilecek ise dahi bu taktirde; tapu kütüğüne kayıtlı olmayan taşınmazların devrinin menkul mallara ilişkin yasal hükümlere tabi olduğu, menkul malların devrinin ise zilyetliğin devri ve teslim ile gerçekleştiği, zilyetliğin fiili egemenliği ifade ettiği, tapusuz taşınmazın zilyetliğinin devrinin taşınmazın karşı tarafa teslim edilmesine bağlı olduğunun gözetilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın, mirasbırakanın ölümünden günümüze kadar tarafların müşterek zilyetliğinde bulunduğunu, bu hususun mahallinde yapılan keşif sırasında alınan tüm beyanlarla sabit olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 25.11.2021 tarihli ve 2021/427 Esas, 2021/1492 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 193 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tarafların ortak mirasbırakanından intikal ettiğinin sabit olduğu, taraflar arasında aynı nedene dayalı olarak daha önce komşu taşınmazlar ilgili açılan ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen Sulh Hukuk Mahkemesi dava dosyası içeriği ve bu dosyada yapılan keşifte dinlenen tanık beyanlarına göre tarafların kadastro tespitinden önce paylaşma iradelerini yazılı senet düzenlemek sureti ile ortaya koydukları, bu konuda 2 adet senet düzenledikleri, 193 ada 3 ve 4 parsellerin tespitlerinin düzenlenen diğer senede göre yapıldığı, davalının diğer davada ısrarla taşınmazların paylaşımı konusunda senet yapıldığını ileri sürdüğü, bir kısım beyanlara göre kadastro tespitinden sonra da taşınmazın paylaşım senedine uygun olarak kullanıldığı, bu aşamadan sonra davalı tarafın senedin geçersizliğini ileri sürmesinin hakkaniyete uygun olmadığı, taraflar arasında yapılan paylaşımın geçerli olduğu, böylece mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davası istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 15 inci maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucu; ... ili, ...ilçesi,... köyünde bulunan 193 ada 1 parsel sayılı 1935,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla davacı ... ve davalı ... adına tespit edilmiş, askı ilan süresi içinde dava açılmadığından 12.01.2010 tarihinde kesinleşerek tespit malikleri adına tapuya tescil edilmiştir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazının reddi ile; Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 73,05 TL bakiye temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.10.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.