Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1033 E. 2024/1245 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/834 E., 2021/1254 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Rize 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/20 E., 2021/127 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... dava dilekçesinde; Rize ili,... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 148 ada 7, 8 parsel ve 323 ada 3 ve 9 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan ...’den intikalen 30 yılı aşkın süredir kendilerine ait olduğunu ancak kadastro çalışmaları sırasında dava dışı ... adına tespit edildiğini, tespitin hatalı yapıldığının fark edilmesiyle ablası ...'nin eşi ...'ın tespit malikinden talep etmesi üzerine tespit malikinin taşınmazı geri vermeyi kabul ettiğini ve taşınmazın ...’a satıldığını, yine kendilerine ait olan 142 ada 18, 20 ve 22 parsel sayılı taşınmazların tespitlerinin doğru yapıldığını ileri sürerek davaya konu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini talep etmiştir. 148 ada 8 parsel ve 323 ada 3 parsel sayılı taşınmazların yargılama sırasında ...'ye devredildiğinin anlaşılması üzerine davaya adı geçen tapu malikine husumet yöneltilmek suretiyle tapu iptali ve tescil istemi ile devam olunmuştur. Davacı yargılama sırasında, davaya konu olan 148 ada 7 parsel ve 323 ada 9 parsel sayılı taşınmazların maliki olan ... ve mirasçıları hakkında bir talebi bulunmadığını ve bu kişilerin bu davada dava dışı bırakılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı davaya süresinde cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesinin 18.04.2019 tarihli ve 2017/1250 Esas 2019/425 Karar sayılı kararıyla; tapusuz taşınmazların menkul mal niteliğinde olduğu, adi senetle satışının mümkün olduğu, davacının davalıya satış yetkisini içeren vekaletname verdiği ve tanıkların ortak anlatımına göre kadastrodan önce davacının payını davalıya devrettiği, taşınmazların 2005 yılından itibaren davalı tarafından kullanıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı asılın istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 20.12.2019 tarihli ve 2019/1335 Esas 2019/2247 Karar sayılı ilamı ile; davaya konu taşınmazların yargılama sırasında 3 üncü kişiye devredildiği, davacıya bu hususta seçimlik hakkının kullandırılmadığı, davacının 22.12.2017 tarihli beyan dilekçesinde 4 parça taşınmazın davaya konu olduğunu belirtmiş olmasına rağmen dilekçede belirtilen iki parça taşınmaz hakkında olumlu ve olumsuz bir karar verilmediği, bu taşınmazların ... adına kayıtlı olmasına rağmen ... mirasçılarına husumet yöneltilmediği ve taraf koşulunun sağlanmadığı gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 148 ada 7 parsel ve 323 ada 9 parsel sayılı taşınmazların tapu malikinin verilen süre içerisinde davaya dahil edilmediği gerekçesiyle bu taşınmazlar yönünden davanın usulden reddine, davaya konu diğer taşınmazların ölene kadar mirasbırakan ... tarafından kullanıldıktan sonra ... tarafından yarıcıya verilerek kullanıldığı, davacının bu kullanıma ilişkin bir itirazının olmadığı, davacının 1995 tarihli vekaletname ile davalıya taşınmazları satış yetkisi verdiği, mirasbırakanın ölümünden sonra davalının kadastro tespitine kadar 20 yılı aşkın zilyetliğinin bulunduğu ve tanık beyanlarına göre davacının hakkını devrettiği gerekçesiyle 148 ada 8 parsel ve 323 ada 3 parsel yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asıl istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı asıl istinaf dilekçesinde; taşınmazın satıldığına dair bir senedin bulunmadığını, davalı tanığı ... .'nin taraflı beyanda bulunduğunu, taşınmazların yargılama sırasında tanığın oğlu adına devredildiğini, İstanbul ...'nda bulunan 1419 ada 44 parsel sayılı taşınmazda ablalarının hissesini bedelini ödeyerek satın aldığını, bu taşınmazın davaya konu taşınmazla takas edildiğine yönelik savunmaların doğru olmadığını, ...'in verilen vekaletnameleri kötüye kullandığını, hiçbir kardeşinin vekaletnameleri satış amacıyla vermediğini, tanıkların taşınmazların 2005 yılına kadar dönüşümlü kullanıldığını beyan ettiğini, davacı tanığı ...'nin yargılama sırasında ... tarafından yönlendirilmesi nedeniyle beyanını değiştirdiğini, davalının zilyetlik iddiasının bulunmadığını, mirasçılar arasında zamanaşımı süresinin işlemeyeceğini, taşınmazın taksim edilmediğini ve zilyetliğin mirasçılar adına sürdürüldüğünü, dahili davalı Muhammed'in iyi niyetli olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tapu kaydına dayanmayan taşınmazların kadastro tespitinden önce menkul mal niteliğinde olduğu ve mirasçılar arasında pay devrinin şekle tabi olmadığı, bu olgunun her türlü delille ispatının mümkün olduğu, mahallinde dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarına göre çekişmeli taşınmazların ...’den kaldığı ancak davacı tanığı ...'nin beyanlarına göre davacı ve kardeşinin İstanbul'da bir yer karşılığında davaya konu taşınmazları ...'a sattıkları, ... Mahallesinde bulunan 1419 ada 44 parsel sayılı taşınmazın da intikal ve satış nedeniyle davacı adına tescil edildiği, toplanan bu delillere göre davacının çekişmeli taşınmazlardaki miras payını ...'a devrettiği ve terekeden gelen bir hakkının kalmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asıl temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı asıl temyiz dilekçesinde özetle; davacı tanığı ...'nin ikinci beyanında taraflı beyanda bulunduğunu ve Rize 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/598 Esas sayılı davasında kendisiyle husumetli bulunduğunu, tanık ...’nin taşınmazı 13 yıl kendi izinleri dahilinde kullandığını ve tanık ... 'nin de taşınmazı 1995 yılına kadar kullandığını beyan ettiğini, davalı ...'in zilyetlik iddiasının bulunmadığını, vekalet kullanılarak satılan bir hissenin bulunmadığını, mahalli bilirkişilerin önceden yönlendirildiğini, davalı tanığı ...'ın da yönlendirildiğini ve yeniden yargılama yapıldığı takdirde gerçeği söyleyeceğini, ...'den alınan taşınmaz hissesinin köydeki taşınmazlarla ilişkisinin olmadığını belirterek kararın bozulmasına talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 15 inci maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ve 317 nci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Dosyanın incelenmesinden; mirasbırakan ...'nin 1984 yılında öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı ... ve dava dışı 4 kardeşi ile davalı kardeşi ...'yi terkettiği, davalı ...'ın 2013 yılında ölen davalı ...'nin eşi olduğu, davaya konu 323 ada 9 parsel ve 148 ada 8 parsel sayılı taşınmazların ... adına tespit edildiği, ancak dava tarihinde ölü olan davalı ...'nin mirasçılarının verilen süre içerisinde davaya dahil edilmediği ve davacının 13.03.2020 tarihli dilekçesi ile bu taşınmazlar hakkındaki davadan vazgeçtiği, 2011 yılında yapılarak 2012 yılında kesinleşen kadastro çalışmalarında temyize konu 323 ada 3 parsel sayılı 2.319,83 metrekare yüz ölçümündeki çay bahçesi vasıflı taşınmazın irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edildiği ve 29.01.2013 tarihinde tespit maliki tarafından davalı ...'a devredildiği, temyize konu 148 ada 8 parsel sayılı 1.893,39 metrekare yüz ölçümündeki çay bahçesi vasıflı taşınmazın ırsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edildiği, her iki taşınmazın dava tarihinden sonra 20.06.2018 tarihinde davacının dava dışı kardeşi ...'nin oğlu ...'ye devredildiği anlaşılmıştır.

2. Mahkemece davacının 1995 tarihli vekaletname ile davalıya taşınmazları satış yetkisi verdiği, mirasbırakanın ölümünden sonra davalının kadastro tespitine kadar 20 yılı aşkın zilyetliğinin bulunduğu ve tanık beyanlarına göre davacının miras payını davalı ...'e devrettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dava dilekçesi davalı tarafa 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1 inci maddesi uyarınca 13.04.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı ... delilleriyle birlikte davaya karşı savunmalarını 21.11.2018 tarihli dilekçe ile sunmuştur. Cevap dilekçesinin HMK'nın 317 nci maddesinde öngörülen yasal süre içerisinde sunulmaması nedeniyle davalı tarafın süresinden sonra sunduğu bu dilekçede yer alan vakıa ve delillerin davacı tarafın açık muvafakati bulunmaksızın hükme esas alınamayacağı açıktır.

3. Öte yandan, davacı tanığı ... kaldırma kararı öncesindeki beyanında temyize konu taşınmazların mirasbırakan ...'ye aitken 1984 yılında ölümü üzerine 2005 yılına kadar mirasçıları tarafından, 2005-2012 yılları arasında davacının kardeşi ... tarafından kullanıldığını, 148 ada 8 parsel sayılı taşınmazın yanlışlıkla davalı ... adına tespit edildiğini, 323 ada 3 parsel sayılı taşınmazın ise yanlışlıkla ... adına tespit edildikten sonra davalı ...'in diğer mirasçıların Rize'de bulunmuyor oluşundan faydalanarak taşınmazı hibe yoluyla devraldığını; 323 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tespit maliki ve davacı tanığı ... taşınmazların 50 yıllık zilyeti olan ...'nin 1984 yılında ölümünden sonra kadastro tespitine kadar mirasçıları tarafından kullanıldığını ve hatalı olarak davalı ... ve kendisi adına tespit edildiğini, davalı ...'in diğer mirasçıların miras payını satın aldığını beyanı üzerine kendisi adına tespit edilen 323 ada 3 parsel sayılı taşınmazı davalı ...'e bedelsiz olarak devrettiğini beyan etmiştir. Kaldırma kararı sonrasında dinlenen yerel bilirkişiler ise mirasbırakan ...'nin ölümünden sonra taşınmazların yarıcıya verilerek kullanıldığını, mirasçılar arasında yapılan herhangi bir taksim veya miras payının devrinden haberdar olmadıklarını ancak taşınmazların davalı ... ve diğer davalının babası ... tarafından yarıcıya verildiğini beyan etmiş, davacı tanığı ... ise beyanını değiştirerek ilk tanıklığından sonra davacı ve kardeşlerinin taşınmazları kardeşleri ...'ye satarak karşılığında İstanbul'da bir yer aldığı hususlarını davacı ...'den duyduğunu, ...'nin ölümünden sonra taşınmazları ...'in kullandığını, davalı ...'in bu taşınmazları davacının hak iddiasını bilerek satın aldığını söylemiştir. Görüldüğü üzere, dinlenen tanık beyanları dikkate alındığında mirasbırakan ...'nin ölümünden sonra taşınmazların taksim edildiği yahut bir kısım mirasçıların miras payını davalı tarafa devrettiği hususlarının kanıtlandığını söylemek olanaksızdır. Kadastro tespiti miras payının satıldığı iddia olunan ... adına değil davalı ... ve dava dışı ... adına yapılmış olup dinlenen tanıklar kadastro tespitinin hatalı yapıldığı yönünde beyanda bulunmuşlardır. Davalı taraf süresinden sonra verdiği savunma dilekçesi ekinde mirasçılar tarafından kendisine verilen ve miras payını satış yetkisini içerir vekaletnameleri sunmuş ve bu doğrultuda tanık dinletmiş ise de süresinde sunulmayan bu delillerin hükme esas alınması isabetsiz olduğu gibi davaya konu taşınmazdaki miras payının davalı ...'e devredildiğine ilişkin dosya içerisinde somut bir delil bulunmamaktadır. Dinlenen tanık ve yerel bilirkişilerin de taksim veya miras payının devri gibi hususlardan haberdar olmadığı gibi, mirasbırakanın ölümünden sonra taşınmazların mirasçılar tarafından kullanıldığı, 2005 yılından sonra davalı tarafça kullanılmış ise de bunun sebebini bilmediklerini beyan etmişlerdir. Ek olarak, dava dışı kardeşler olan ... ve ... 'ın Mahkemeye sundukları dilekçede paylarını davalı ... veya dava dışı kardeşleri ...'ye satmadıklarını beyan ettikleri, Rize 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/251 Esas sayılı davasında bu kişilerin bedel ödemeksizin miras paylarını edinmeye çalıştıklarını ve kendilerinin ise taşınmazlardan gelen gelirleri camiye bağışladıklarını beyan ettikleri, bu hususun eldeki davada dinlenen yerel bilirkişi beyanlarıyla doğrulandığı anlaşılmıştır.

Toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakanın ölümünden sonra tüm mirasçıların katıldığı bir taksimin yapıldığı veya mirasçılardan bir kısmının miras payını devrettiği net olarak ortaya konulamadığı gibi davada menfaati bulunmayan davacı tanığı ...'in beyanı dahi mirasbırakanın ölümünden sonra taşınmazların tereke adına kullanıldığı ve kadastro tespitlerinin hatalı yapıldığı, miras payının devrine ilişkin savunmanın ise davalı ...'in beyanına ve duyuma dayalı olduğu hususlarını ortaya koymaktadır.

4. Hal böyle olunca; temyize konu taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı asılın temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.