"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/890 E., 2021/2400 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/712 E., 2019/161 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde, Yoncalık köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 108 ada 3 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak mera vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazın davacılara atalarından kaldığını, 80-90 yılı aşkın süredir taşınmaza zilyet olduklarını ileri sürerek irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmak suretiyle tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu yerin mera veya kamuya tahsisli yerlerden olmadığı, tarımsal amaçlı kullanıldığı, davalı Hazinenin toprak tevzi sonucu oluşan 1963 tarihli tapu kaydı öncesinde Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 46 ıncı maddeleri ve ... Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesinde belirlenen 20 yıl süreyle davasız ve aralıksız malik sıfatıyla zilyetlik koşullarının davacı taraf lehine oluştuğunun ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 108 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.366,41 m2 lik kısmın davacı ... adına, (B) harfi ile gösterilen 2.819,59 m2 lik kısmın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde, eksik inceleme ile karar verildiğini, 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü ve 46 ıncı maddelerine göre belirlenen zilyetlik koşullarının davacı lehine gerçekleştiğinin ispatlanamadığını ileri sürerek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerinde ki taleplerini tekrar ile kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 6 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 16 ve 20 inci maddeleri ile 46/1-2 inci maddesi,
3. Değerlendirme
Hakkari ili, Yüksekova ilçesi, Yoncalık Köyünde 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu 108 ada 3 parsel sayılı 7.186,44 m² yüz ölçümlü taşınmaz 1963 yılında yörede yapılan 53 nolu Toprak Tevzi Komisyonunun 24 nolu parseli olduğu belirtilerek köy orta malı vasfıyla sınırlandırılıp özel siciline kaydedilmiştir.
Bilindiği üzere; mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkının bağımsız olarak veya birlikte kullanmak üzere yetkili makam tarafından tahsis edilmiş olan veya böyle bir tahsis bulunmamasına karşın kadimden beri (öncesi belli olmayan bir zamandan beri) ilgili köy veya kasaba tarafından mera olarak kullanılagelen ve hak sahiplerinin mevcut intifa hakları dışında üzerinde fiili ve hukuki tasarruflarda bulunamadıkları arazi parçasıdır. Bir yerin mera sayılabilmesi için bu amaçla bir köy veya kasabaya tahsis edilmesi, tahsis bulunmadığı takdirde kadimden beri o yerin mera olarak kullanıla gelmiş olması gerekir.
Mera olarak tahsis edilmiş olan veya kadimden beri mera olarak kullanılagelen yerler alınıp satılamaz, üzerine bina yapılamaz, ağaç dikilerek koru, bağ ve bahçe tesis edilemez. Meraların sınırlarının daraltılıp genişletilmesi ve zamanaşımı ile özel mülkiyete geçirilmesi mümkün değildir. Meraların vasfı değiştirilemez ve ziraat arazisi hâline getirilemez. Tahsisli veya kadim mera olgusunun belirlenmesi usul ve şekil yönünden birbirinden farklıdır. Zira tahsisli ve kadim meraların oluşumu itibariyle farklılıkları vardır. Tahsisli meralar, yetkili merciler tarafından kamunun yararlanmasına ayrılmak suretiyle ve tahsis yoluyla oluştuğu hâlde kadim meralar, başlangıcı bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel olarak o yer halkının yararlanması suretiyle kamu malı niteliğini kazanırlar.
Bir yerin yetkili bir merci tarafından mera olarak tahsis edilmesi, evveliyatı itibariyle o yerin mutlak surette mera olarak kabulüne yeterli olmadığı gibi zilyetlikle iktisap iddiasının dinlenmesine de engel değildir. Ne var ki, yetkili merci tarafından bir yerin mera olarak tahsisinin yapılmış olması durumunda gerçek kişinin o yerdeki zilyetliği sona ereceğinden mera olarak tahsisin yapıldığı tarih itibariyle kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının saptanması gerekir. Taşınmazın tahsis yoluyla değil de kadim mera olduğunun anlaşılması hâlinde ise hiçbir şekilde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir (Hukuk Genel Kurulunun 30.10.1991 tarihli ve 1991/8-427 E., 1991/544 K.; 10.05.2006 tarihli ve 2006/8-240 E., 2006/292 K.; 14.11.2012 tarihli ve 2012/7-485 E., 2012/788 K.; 19.11.2014 tarihli ve 2013/8-1321 E., 2014/939 K. sayılı kararları).
Dava konusu taşınmaz, 4753 sayılı Kanun uyarınca oluşturulan kayıt ve belgeler esas alınarak mera vasfıyla tespit edilmiş olup bu şekilde oluşan yerlerin toprak tevzi çalışmalarının yapıldığı tarihe kadar zilyetleri yararına iktisap koşullarının gerçekleşmesi halinde zilyetleri adına tesciline karar verileceği 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/1 inci maddesinde düzenlenmiştir. Bu durumda anılan Kanun maddesi uyarınca, öncesi kadim mera değil ise toprak tevzi tarihine kadar davacı taraf yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekir.
Somut olayda; Mahkemece, çekişmeli 108 ada 3 parsel sayılı taşınmazda davacı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 46/1 inci maddelerindeki koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, bu hususta yeterli araştırma ve inceleme yapılmamış, komşu 120 ada 1, 119 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanakları ile varsa dayanak belgeleri getirtilmemiş, taşınmaza komşu 120 ada 1 parselin kadastro sırasında mera olarak sınırlandığı ve Toprak Tevzi Komisyonunun belirtme tutanağına göre taşınmazın batısında ve güneyinde mera bulunduğu halde bu parsellerin kadastro tutanakları getirtilmediğinden niteliklerinin ne olduğu dosyadaki bilgilerden belirlenememiş, yöntemince mera araştırması yapılmamış, bu bakımdan ziraat bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazın niteliği ve komşu mera parselinden ne şekilde ayrıldığı, aralarında doğal ya da yapay ayırıcı unsurlar bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, uydu fotoğraflarından yararlanılmamış, komşu köylerden tespit edilecek mahalli bilirkişiler marifetiyle taşınmazın mera olup olmadığı, meradan sökülerek elde edilip edilmediği maddi olaylara dayalı olarak sorulup saptanmamıştır. Fen bilirkişi raporunda kadastro paftası ile toprak tevzi haritası çakıştırılmamış, toprak tevzinin 24 nolu parselinin hangi belirtme numarası aldığı belirlenmemiş, belirtme tutanağı haritası ile varsa dayanak kaydı getirtilmemiştir.
Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için taşınmazın bulunduğu Yoncalık köyüne ait kadim ve tahsisli mera kayıtları ile meraya ilişkin paftalar İlçe ve İl Özel İdare Müdürlüğü ile Tapu ve Kadastro Müdürlüklerinden sorulmalı, Toprak Tevzi Komisyonu tarafından düzenlenen mera paftaları İl Özel İdare Müdürlüğünden getirtilmeli, komşu 120 ada 1, 119 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanakları ile dayanak belgeleri dosya arasına konulmalı, çekişmeli taşınmaza ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile memleket haritaları ilgili yerlerden getirtilmeli, ondan sonra Mahkemece mahallinde, elverdiğince yaşlı (taşınmazların tespitine esas tapu kayıtlarının oluşumundan öncesini bilebilecek yaşta), tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek aynı köy ve komşu köyler halkından ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, tüm kadastro tespit bilirkişileri, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, daha önce keşfe katılmamış 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Yapılacak bu keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu parselin tahsisli veya kadim mera sayılan yerlerden bulunup bulunmadığı, bitişikte bulunan mera parselinden açılmak suretiyle elde edilen yerlerden olup olmadığı, sınırdaki büyük mera parselinden kazanılıp kazılmadığı, Toprak Tevzii Komisyon çalışmaları sırasında büyük mera parseline bitişik olan çekişmeli taşınmaza neden ayrı bir parsel numarası verildiği, çevresindeki kamu orta malı mera niteliğindeki yerden nasıl ayrıldığı, mera parseli ile arasında başkaca doğal ya da yapay ayırıcı unsur niteliğinde sınır bulunup bulunmadığı, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, taşınmazın kim tarafından, ne zamandan beri kullanıldığı, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığı, meradan sökülerek elde edilip edilmediği, taşınmaz üzerindeki evin ve ahırın ne zaman yapıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalıdır.
Yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tutanak ve dayanaklarını oluşturan kayıtlarla denetlenmeli ve tespite aykırı sonuçlara ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılıkların giderilmesine çalışılmalıdır.
Fen bilirkişisinden; keşif ve uygulamayı izleyip denetlemeye elverişli, Toprak Tevzii Komisyonunca oluşturulan dağıtım haritası ve mera haritası ile kadastro paftasını çakıştırılmalı şekilde yansıtan, çekişmeli taşınmaz ile mera parselinin konum ve ilişkilerini çizilecek yan kesit krokisinde açıklayan, dava konusu taşınmazın hangi toprak tevzi parseline denk geldiğini, parselin belirtme tutanağı, haritası ve varsa dayanak kayıt ve belgelerin zeminde uygulanmasını gösteren ayrıntılı rapor alınmalıdır.
Ziraat bilirkişisi kurulundan; taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, bitki örtüsünü; mera ile aralarında doğal yahut yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını, taşınmazın mera vasfında olup olmadığını değerlendirecek şekilde, ekinde taşınmazın değişik yönlerden ve özellikle komşu mera parseli ile müşterek sınırının bulunduğu bölümden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor istenmelidir.
Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine, taşınmazı kapsayan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme ve uydu fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak dava konusu taşınmazı hava fotoğraflarında gösterilen ve taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu, mera vasfında olup olmadığını ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten rapor düzenlettirilmelidir.
Taşınmazın toprak tevzi çalışmalarında mera olarak sınırlandırılması ayrıca sınırında mera bulunması nedeniyle yöntemince kadim veya tahsisli mera araştırması yapılarak çekişmeli taşınmazın meranın devamı niteliğinde olup olmadığı tespit edilmeli, taşınmazın öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde, meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça bir değer taşımayacağı gözetilmeli, belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda kadim mera olmadığının, meradan açılmadığının anlaşılması halinde davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 46/1 inci maddesinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1 inci maddesi uyarınca;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi