Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1125 E. 2022/4133 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vakıf şerhinin terkini, tapu iptali ve tescili taleplerine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Vakıf şerhinin yargılama sırasında terkin edilmesi nedeniyle asıl davada karar verilmesine yer olmadığı, birleştirilen davada ise taviz bedeli ödenerek taşınmazın mutasarrıfına geçtiği, asli müdahilin talebi yönünden ise taşınmazın imar planına uygun olarak park alanı olarak kullanıldığı gözetilerek yerel mahkeme kararının davacı belediyenin yargılama giderleri yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında birleştirilerek görülen şerhin terkini ile tapu iptali ve tescil davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce mahkeme kararının bozulmasına dair verilen karara Mahkemece uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davada karar verilmesine yer olmadığına, asli müdahilin davası ile birleştirilen davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-birleştirilen davada davalı ..., Bakanlar Kurulu kararı ile adına tescil edilen bahçeli kargir halk eğitimi ve kız enstitüsü binası vasıflı ... ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına yolsuz olarak “Ertuğrul Gazi Vakfından” şerhinin tescil edildiğini ileri sürerek şerhin terkinine karar verilmesini istemiştir.

Asli müdahale talep eden Hazine, taşınmazı imar mevzuatı uyarınca bedelsiz olarak davalı Belediyeye terk ettiğini, ancak terk amacının ortadan kalktığını ileri sürerek, tapunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı-birleştirilen davada davacı ... İdaresi, asıl dava ile asli müdahil Hazine tarafından açılan davanın reddini savunmuş, birleştirilen davada ise, taşınmazın vakıf malı niteliğinde olduğunu, kadastro ile hatalı olarak Hazine adına tescil edildiğini, öte yandan 5737 sayılı Yasa'nın 17 ve 30. maddeleri uyarınca da vakfı adına tescili gerektiğini ileri sürerek, tapunun iptali ve vakfı adına tescile karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın vakıfa ait olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. TemyizYoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-birleştirilen davada davalı ... vekili ve asli müdahil Hazine vekili temyiz başvurusunda bulunmuşlardır.

2. Bozma Kararı

Dairenin 19.02.2013 tarihli ve 2013/114 E., 2013/2218 K. sayılı kararıyla; ‘‘…Mahkemece, Hazinenin asli müdahale talebi 22.09.20011 tarihinde kabul edilmiştir. Ne varki, asli müdahil Hazinenin davası yönünden Mahkemece olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir...’’ gerekçesi ile Mahkeme kararı bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 17.01.2014 tarihli ve 2013/424 E., 2014/22 K. sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda çekişme konusu taşınmazın vakfa ait olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne, asli müdahil tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.

4. TemyizYoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-birleştirilen davada davalı ... ve asli müdahil Hazine vekili temyiz başvurusunda bulunmuşlardır.

5. Bozma Kararı

Dairenin 05.11.2015 tarihli ve 2014/6458 E., 2015/12699 K. sayılı kararıyla; ‘‘…çekişme konusu taşınmazın 5737 sayılı Yasa'nın 17 ve 30. maddeleri doğrultusunda vakfı adına tescili için gereken koşulların oluşup oluşmadığının yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda belirlenmesi, taşınmazın vakıf kültür varlığı niteliğinde olup olmadığının saptanması, öte yandan birleştirilen davada taşınmazın kadastro tespitinin hatalı olduğu, esasen taşınmazın vakfedilen taşınmazlar arasında olduğu ve vakfı adına tespit ve tescili gerektiği de ileri sürüldüğü gözetilerek bu iddia üzerinde durulması, iddia ve savunmanın değerlendirilmesi bakımından mahallinde harita mühendisi vasıflı bilirkişinin de bulunduğu heyet ile keşif yapılması, dayanılan tüm hukuki sebepler yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılarak taşınmazın vakfı adına tescili gerekip gerekmediğinin açıklığa kavuşturulması ve hasıl olacak sonuca göre asıl, birleştirilen davalar ve asli müdahil Hazinenin talebi konusunda karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek sonuca gidilmesi doğru değildir...’’ gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur.

6. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 08.05.2018 tarihli ve 2017/143 E. 2018/275 K. sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporu ile Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesindeki koşullarını davalı Vakıf yönünden oluştuğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne, asli müdahil tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.

7. TemyizYoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuşlardır.

8. Bozma Kararı

Dairenin 28.10.2020 tarihli ve 2018/3642 E. 2020/5513 K.. sayılı kararıyla; ‘‘…taviz bedeli ödenmek suretiyle vakıf şerhinin terkin edildiği gözetildiğinde, Vakıflar İdaresi tarafından açılan birleştirilen tapu iptali ve tescil davasının kabulüne karar verilmiş olması da hatalıdır., Asli müdahil Hazine yönünden ise dava konusu taşınmazın-temlik edildiği tarihde yürürlükte bulunan 6785 sayılı İmar Kanunu’nun 31.maddesi gereğince-bedelsiz olarak davacı-birleştirilen davada davalı Belediyeye terk edildiğini, ancak terk amacının ortadan kalktığını bildirerek tapu iptali ile adına tesciline ilişkin talepte bulunduğu, ne var ki, Mahkemece çekişme konusu taşınmazın İmar Kanunu uyarınca bedelsiz terki gereken yerlerden olup olmadığı konusunda yöntemince araştırma ve inceleme yapılmadan hüküm kurulmuş olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, asıl davada davacı Belediyenin davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi, birleştirilen davanın reddine karar verilmesi, asli müdahil Hazinenin talepleri yönünden, mahallinde keşif yapılarak çekişmeli taşınmazın bedelsiz terki gereken yerlerden olup olmadığının tespit edilmesi, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve noksan inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.. .” gerekçesi ile Mahkeme kararı bozulmuştur.

9. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 24.11.2021 tarihli ve 2021/59 E., 2021/732 K. sayılı kararıyla; bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde, vakıf şerhinin yargılama sırasında terkin edildiği gerekçesiyle asıl dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen dava yönünden; taviz bedeli ödenmek suretiyle taşınmazın mutasarrıfına geçtiği gerekçesiyle birleştirilen davanın reddine, asli müdahil Hazinenin talepleri yönünden yapılan incelemede ise, mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu taşınmazın imar planına uygun şekilde park alanı olarak ayrıldığı, bedelsiz terki gereken yerlerden olduğu ve kullanım amacına uygun şekilde düzenlemesinin yapılarak halkın kullanımına uygun hale getirildiği ve Belediye Başkanlığı lehine yolsuz tescilin söz konusu olmadığı gerekçesiyle asli müdahilin davasının reddine karar verilmiştir,

10. TemyizYoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuşlardır.

11. Temyiz Nedenleri

11.1. Asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, karar verilmesine yer olmadığına yönelik karar verilen asıl davada, davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiğini, yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalının sorumlu olması gerekirken davacı üzerinde bırakılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek hükmün düzeltilerek onanmasını istemiştir.

11.2. Asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı Vakıf vekili temyiz dilekçesinde özetle; Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesine göre vakfa ait taşınmaz her ne suretle üçüncü kişilere geçerse geçsin aslının vakıf olması nedeniyle vakfa dönmesi gerektiğini, taviz bedelinin ödenmiş olmasının devri engellemeyeceğini, daha önceki yapılan bozmaların usuli kazanılmış hak teşkil ettiğini ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir.

11.3. Asli müdahil Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, alanın tamamının yeşil alan ve park olarak kullanılmadığını, bu hususun raporla sabit olduğunu, aleyhlerine vekalet ücreti takdirinin yerinde olmadığını ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.

12. Gerekçe

12.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davada, vakıf şerhinin terkini, birleştirilen dava ile asli müdahale davası ise tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

12.2. İlgili Hukuk

12.2.1. 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesinde ''Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.'' ile aynı Yasa'nın 18/1. maddesinde ''Tapu kayıtlarında, icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar, işlem tarihindeki emlak vergisi değerinin yüzde onu oranında taviz bedeli alınarak serbest tasarrufa terk edilir. Ancak miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlar tavize tâbi değildir."

12.2.2. 6100 sayılı HMK'nın 331/1 maddesinde ''Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. ''

12.2.3. Mülga 6785 sayılı İmar Kanunu’nun 31. maddesinde ''İmar ve yol istikamet planlarında meydan, yol, park, yeşil saha ve otopark gibi umumi hizmetlere ayrılmış yerlere rastlayan Hazineye ve hususi muhasebeye ait arazi ve arsalar, belediyenin teklifi ve İcra Vekilleri Heyeti kararı ile belediyelere bedelsiz terk edilir. Ancak, bu yerlerin üzerinde bina bulunduğu takdirde, arsası hariç, yalnız binanın halihazır kıymeti için takdir edilecek bedel ödenir. Bu suretle mal edilen arazi ve arsalar belediye tarafından satılamaz ve başka bir şekilde kullanılamaz.'' hükümlerine yer verilmiştir.

12.3. Değerlendirme

12.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu ... ada 1 parsel sayılı, Bahçeli Kargir Halk Eğitim ve Kız Binası vasıflı taşınmazın 03.01.1973 tarihli kadastro işlemi ile Hazine adına tescil edildiği, daha sonra 06.08.1979 tarihli Bakanlar Kurulu kararına istinaden Bilecik Belediyesi adına tescil edildiği, bozma sonrası davacı ... vekili tarafından sunulan 17.07.2017 tarihli dilekçe ve ekinde yer alan belgelerden, dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer alan “Ertuğrul Gazi Vakfından” şerhinin, 08.11.1948 tarihinde taviz bedelinin ödenmesi nedeniyle kaldırıldığı, ancak davalı Vakfın 21.04.1989 tarih ve 2055 sayılı yazı ile, el değiştiren taşınmazın yeni maliki Belediyenin rızası alınmaksızın şerhin tekrar konulduğu, yargılama aşamasında davalı Vakfın Tapu müdürlüğüne verdiği dilekçesi ile şerhin sehven konulduğunu ve kaldırılmasını talep ettiği, davacı Belediyenin ise şerhin konulması sırasında rızasının olmadığını bildirdiği, bu talep üzerine Tapu Müdürlüğünce şerhin terkin edildiği anlaşılmaktadır.

12.3.2. Hükmüne uyulan ve (IV/8.) numaralı paragrafta belirtilen bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak asıl davada karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davada davanın reddine, asli müdahilin talebi yönünden ise çekişme konusu taşınmazın temlik edildiği tarihte yürürlükte bulunan 6785 sayılı İmar Kanunu’nun 31. maddesi gereğince bedelsiz olarak terki gereken yerlerden olduğu saptanıp terk amacına uygun kullanıldığı gözetilerek bu talep yönünden de davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Asıl davada davalı birleştirilen davada davacı Vakıf İdaresi ile asli müdahil Hazinenin temyiz itirazlarının reddine.

12.3.3. Asıl davada davacı birleştirilen davada davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; çekişme konusu taşınmaz üzerindeki şerhin davalı Vakfın 21.04.1989 tarih ve 2055 sayılı talebi sonucu Tapu Müdürlüğünce konulduğu, davanın açıldığı tarihte üzerindeki şerhin mevcut olduğu, yargılama sırasında davalı Vakfın talebi ile şerhin kaldırıldığı gözetildiğinde davacının eldeki davayı açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır.

12.3.4. Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK'nın 331/1 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik masrafların davalı Vakıftan alınmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde masrafların davacı üzerinde bırakılması doğru görülmemiştir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapıldığından davalı-birleştirilen davacı Vakıf İdaresi vekili ile asli müdahil Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddine, davacı-birleştirilen davada davalı ... vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden Belediyeye geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 25/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.