"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/296 E., 2021/434 K.
BİRLEŞTİRİLEN 2006/452 ESAS SAYILI
BİRLEŞTİRİLEN 2006/454 ESAS SAYILI
HÜKÜM : Asıl Dava Kabul-Birleştirilen Davalar Ret
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı birleştirilen davalarda davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; ... köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında taşlık vasfı ile tespit harici bırakılan, sınırları dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz bölümünün taşlarının temizlenerek tarım arazisi niteliğine dönüştürüldüğünün tespit edildiğini, taşınmazı işgalci sıfatıyla kullanan ...'in taşınmazın Hazineye ait olduğunu, kendisinin zilyetlik şartlarını taşımadığını rızaen idari tahkikat tutanağı ile beyan ettiğini, ayrıca Hazineye yazılı olarak kiralama talebinde bulunması nedeniyle 5 yıllık ecrimisil tahakkuk ettirildiğini, taşınmazın tarım alanına dönüştürülmüş ekonomik yarar sağlaması mümkün olan yerlerden olduğunu ileri sürerek yaklaşık 193.734 metrekare yüz ölçümlü taşınmazın Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17 nci maddesi uyarınca davacı Hazine adına tescilini talep etmiştir.
2.Birleştirilen 2006/452 Esas sayılı dosya davacısı ... vekili dava dilekçesinde; asıl davaya konu taşınmazın sınırları dava dilekçesinde belirtilen yaklaşık 100 dönümlük kısmının davacı tarafından taşları temizlenerek ihya edildiğini, taşınmazın davacı tarafından 30 yıldır kullanıldığını ileri sürerek taşınmazın davacı adına tescilini talep etmiştir.
3.Birleştirilen 2006/454 Esas sayılı dosya davacısı ... vekili dava dilekçesinde; asıl davaya konu taşınmazın sınırları dava dilekçesinde belirtilen yaklaşık 100 dönümlük kısmının davacı tarafından taşları temizlenerek ihya edildiğini, taşınmazın davacı tarafından 30 yıldır kullanıldığını ileri sürerek taşınmazın davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığını, davaya konu taşınmazın imar ihya edilmediğini ve halen taşlık vasfında olduğunu, davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
2.Dahili davalı ... cevap dilekçesinde; davalı İdarenin husumetli olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
3.Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 13.10.2008 tarihli ve 2006/306 Esas 2008/688 Karar sayılı kararı ile davacı Hazinenin davasının reddine, birleştirilen davaların kabulüne, 26.02.2007 tarihli fen bilirkişisi raporunda gösterilen 79.860,24 metrekare ve 79.681,80 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz bölümlerinin sırasıyla birleştirilen dava davacıları ... ve ... adına tesciline karar verilmiştir.
Asıl dava davacısı-birleştirilen dava davalısı Hazine vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 16.04.2009 tarihli ve 2009/3389 Esas 2009/4658 Karar sayılı ilamı ile; mahallinde alınan beyanlarda taşınmazın 1980 yılından beri birleştirilen dosya davacıları tarafından kullanıldığı belirtilmiş ise de davacıların doğum tarihinin 1973 ve 1978 olduğu, dosyadaki çelişkilerin giderilmediği ve beyanların denetlenmediği, eklemeli zilyetlik söz konusuysa birleştirilen dava davacıları bayilerinin zilyetlikle edinim koşullarının araştırılmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 03.03.2010 tarihli ve 2009/529 Esas 2010/181 Karar sayılı kararı ile; davacı Hazinenin davasının reddine, birleştirilen davaların kabulüne, 26.02.2007 tarihli fen bilirkişisi raporunda gösterilen 79.860,24 metrekare ve 79.681,80 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz bölümlerinin sırasıyla birleştirilen dava davacıları ... ve ... adına tesciline karar verilmiştir.
Asıl dava davacısı-birleştirilen dava davalısı Hazine vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 09.06.2010 tarihli ve 2010/5476 Esas 2010/6632 Karar sayılı ilamı ile; önceki tarihli bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 30.03.2011 tarihli ve 2010/901 Esas 2011/302 Karar sayılı kararı ile; davacı Hazinenin davasının reddine, birleştirilen davaların kabulüne, 26.02.2007 tarihli fen bilirkişisi raporunda gösterilen 79.860,24 metrekare ve 79.681,80 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz bölümlerinin sırasıyla birleştirilen dava davacıları ... ve ... adına tesciline karar verilmiştir.
Asıl dava davacısı-birleştirilen dava davalısı Hazine vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 21.09.2011 tarihli ve 2011/ 7164 Esas 2011/9034 Karar sayılı ilamı ile; önceki tarihli bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 08.06.2012 tarihli ve 2012/61 Esas 2012/788 Karar sayılı kararı ile; birleştirilen dava davacıları lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu ve diğer hususların bozma kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle davacı Hazinenin davasının reddine, birleştirilen davaların kabulüne, 26.02.2007 tarihli fen bilirkişisi raporunda gösterilen 79.860,24 metrekare ve 79.681,80 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz bölümlerinin sırasıyla birleştirilen dava davacıları ... ve ... adına tesciline karar verilmiştir.
IV.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dava davacısı-birleştirilen dava davalısı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 21.01.2014 tarihli ve 2013/2435 Esas 2014/726 Karar sayılı ilamı ile; yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığı, 1 inci ve 2 nci keşiflerde alınan ziraat mühendisi raporlarında taşınmazın 2 nci sınıf tarım arazisi niteliğinde olduğunun bildirilmesine rağmen 07.03.2011 tarihli ziraat ve jeolog bilirkişileri raporunda taşınmazın 5 inci sınıf arazi olduğunun bildirildiği, hava fotoğrafı uygulamasının denetime açık olmadığı, dosyada bulunan fotoğraflara göre taşınmazın yoğun taşlık olduğunun gözlemlendiği, akademik ünvanlı ziraat bilirkişiler ile jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişilerden rapor alınması gerektiği, Daire uygulamasına göre 5 inci sınıf taşınmazların imar-ihya yoluyla kazanılmasının mümkün olmadığı, taşınmazların kuru-sulu durumunun da 3083 sayılı Yasa'ya göre değil 5403 sayılı Yasa'ya göre değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu tescil harici taşlık vasfındaki taşınmazın 1984 yılı itibarıyla tarım arazisine dönüştürüldüğünün anlaşıldığı, Hazinenin 2006 tarihinde ...'e kendisinin talebi üzerine ecrimisil ihbarnamesi çıkardığı, buna göre taşınmazın 20 yılı aşkın süredir imar-ihya edilerek malik sıfatıyla Hazine tarafından kullanıldığı, olağanüstü zamanaşımı ile edinme koşullarının Hazine lehine oluştuğu, 33 ve 28 yaşlarında olan birleştirilen dava davacılarının taşınmazları 30 yıldır kullandıkları iddiasıyla dava açtıkları, bu hususun hayatın olağan akışına aykırı olduğu, eklemeli zilyetlik yönünden yapılan değerlendirmede ise davacıların babası olan ...'e kendi talebi üzerine ecrimisil ihbarnamesi çıkarıldığı, bu haliyle malik sıfatıyla zilyetlikten bahsedilemeyeceği gerekçesiyle 2014/296 Esas sayılı asıl davanın kabulü ile çekişmeli 122 ada 1, 2, 3, 4 parsel, 123 ada 1, 2, 3 parsel, 124 ada 6, 7 parsel sayılı taşınmazlarda 17.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda (A1) harfi ile gösterilen 65.603,88 m2'lik, (A2) harfi ile gösterilen 4.361,13 m2'lik, (A3) harfi ile gösterilen 10,84 m2'lik, (A4) harfi ile gösterilen 114,33 m2'lik, (A5) harfi ile gösterilen 6.785,02 m2'lik, (A6) harfi ile gösterilen 1.527,45 m2'lik, (A8) harfi ile gösterilen 11,56 m2'lik, (A9) harfi ile gösterilen 9,88 m2'lik, (B1) harfi ile gösterilen 1.763,51 m2'lik, (B2) harfi ile gösterilen 949,59 m2'lik, (B3) harfi ile gösterilen 71.691,82 m2'lik, (B6) harfi ile gösterilen 832,98 m2'lik kısmın asıl dava davacısı Hazine adına tesciline, birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleştirilen davalarda davacılar ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Birleştirilen davalarda davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; önceki tarihli bozma ilamı ile davaya konu yerin davacılar tarafından kullanılarak ihya edildiğinin kabul edildiğini ve hükmün davacıların bayi olan babaları yönünden araştırma yapılması gereğine değinilerek bozulduğunu, bu nedenle birleştirilen dava davacıları aleyhine karar verilemeyeceğini, Mahkemece idari işlem niteliğinde olan toplulaştırma işlemlerinin hükme esas alınamayacağını, dava dosyasında davaya konu taşınmazın Hazine tarafından ihya edildiğine dair herhangi bir delil mevcut olmadığını, Hazinenin ecrimisil ve kiraya ilişkin delil ve taleplerinin 2006 yılından sonraki dönemi ilgilendirdiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava ve birleştirilen davalar, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesinin 1 inci fıkrası ve 6 ncı maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14, 16 ve 17 nci maddeleri; 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyanın incelenmesinden; davaya konu taşınmaz bölümünün 11.09.1962 ve 23.12.1967 tarihleri arasında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık vasfı ile tespit harici bırakıldığı, eldeki davaların 03.05.2006 ve 10.07.2006 tarihlerinde imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak açıldığı, davacı Hazine tarafından sunulan ecrimisil ihbarnamesi, kiralama talepli dilekçe ve idari tahkikat tutanağında adı geçen ...'in birleştirilen davalardaki davacıların babası olduğu, yargılama sırasında idari yoldan 1431 ve 1429 parsel sayılı taşınmazlar olarak malik hanesi davalı olarak tescil edildiği, daha sonra yapılan toplulaştırma çalışmaları sonucunda davaya konu taşınmazın yol olarak tespit harici bırakılan kısımlar ve 122 ada 1, 2, 3, 4 parsel, 123 ada 1, 2 ve 3 parsel, 124 ada 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazlara tekabül ettiği, bu taşınmazların tapu kaydında yer alan 08.05.2018 tarihli beyanda 2. derece askeri yasak bölge içerisinde kaldığının belirtildiği anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; özellikle taşınmazların tapu kaydında askeri yasak bölge içerisinde kaldığına dair şerhin bulunduğu ve bu şerhin Mahkeme kararı ile yeni tesis edilecek tapu kaydında da devam edeceği açık olduğuna göre temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Birleştirilen davalarda davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 368,30'ar TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan ayrı ayrı alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...