"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: İZMİR 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan babaları ...'ın İzmir Oto Galericileri Sanayi Sitesi Toplu İş yeri Kooperatifinde 249 no.lu üye iken, payını İzmir 17. Noterliğinin 17/04/2009 tarihli ve 9087 yevmiye numaralı kooperatif hisse devir sözleşmesi ile torunu olan davalı ...'na muvazaalı olarak devrettiğini, mirasbırakanın gerçek amacının bağış olduğunu, daha sonra ferdileşme sonucu 1 parsel sayılı taşınmazdaki dava konusu 8 no.lu bağımsız bölümün davalı adına tescil edildiğini, davalı ...'in ise anılan taşınmazdaki 1/2 payını kardeşi olan diğer davalı ...'na devrettiğini, davalıların dedeleri olan mirasbırakanı kandırmak sureti ile almış oldukları kooperatif payının, ferdileşme sonucu oluşan taşınmazı adlarına tescil ettirerek muvazaalı işlem yaptıklarını ileri sürerek, dava konusu 8 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında davacılardan Adeviye'nin ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, dava konusu taşınmazın mirasbırakanın tapulu taşınmazı olmadığını, kooperatif hissesi devrinin muris muvazaası iddiası ile dava edilmesinin mümkün olmadığını, mirasbırakanın kooperatif payını 2009 yılında 10.000 TL bedelle davalılardan Mehmet'e devrettiğini, diğer davalı ...'in mirasbırakan ile devir işlemi gerçekleştirmediğini, davada taraf olmasının mümkün olmadığını, mirasbırakanın satış bedelini aldığını, dava konusu temlikin davacıların saklı payını etkilemediğini, kooperatif payını devralana kadar mirasbırakan dedelerine kira ödemesi yaptıklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 28/12/2017 tarihli ve 2015/322 E. 2017/646 K. sayılı kararıyla; temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Kaldırma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 05/07/2018 tarihli ve 2018/783 E., 2018/1073 K. sayılı kararıyla; kişisel hakkın temliki niteliğini taşıyan kooperatif hissesinin devri işleminde 01/04/1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararının uygulanmasının olanaklı olmadığı, temlikin koşulların varlığı halinde tenkis hükümlerine tabi olacağı, davada muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteği yanında tenkis talebi de bulunduğu, hal böyle olunca tapu iptal ve tescil isteminin reddine, tenkis hususunda gerekli inceleme ve araştırmanın yapılmasına, koşulların varlığının saptanması halinde tenkise karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6 maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesince verilen karar kaldırılarak, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 24/12/2019 tarihli ve 2018/392 E. 2019/603 K. sayılı kararıyla; kişisel hakkın temliki niteliği taşıyan kooperatif hisse devri işleminde 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı gerekçesiyle muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil talebinin reddine; mirasbırakanın tüm malvarlığının araştırıldığı, değerlerinin tespit edildiği, tenkis konusunda hesap yapılması için dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, temlik ile davacıların saklı paylarına el atılmadığı, tasarrufun mirasbırakanın terekesinden serbestçe kullanabileceği kısım içinde kaldığı gerekçesiyle, tenkis talebi yönünden de davanın reddine karar verilmiştir.
4. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
5. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakanın iradesinin yanlış tayin edildiğini, esasa dair beyanlarının eksik değerlendirildiğini, davacılar lehine olan Yargıtay kararlarının ve Mahkemeye sunulan tüm yazılı belgelerin yok sayıldığını, kanuna aykırı kooperatif pay devrinin görmezden gelindiğini, kız evlatların miras haklarından mahrum bırakıldığını, hile olgusunun imkanlar elverdiği halde değerlendirilmediğini, hakkaniyetten çok uzak, adalet duygusuna aykırı, davacıları maddi ve manevi olarak zararlandıran, adalete olan güveni sarsan bir karar verildiğini, mirasbırakanın asıl iradesinin mirastan mal kaçırmak olduğunu, gerçek bir taşınmaz mülkün, kooperatif hissesi diye menkul değer olarak varsayılıp; noter satış sözleşmesi muvazaalı olduğu halde, tapusuz olduğundan bahisle esasında devredilen zilyetliktir denilerek, maksat da bağışlamadır yorumunu yapıp, zilyetliği bağışlamanın da şekil şartı taşımadığını ileri sürüp, kız evlatların hakkı olan çok değerli bir ekonomik varlığı terekeden kaçırmanın yollarının içtihat yolu ile meşrulaştırılamayacağını, somut olaylar, somut deliler, somut olgular, şahitlerin doğru ifadeleri ve esas üzerinden ilerlenmesi gerektiğini, davalılar ve mirasbırakanın danışıklı olarak davacıları yanıltıklarını ve aldattıklarını, işlemin davacıları zararlandırma maksatlı olduğunu, noter sözleşmesinin geçersiz sayılması, tapu iptalinin yerine getirilmesi gerektiğini, muvazaalı pay devrinin noterde sadece davalı ... adına yapılarak resmileştirildiğini, ancak kooperatif payının, hem ..., hem de ... adına yarı yarıya yapıldığını, Kooperatif ana sözleşmesinin talep edilip incelenmesi gerektiğini, Noterde muvazaalı devredilen payın, fiziksel dünyada taşınmaz niteliği olan bir varlığı temsil ettiğini, mirasbırakanın çok güvendiği torunu tarafından aldatılarak, hile ile aslında içeriğini hiç okumadan yada dikkatle incelemeden, ilerlemiş yaşı nedeniyle bir noter belgesini ve kooperatif devir belgelerini imzalayıp, hiç istemediği bir irade beyanında bulunarak, kandırılmış da olabileceğini, terekedeki diğer tüm taşınmazların psikolojik baskı amaçlı sattırıldığını, mirasbırakanın kooperatif payını devretmesi halinde, 01.04.1974 tarihli İBK'nın uygulama yerinin bulunmadığına işaret edilmekle birlikte, BK m.18 (TBK m.19)in (genel muvazaa), yazılı belgeyle ispat edilmesi halinde, mirasbırakanın yaptığı muvazaalı kooperatif payı devrinin geçersizliğine karar verilebileceğini, Yargıtay içtihatlarına göre tapu iptali kararı verilmesi gerektiğini, muvazaa iddiasının kanıtlandığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
6. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 01/10/2021 tarihli ve 2020/647 E., 2021/1427 K. sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, verilen kararın hukuka ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek ve önceki beyanları tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.2.2.Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık, 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tespit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK m.564). Miras bırakanın TMK'nin 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (IV./3.) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının, (IV./6.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacılardan alınmasına, 16/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.