"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/158 E., 2021/306 K.
DAVA TARİHİ : 06.02.2009
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen tapusuz taşınmazın tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...; tapulama sırasında taşlık olarak tespit dışı bırakılan ve dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmaz bölümünün imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tescili istemiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalı ...; taşınmazın kamu malı meradan açma olduğunu ve davacı yararına edinme koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddine ve taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07.12.2012 tarih, 2009/23 Esas, 2012/316 Karar sayılı kararı ile davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davacının davasının kabulüne, uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 25.10.2011 havale tarihli rapor ve eki haritada (A) harfiyle gösterilen 23.755,24 metrekare taşınmaz bölümünün davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 03.05.2013 tarihli ve 2013/3857 Esas, 2013/4836 Karar sayılı kararıyla: '' Yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olmadığı belirtilerek dava tarihinden 20-30 yıl (1986 yılı öncesine) öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları ve memleket haritalarının getirtilmesi, davalı ... tarafından taşınmazın öncesinin mera olduğu ileri sürüldüğünden ve çevresindeki taşınmazların 4753 sayılı Kanun uyarınca Toprak Tevzii çalışmaları sonucu tapuya bağlanmış olduğu dikkate alınarak Toprak Tevzii Komisyonu tarafından dava konusu taşınmaz bölümü hakkında ne gibi bir işlem yapıldığı, dava konusu taşınmaz bölümünün bulunduğu köy içinde mera tahsisi yapılıp yapılmadığının sorularak varsa mera tahsis kararları, ekleri ve haritaları ile komşu parsellerin tapulama tespitine tapu kayıtlarının yanında vergi kayıtlarının da esas alındığı gözetilerek komşu parsellere tespit sırasında uygulanan vergi kayıtlarının da getirtilmesi, bundan sonra yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, komşu kadastro çalışma alanındaki mahalle ya da köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıkları ile üç ziraat mühendisi, kadastro fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak uzman bilirkişi kurulu marifetiyle taşınmaz başında yeniden keşif yapılması, stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliğinin belirlenmesi, varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp kapsamlarının belirlenmesi, dava konusu taşınmaz bölümünü içine alan mera tahsisi var ise meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi ne olursa olsun hukuken değer taşımadığı, taşınmaz, yapılan tahsisin dışında ise toprak tevzii komisyonunun mera niteliğini değiştirme yetkisi bulunması nedeniyle tahsis dışında bırakılan taşınmazların öncesi mera olsa bile tahsisin kesinleşmesi ile birlikte mera niteliğinin kalkacağı ve koşullarının varlığı halinde zilyetlik yoluyla iktisabının mümkün olacağının göz önünde bulundurulması, bu durumda koşulların varlığını belirlemek bakımından taşınmazın hangi tarihte kim tarafından imar-ihyasına başlandığı, imar-ihyanın hangi tarihte bittiği, taşınmaz üzerinde ekonomik amacına uygun tarımsal zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğünün belirlenmesine çalışılması; ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 03.03.2016 tarih, 2013/230 Esas, 2016/38 Karar sayılı kararı ile; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 09.07.2015 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 6.253,19 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 7.085,32 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümlerinin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 27.12.2019 tarihli ve 2016/14700 Esas- 2019/9095 Karar sayılı kararıyla: ''Yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu belirtilerek; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle Toprak Tevzii Komisyonu tarafından dava konusu taşınmaz bölümleri hakkında ne gibi bir işlem yapıldığı, hangi tevzi parseline isabet ettikleri araştırılmalı, varsa tevzi haritası, belirtmelik tutanağı ve tablendikatif ile dava konusu taşınmaz bölümlerinin bulunduğu köy içinde yetkili idari merciler tarafından 4342, 4753 ve 5618 sayılı Kanunlar uyarınca mera tahsisi yapılıp yapılmadığı Özel İdare Müdürlüğü, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, Kaymakamlık ve Valilik'ten ayrı ayrı sorulup saptanmalı, varsa mera tahsis kararları, ekleri ve haritaları ile dava konusu taşınmaz bölümlerine komşu parsellere tespit sırasında uygulanan vergi kayıtları da getirtilmeli, dava konusu taşınmaza ilişkin yukarıda belirtilen tarihlere ait bulunan hava fotoğrafları getirtilip dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra taşınmaz bölümleri başında, taşınmazın bulunduğu köy ile komşu köylerden yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, daha önceki keşiflere katılmayan üç kişilik uzman ziraat mühendisi bilirkişi heyeti, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı; keşifte yerel bilirkişiler yardımı ve teknik bilirkişi eli ile varsa tevzi haritası ve mera tahsis haritası ile kadastro paftası çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, dava konusu taşınmaz bölümlerinin 4753 sayılı Kanun ile yapılan çalışmalardaki konumu kesin olarak belirlenmeli; yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmaz bölümlerinin öncesinin ne olduğu, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, mera olup olmadığı, bozma öncesi keşifte dinlenen yerel bilirkişilerin taşınmazın bir yönünde mera olduğunu belirtmiş olmaları nedeniyle, belirtilen meradan ayrılan unsurların bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin niteliğiyle ilgili önceki tarihli ziraatçı bilirkişi raporlarını da irdeler mahiyette ve komşu tescil harici taşınmazlar ve komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden mera vasfında olup olmadığını, komşu taşınmazlardan nasıl ayrıldığını, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetlik var ise zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren, taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisinden belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmak sureti ile çekişme konusu taşınmaz bölümlerinin hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli ve taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığının, imar-ihyasına ne zaman başlanıldığının ve hangi tarihte tamamlandığının belirlenmesine çalışılmalı; teknik bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli; taşınmaz bölümlerinin tevzide mera haritası kapsamında kalıp öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça değer taşımayacağı düşünülmeli; mera haritası kapsamında kalıp kadim nitelikte mera olmadığının anlaşılması halinde tevzi tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği, mera haritası kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde ise dava tarihine kadar Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı; dava konusu taşınmazın sınırında bulunan 50 parsel sayılı taşınmaz davacı tarafından 2004 yılında satın alındığına göre davacının dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin 2004 yılından önce başladığı ve kazanmayı sağlayacak süreye ulaştığı duraksamasız saptanmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. '' gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı yazılı temyize konu kararı ile; bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 6.253,19 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 7.085,32 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazların tarla vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davalı Hazinenin tescil isteğinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; açılan davanın süresinde olmadığını, bir an için davacının zilyetliğinin 25-30 sene öncesine dayandığı kabul edilmesi halinde ise bu durumda davacının zilyetliği kadastro öncesi nedene dayandığından 10 yıllık hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği, dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde 1974 tarihinde kadastro çalışmaları tamamlanmış olup kadastro tutanaklarına davacının babasının zilyetliği şerh düşürülmediği gibi davacının zilyetliğinin de kadastro öncesi sebebe dayandığı, dava konusu taşınmazın imar-ihya edilerek kültür arazisi haline getirilmediği, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşlık ve kıraç yerlerden olması nedeniyle tapulama esnasında tescil harici bırakıldığı; bu yerin imar ihya yolu ile iktisap edilebilmesi için öncelikle kültür arazisi haline getirilmesi gerektiği, imar ve ihya tamamlandığı tarihin doğru bir şekilde tespiti ve kazandırıcı zamanaşımı sebebiyle iktisap şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılması ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru bulunmadığından kararın bozulması gerektiğini belirtmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tapuya kayıt ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi,
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Her ne kadar bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava konusu taşınmaz bölümlerinin tarımsal amaçlı kullanıldığı, imar-ihyasının tamamlandığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, Mahkemece uyulan bozma ilamında en az iki ayrı zaman dilimine ilişkin hava fotoğrafının incelenmesi ve bu suretle zilyetliğin şekli ve süresinin tereddütsüz tespit edilmesine değinildiği halde hükme esas alınan jeodezi rapor içeriğinin soyut olduğu, özellikle 1994 ve 2001 yılına ait fotoğrafların net olmadığı ve bu nedenle incelenmediğinin belirtildiği, öte yandan komşu taşınmazların tespitine esas alınan vergi kayıtlarının da getirtilmesi istenilmesine rağmen söz konusu vergi kayıtlarının da getirtilmediği; kaldı ki komşu 105 ada 1 parsele (eski 50 parsel) revizyon gören tapu kaydı ile 105 ada 2 parsele (eski 51 parsel) revizyon gören tapu kayıtlarının kök geldilerinin toprak tevzi çalışmaları sonucunda oluştuğu anlaşılmasına rağmen yörede yapılan toprak tevzi çalışmalarına ilişkin kayıtlar da getirtilip incelenmeden sonuca gidildiği, hükme esas alınan ziraat mühendisi bilirkişi raporunun soyut içerikli olduğu ve Mahkemece yapılan mera araştırmasının da yetersiz kaldığı anlaşılmaktadır.
2.Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava tarihinden 15, 20, 25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde çekilmiş farklı tarihlere ait en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı, bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ve çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazların kadastro tutanak ve dayanakları ilgili yerlerden getirtilerek dosya ikmal edilmeli, davalı ... tarafından taşınmazın öncesinin mera olduğu öne sürüldüğüne göre ve çevresindeki taşınmazların 4753 sayılı Yasa uyarınca Toprak Tevzii Komisyonu çalışmaları sonucu tapuya bağlanmış olduğu dikkate alınarak komisyon tarafından dava konusu taşınmaz bölümü hakkında ne gibi bir işlem yapıldığı, dava konusu taşınmaz bölümünün bulunduğu köy içinde mera tahsisi yapılıp yapılmadığı sorulmalı, varsa mera tahsis kararı ve ekleri ile haritaları getirtilmeli, yine komşu parsellerin tapulama tespitine tapu kayıtlarının yanında vergi kayıtlarının da esas alındığı gözetilerek komşu parsellere tespit sırasında uygulanan vergi kayıtları getirtilmelidir.
3.Bundan sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, üç kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmeli; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, muhtaç yerlerden ise imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içeren, önceki ziraat bilirkişi raporlarını da irdeler şekilde, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarının da eklendiği, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulundan stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir ve önceki jeodezi ve fotogrametri bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde rapor düzenlemeleri istenilmeli; teknik bilirkişiye ise keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp kapsamlarını belirten,dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir şekilde krokili rapor düzenlettirilmeli; böylelikle zilyetlikle kazanma şartlarının davacı lehine oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı ... harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.