"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile bedel istemli dava sonunda Seydişehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 10.04.2012 tarihli, 2001/726 Esas ve 2012/214 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı ... ve davalı ... tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçelerinde, mirasbırakan ... ’ın kanser hastası olduğunu, çektiği acıları bastırabilmek için uyuşturucu kullandığı zamanlarda bilincinin yerinde olmadığını, bu durumu fırsat bilen davalı oğlu ...’in arkadaşı davalı ...’u vekil tayin ettirerek mirasbırakanın maliki olduğu 898, 2406, 2485, 61, 704, 745, 3593, 574, 264 ve 1022 parsel sayılı taşınmazların devredildiğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bedel ödenmediğini ileri sürerek 898, 61, 3593, 704, 745, 574 ve 1022 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tesciline, vekilin üçüncü kişilere satmış olduğu parseller yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kaymak kaydı ile 850.000.000 TL (850 YTL) satım bedelinin satım tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline, olmazsa belirlenecek miktar üzerinden hakları saklı kaymak kaydıyla tüm taşınmazların bedeli toplamı olan 4.350.000.000 TL’nin (4.350 YTL) satım tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, mirasbırakanın oğlu ...’nün oğlunu evlendirirken başkasından borç aldığını, ...’nün borçları ödemediğini, borçları ödemek için mirasbırakanın dava konusu yerleri satacağını söyleyerek davalı ...’u vekil tayin ettiğini, mirasbırakanın talimatı ile işlem yapıldığını, davalı ...’nın taşınmazları altınları ile aldığını belirterek, davanın reddini savunmuşlar, aşamada davalı ...’un ölümü ile mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davacı ... mirasçı olmadığı için onun yönünden davanın reddine, davacı ... davayı takip etmediği için onun yönünden davanın açılmamış sayılmasına, diğer davacılar yönünden vekalet görevinin kötüye kullanıldığı gerekçesiyle 1022 parsel için tapu iptali ve tescile, 2406, 2485, 264, 745, 574, 898, 61 ve 704 parsel sayılı taşınmazlar yönünden bedele, 3593 parsel sayılı taşınmaz yönünden davalı ...’in iyi niyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı ... ve davalı ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı ... ve davalı ... temyiz dilekçelerinde özetle; murisin akli dengesinde sorun olmadığının dosya kapsamı ile sabit olduğunu, murisin ...'nün oğlunun düğünü için borçlandığı ve paraya ihtiyacı olduğunu, karardan 6 yıl sonra tebliğ yapılmasının şaibeli olduğu ve ödenecek faiz açısından haksız ve fazladan faize neden olacağını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemişlerdir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile bedel istemlerine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.
3.2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yukarıda (IV/3.2.) paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre (III.) numaralı paragrafta belirtilen kararın verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalı ... ve davalı ...’in aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
3.3.2. Somut olayda, Mahkemece 2406, 2485, 264, 745, 574, 898, 61 ve 704 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacıların bedel taleplerinin kabulü ile bedelin tahsiline ve davacılara veraset ilamındaki payları oranında ödenmesine karar verilmesine rağmen hükmün infazında tereddüt oluşturacak şekilde hangi veraset ilamı uyarınca ödeme yapılacağının kararda belirtilmemiş olması doğru değildir.
3.3.3. Ne var ki, anılan hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Mahkeme kararının hüküm kısmının düzeltilerek onanması, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 438/7. maddesi hükmü gereğidir.
V. SONUÇ
1. Açıklanan nedenlerle davalı ... ve ...’in sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı ... ve ...’in temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün “E-1”, “F”, “G”, “H”, “I” ve “İ” bentlerinde yer alan “davacılara” ifadesinden sonra, “veraset ilamındaki” ifadesinden önce gelmek üzere “Seydişehir Sulh Hukuk Mahkemesinin 28.03.2001 tarihli, 2001/171 Esas ve 2001/176 Karar sayılı” ifadesinin yazılmasına, Mahkeme kararının bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harçlarının yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.