"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil - tenkis davası sonunda Gülşehir Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17/12/2021 tarihli, 2021/90 Esas, 2021/289 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 20/09/2022 Salı günü saat 10.05 de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelenmenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan dedeleri ...’ın maliki olduğu 1368, 1588, 1364, 317, 2603, 2479, 3132, 2498, 1620, 942, 319, 1792, 3309, 3382, 3687, 985, 765, 2496, 2477, 2480, 1477, 3690, 3692, 3689, 1922, 2324, 2478, 2604, 2486, 2481, 2900, 3768, 3770, 426, 739, 984, 1399, 1355, 2904, 2607, 3726, 3311, 3493, 3384, 1588, 1352, 1400, 2630, 2690, 2833 parsel sayılı taşınmazlarını davalılara satış suretiyle devrettiğini, temliklerin kız çocuklarından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdir tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, mirasbırakana oğlu ...'in baktığını, taşınmazların pek çoğunun 3. kişilerden satın alındığını, mirasbırakanla bir ilgisinin bulunmadığını, dava tarihinde malik olmayan davalıların bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Gülşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/07/2015 tarihli, 2009/129 Esas, 2015/215 Karar sayılı kararıyla, davacılar .... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer davacılar yönünden muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle 1588, 2604, 2603, 1620, 2833, 3493, 3132, 426, 317, 2324, 1368, 2481, 2496, 1922 ve 2486 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davanın kabulüne, birleştirilen 2010/137 Esas sayılı dosya bakımından tefrik kararı verildiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 25/10/2018 tarihli, 2018/3979 Esas, 2018/13923 Karar sayılı kararıyla, “tapu iptali ve tescil davaları kayıt maliki aleyhine açılır ve verilen hükümlerde davanın taraflarını bağlar. Somut olayda, mahkemece kabul kapsamına alınan 1588, 2604, 2603, 1620, 2833, 3493, 3132, 426, 317, 2324, 1368, 2481, 2496, 1922 ve 2486 parsel sayılı taşınmazlar, asıl ve birleştirilen 2011/40 Esas sayılı davanın davalıları ..., ... ve ... adına kayıtlı değildir. Hal böyle olunca, kayıt maliki olmayan anılan davalılar aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuş, davacılar vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 04/06/2020 tarihli, 2020/1012 Esas, 2020/2268 Karar sayılı kararıyla reddedilmiştir.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen karar
Gülşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/12/2021 tarihli, 2021/90 Esas, 2021/289 Karar sayılı kararıyla, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacılar.... ve .... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer davacılar yönünden muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle 1588, 2604, 2603, 1620, 2833, 3493, 3132, 426, 317, 2324, 1368, 2481, 2496, 1922 ve 2486 parsel sayılı taşınmazlar bakımından, davanın açıldığı tarihte kayıt maliki olmayan davalılar ..., ... ve ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne; tefrik edildiği gerekçesiyle birleştirilen 2010/137 Esas sayılı davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalılar vekili, hakkında ret kararı verilen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, davalılar , ... ve ..... hakkında feragat nedeniyle ret kararı verilmesine rağmen adı geçenlerin harçtan sorumlu tutulduklarını, davacılar ..... ve ...., şehir dışında ikamet ettiklerini gerekçe göstererek duruşmaları takip etmediklerini, bu durum haklı ve geçerli bir mazeret olmadığından mazeret beyanlarına itiraz edildiğini ancak Mahkemece bu davacılar yönünden dosyanın işlemden kaldırılmadığını, eldeki dava ile birleştirildikten sonra tefrik edilerek Gülşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/493 Esas numarasını alan davada verilen kararın Dairece bozulduğunu, bozma kararında tefrik edilen dava ile eldeki davanın birleştirilerek görülmesi gerektiğinin belirtildiğini ancak bozma ilamına uyulmasına rağmen davaların birleştirilmediğini, davacılar miras payları oranında iptal tescil istedikleri halde taşınmazların tamamı yönünden iptal tescile karar verildiğini, kaydı kapatılan parseller yönünden hüküm kurulduğunu, bir kısım taşınmazlar mirasbırakandan intikal etmemesine, bir kısım taşınmazlarda dava dışı 3. kişiler malik olmasına rağmen kabul kapsamına alındıklarını, temliklerde muvazaanın bulunmadığını, feragatlerin dikkate alınmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
6.2.2. Hukuk Muhekemeleri Kanunu'nun 30. maddesinde, “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür”, 166. maddesinin 1. fıkrasında, "Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.", 4. fıkrasında ise, "Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır." düzenlemelerine yer verilmiştir.
6.2.3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesinde, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1920 doğumlu mirasbırakan ...’ın 17.09.2008 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak kızı .......’den olma torunları davacılar....... ile ......, oğulları davalılar ..., ... ve ... ile dava dışı çocukları ..... ve .....’in mirasçı olarak kaldıkları anlaşılmaktadır.
6.3.2. Aynı Mahkemenin 2010/137 Esas ve 2011/40 Esas sayılı dava dosyalarının eldeki dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, 23 parça taşınmaz (2480, 2478, 1792, 1364, 985, 2498, 319, 2479, 2477, 3309, 3311, 3382, 2904, 3768, 3770, 2900, 3384, 2630, 3690, 3692, 3726, 3687, 3689 parseller) yönünden davanın eldeki davadan tefrik edilip Mahkemenin 2012/493 Esas sayılı dosyasına kaydedildiği, anılan davada taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacılardan ..., ... ve ...'ın miras payları oranında adlarına tesciline, feragat nedeniyle diğer davacılar ..... ...., ... ve ...’nın açmış olduğu davanın reddine karar verildiği, kararın davalılar vekili tarafından temyizi üzerine Dairece bozulduğu, Dairenin 03.07.2018 tarihli, 2018/978 Esas, 2018/11734 Karar sayılı bozma kararında, anılan dava ile eldeki davanın birleştirilerek görülmesi gerektiğine de değinildiği, anlaşılmaktadır.
Muris muvazaası hukuki nedenine dayandırılan eldeki davada mirasbırakan ...’ın gerçek irade ve amacının tespiti bakımından devrettiği taşınmazlar yönünden muris muvazaası hukuki nedenine dayalı açılan davalarla birlikte değerlendirilmesi gerekeceği kuşkusuz
HMK'nın 166. maddesi gereğince davalar arasında bağlantı bulunduğundan, Mahkemenin 2012/493 (bozma sonrası 2018/171) Esas sayılı davası ile eldeki davanın birleştirilerek görülmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
6.3.3. Kabule göre de; haklarındaki dava kabul edilen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları yeterince incelenmeden, mirasbırakan tarafından devredilen taşınmazlar kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmadan sonuca gidilmiş olması da isabetsizdir. Bu kapsamda dosya arasına alınan tapu kayıtlarının incelenmesinde;
1- 1588 parsel sayılı taşınmazın tamamı mirasbırakan adına kayıtlı iken 05.12.1990 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle temlik edildiği, ... tarafından da 24.05.2022 tarihinde diğer davalı ...’a devredildiği, 16.07.2003 tarihinde ifrazla taşınmazın 3358, 3557 ve 3559 parsellere ayrıldığı, anılan parsellerin tamamının davalı ... adına tescil edildiği, davalı ...’nin 3358 parsel sayılı taşınmazı dava tarihinden önce (29.08.2003 tarihinde) dava dışı DSİ’ye devrettiği, son olarak taşınmazın 06.03.2007 tarihli tahsis kararıyla dava dışı Hazine adına kayıtlı olduğu anlaşılmakla, davalı ... adına kayıtlı 3557 ve 3559 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden iptal – tescil hükmü kurulması gerekirken Mahkemece, kaydı kapatılan 1588 parsel sayılı taşınmaz hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
2 - 2833 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 765 parsel sayılı taşınmazda paydaş olan mirasbırakanın taşınmazdaki 520/2080 payını 26.09.1997 tarihinde, 370/2080 payını da 24.10.1996 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiği, davalı ...’in taşınmazı 22.05.2002 tarihinde diğer davalı ...’e devrettiği, taşınmazın birden çok kez ifraz gördüğü ve ifraz sonucunda oluşan 3743 parselin dava dışı Hazine, 3742 parselin ise dava dışı ... ve ... adlarına kayıtlı olduğu anlaşılmakla, Mahkemece, ifraz sonucu oluşan ve dava dışı 3. kişiler adına kayıtlı taşınmazların kabul kapsamına alınması doğru olmadığı gibi kaydı kapatılan 2833 parsel sayılı taşınmaz hakkında hüküm kurulması da doğru değildir.
3 - 2324 parsel sayılı taşınmazın 336/1344 payı mirasbırakan adına kayıtlı iken mirasbırakan tarafından dava tarihinden önce (17.03.1997 tarihinde) dava dışı...’a temlik edildiği, taşınmazın ...’ın ölümüyle mirasçılarına intikal ettiği anlaşılmakla, mirasbırakan tarafından davalılara yapılmış bir temlik bulunmayan bu taşınmazın da kabul kapsamına alınması doğru değildir.
4 - 1368 parsel sayılı taşınmazın tamamı mirasbırakan adına kayıtlı iken mirasbırakan tarafından 05.12.1990 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle temlik edildiği, taşınmazın ... tarafından 24.05.2002 tarihinde diğer davalı ...’a devredildiği, ... tarafından da dava tarihinden önce (04.02.2003 tarihinde) dava dışı Adil Bülbül’e devredildiği, taşınmazın ifrazı neticesinde oluşan parsellerin de halen dava dışı 3. kişiler adlarına kayıtlı olduğu anlaşılmakla, kabul kapsamına alınan bu taşınmaz hakkında iptal – tescil hükmü kurulması da doğru değildir.
5 – 1922 parsel sayılı taşınmazın tamamı mirasbırakan adına kayıtlı iken mirasbırakan tarafından 13.03.1995 tarihinde dava dışı...’a temlik edildiği anlaşılmakla, mirasbırakan tarafından davalılara yapılmış bir temlik bulunmayan bu taşınmazın da kabul kapsamına alınması doğru değildir.
6 – Davalılar ..., ... ve ... hakkındaki dava reddedildiğine göre, kendilerini vekille temsil ettiren adı geçen davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yerinde olmadığı gibi, kabul kapsamındaki taşınmazlar bakımından HMK′nın 297/2. maddesi hükmü gözetilmek suretiyle davacıların karar altına alınan miras paylarının mirasbırakanlarının veraset ilamına atıf yapılarak ya da veraset ilamında gösterilen oranları açıkça belirtilerek hükmün infazında ortaya çıkabilecek tereddütün giderilmesi gerekirken, anılan hususun göz ardı edilmesi de yerinde değildir.
V. SONUÇ:
(IV/6.3.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.