Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2541 E. 2022/6018 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, davacı mirasçıları vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vasisi, babası olan davacı ...’in Kartal 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1186 Esas, 2010/80 Karar sayılı 16.02.2010 tarihli kararı ile kısıtlandığını, davacının ticaretle uğraşan dava dışı oğlu ...’in, işlerinin kötü gitmesi nedeniyle davalıdan faizle para istemesi üzerine davalının, borca karşılık alacağı senetlere teminat olmak ve senetler ödendiğinde iade edilmek üzere dava konusu taşınmazın devrini istediğini, bu hususta davalının, “babana ipotek işlemi yapılacağını söyle, satıştan hiçbir şekilde söz etme, bir şekilde tapuya gelmeye razı et, benim elemanlarım gerekli işlemi yaparlar” şeklindeki telkini üzerine dava dışı ...’in davacı babasını Tapu Müdürlüğüne gönderdiğini, hile ile iradesi sakatlanan davacının, 1660 ada 18 parsel sayılı taşınmazda maliki olduğu 50/193 payı davalıya satış yolu ile devrettiğini, demans hastası olan davacının işlem tarihinde ehliyetsiz olup, okuma yazma bilmediğini, 74 yaşında olup sağlık raporu alınmadan işlemin yapıldığını, herhangi bir satış bedeli ödenmediğini ileri sürerek, dava konusu 1660 ada 18 parsel sayılı taşınmazda davalıya devredilen 50/193 oranındaki payın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiş; dava konusu taşınmazı dava tarihinden sonra davalıdır şerhine rağmen edinen ...’ya HMK’nın 125. maddesi uyarınca davayı yöneltmiştir.

II. CEVAP

Davalı, hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, davacının işlem tarihinde akıl sağlığının yerinde olduğunu, faizle para vermediğini; aşamalarda, çekişme konusu payı 150.000 TL bedelle satın aldığını; davalı ..., tapu kaydına güvenen iyiniyetli 3. kişi olup tapu kaydında taşınmazın satışına engel bir şerh bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/01/2016 tarihli ve 2010/285 E., 2016/26 K. sayılı kararı ile; davacının işlem tarihinde hukuki ehliyeti haiz olduğunun Adli Tıp Kurumu raporuyla anlaşıldığı, hile iddiasının ise kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Bozma Kararı

Dairenin 22/05/2019 tarihli ve 2016/9704 E., 2019/3243 K. sayılı kararıyla; "...somut olayda vasi, vesayet dosyasından aldığı yetki belgesiyle eldeki davayı açıp takip etmiş ise de TMK'nın 462/8. maddesi uyarınca vesayet makamından husumete izin kararı alıp dosyaya sunmamıştır...Hal böyle olunca, öncelikle vasi tarafından eldeki davada kısıtlıyı temsil etmek üzere vesayet makamından alınacak husumete izin kararının temin edilmesi, bu noksanlık giderildikten sonra HMK'nın 184. maddesi hükmü gereğince, tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için taraflara söz verilip tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra, taraflara sözlü yargılama için duruşmanın başka bir güne bırakılmasını isteyip istemediklerinin sorulması, talep halinde başka bir gün tayin edilmesi; başka bir duruşma gününü istememeleri halinde sözlü yargılama aşamasına geçilerek aynı Kanun'un 186. maddesi gereğince taraflara sözlü yargılama yoluyla beyanda bulunma hakkı verilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, değinilen yasal düzenlemeler gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 15/02/2021 tarihli ve 2020/92 E., 2021/144 K. sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda gerekçesiz olarak davanın reddine karar verilmiş; ayrıca 15.02.2021 tarihli ara kararla, 6100 sayılı HMK’nın 41/1-b ve c maddeleri gereğince davacı vekilinin reddi hakim talebi kabul edilmeyerek geri çevrilmesine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına ve hakimin reddi talebinin reddine ilişkin ara kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili; Mahkemece reddi hakim talebi kabul edilmeyerek geri çevrilmesine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, reddi hakim sebeplerinin bildirilme hakkının engellendiğini, 15.02.2021 tarihli karar duruşmasında tarafların duruşma salonundan çıkarılmak suretiyle yokluklarında duruşma tutanağına bir takım ilaveler, çıkarmalar, düzeltmeler ve değişiklikler yapılmasının usule ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece HMK’nın 186. maddesi gereğince sözlü yargılama için ayrıca süre talep etmelerine rağmen taraflarına süre verilmeden karar verildiğini, Mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, Anayasa'nın 141. maddesi gereğince bütün kararların gerekçeli olması gerektiğini, esas yönünden ise kısıtlının işlem tarihinde ehliyetsiz olduğu sebebine ve ayrıca davacının hastalığından, yaşlılığından, ehliyetsizliğinden ve saflık ve zayıflıklarından faydalanılarak hile ile taşınmazın satıldığı iddiasına dayandıklarını, davacının hiç bir şekilde davalı ... ile görüşmediğini, taşınmazını satmadığını, herhangi bir para almadığını, yaşlılığı, hastalıkları, ehliyetsizliği, saflığı, gözlerinin az görmesi, kulağında işitme kaybı olması ve sair durum ve koşullarından istifade edilerek davalı tarafından aldatıldığını belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; ehliyetsizlik ve hile hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Anayasa'nın 141/3. maddesi hükmü gereği bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 186. maddesine göre son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, aynı Yasa'nın 297. maddesi uyarınca kararını gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 294. madde de öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.

Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde hükmün kapsamının hangi hususları içereceği düzenlenmiş olup, aynı maddenin (c) fıkrasında ''Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerini'' içermesi gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay denetiminin yapılması bakımından da yerel mahkemenin, kararında gerekçelerini açıkça göstermesi zorunludur.

6.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 7251 sayılı Kanun ile değişen 186. maddesinde; “Mahkeme, tahkikatın bittiğini tefhim ettikten sonra aynı duruşmada sözlü yargılama aşamasına geçer. Bu durumda taraflardan birinin talebi üzerine duruşma iki haftadan az olmamak üzere ertelenir. Hazır bulunsun veya bulunmasın sözlü yargılama için taraflara ayrıca davetiye gönderilmez. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir.”

6.2.3. 6100 sayılı HMK'nın 41. maddesinin 1. fıkrasında " Hâkimin reddi talebi, aşağıdaki hâllerde kabul edilmeyerek geri çevrilir:

a) Ret talebi süresinde yapılmamışsa.

b) Ret sebebi ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmemişse.

c) Ret talebinin davayı uzatmak amacıyla yapıldığı açıkça anlaşılıyorsa.” hükümlerine yer verilmiştir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Hemen belirtilmelidir ki, Mahkemece, 6100 sayılı HMK'nın 41/1-b ve c maddeleri uyarınca davacı vekilinin reddi hakim talebinin kabul edilmeyerek geri çevrilmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.

6.3.2. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;

Somut olayda, Mahkemece kurulan hükmün Anayasa ve Usul Yasası'nın yukarıda değinilen hükümlerine uygun olmadığı, kararın gerekçe içermediği gibi; 15.02.2021 tarihli celsede Mahkemece tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra, davacı vekili tarafından sözlü yargılama için süre verilmesi talep edildiği halde HMK’nın 186. maddesine aykırı olarak sözlü yargılama duruşması için başka bir gün tayin edilmeden davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-c maddesine uygun biçimde delillerin karar yerinde tartışılması, kabul ve ret nedenlerinin gösterilmesi ve bu nedenlerin dayandığı yasa maddelerinin veya yerleşmiş içtihatlarının veyahut Daire ilkelerinin belirtilmesi ve HMK'nın 186. maddesi hükmü gereğince tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra, tarafların sözlü yargılama için duruşmanın başka bir güne bırakılmasını talep etmeleri halinde başka bir gün tayin edilmesi; başka bir duruşma gününü istememeleri halinde sözlü yargılama aşamasına geçilerek taraflara sözlü yargılama yoluyla beyanda bulunma hakkı verilmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, değinilen yasal düzenlemeler gözardı edilerek gerekçesiz olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

V. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.