Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2851 E. 2022/6164 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, davalı ile yaptığı harici taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde davalının kendisini hile ile yanıltarak sözleşmeyi yapmaya ikna ettiğini ve davalının taşınmazı muvazaalı olarak üçüncü kişiye devrettiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının hile iddiasını ispatlayamaması ve davalılar arasındaki satışın muvazaalı olduğuna dair yeterli delil sunulamaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : GEBZE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar süresi içinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 27/09/2022 Salı günü saat 09:50'de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı, 1184 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 8 no.lu bağımsız bölümün davalı ... ile akdettikleri 11/10/2018 tarihli harici alım satım sözleşmesine göre 300.000 TL karşılığında satışı hususunda anlaştıklarını, sözleşme karşılığı davalı ...'ın temsilcisi olduğu ... Müh. ...Ltd. Şti.ye ait 80.000,00 TL bedelli çekin teslim edildiğini ve bakiye 220.000 TL’nin 30/03/2019 tarihli 20.000 TL bedelli çek; 15/04/2019 tarihli 33.000 TL bedelli çek; 30/04/2019 tarihli 33.000 TL bedelli çek; 15/05/2019 tarihli 33.000 TL bedelli çek; 30/05/2019 tarihli 33.000 TL bedelli çek; 15/06/2019 tarihli 34.000 TL bedelli çek; 30/06/2019 tarihli 34.000 TL bedelli çek ile ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ancak anılan çeklerin teslim edilmediğini, teslim edilen çeklerin ise karşılıksız olduğunu, davalı ...'ın taşınmazı diğer davalı ...'ya muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., davacıya 80.000 TL bedelli çekler ile 220.000 TL bedelli teminat senedi verildiği ve teminat senedi karşılığında çek verilmesi yerine peşin ödeme yapılması konusunda anlaşma sağlanarak davacıya 220.000 TL peşin olarak ödenip teminat senedinin teslim alındığını ve imha edildiğini, davacıya teslim edilen çekler yönünden ise dava dışı 3. kişilerin çeklerin lehtarı olarak yazılması ve iş bu çeklerin sözleşmeye istinaden teslim edildiği yönünde imzalı beyan istenmesine rağmen verilmemesi nedeniyle ödeme yapılmadığını, ancak çeklerin iadesi durumunda ödemeye hazır olduğunu; davalı ..., yatırım yapmak amacıyla dava konusu taşınmazı satın aldığını ve taraflar arasındaki ilişkiden haberdar olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, dava konusu taşınmazın davalı ...'ya 170.000,00 TL karşılığında temlik edildiği, taşınmazın davalı ... adına kayıtlı olduğu, davacının davalılar hakkında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığına dolandırıcılık suçundan şikayette bulunduğu, soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, karara karşı yapılan itirazın reddine karar verilerek kararın kesinleştiği, davalılar arasındaki satışın muvazaalı olduğunun iddia edildiği, ancak muvazaanın ispat edilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının verdiği çeklerin karşılıksız çıktığını, karşılıksız çıkan çekleri de ödemek zorunda kaldığını, davalının kendisini dolandırdığını, takipsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğunu, davalının senedi yırtarak imha ettiğini savunduğunu, oysa ki senet aslını Mahkemeye sunduğunu, çeklerin tahsili ve çek şikayetinin ayrı bir olgu olup, elinde olmayan çekler için şikayet hakkını kullanamayacağını, davalının kendisini dolandırdığını, davalı ... ile ... arasındaki satışın muvazaalı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince; iddia, savunma, tapu kayıtları, resmi senetler, çek suretleri, 11/10/2018 tarihli adi yazılı harici taşınmaz alım-satım sözleşmesi, Gebze Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/6093 Soruşturma - 2019/4890 Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı, bilirkişi raporları ve de tüm dava dosyası kapsamına göre İlk Derece Mahkemesi kararının doğru olduğu gerekçesi ile davacının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ...’ın harici sözleşmeye göre 4 adet çeki davacıya teslim ettiğini, bakiye 220.000-TI için de daha sonra çek verilmek üzere 220.000-TI teminat senedi verildiğini, davalının kalan çekleri davacıya teslim etmediği gibi, teminat senedini iade almadan 3 gün sonra devredilen taşınmazı anlaşmalı ve muvazaalı olarak diğer davalı ...'ya temlik ettiğini, dolandırıldığını, davalının verdiği 4 adet çekin karşılıksız çıktığını, 220.000,00 TL bedelli çekleri hiçbir zaman davacıya vermediğini, davalının 12.02.2020 tarihli celsede beyanının doğru olmadığını, teminat senedinin davalıya verilmediğini, dosyaya sunulduğunu, davalının cevap dilekçesinde ise ödemeyi yaparak teminat senedini geri aldığını ve imha ettiğini ifade ettiğini, açıkça yalan beyanda bulunan davalının bu beyanlarının dikkate alınamayacağını, diğer davalının da davalı ... ile birlikte hareket ettiğini, davalılar arasındaki temlikin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davalı ...’nun ödeme yaptığını kanıtlayamadığını, bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların değerlendirilmediğini, taşınmazın gerçek değerinin düşük belirlendiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1.6100 sayılı HMK’nın 190/1. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”,

4721 sayılı TMK’nın 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” düzenlemeleri mevcuttur.

3.2.2. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV./3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, onama harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına, 27/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.