"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ALANYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda;istinaf başvurusu kabul edilmiş, İlk Derece Mahkemesi kararı HMK'nın 353/1.b.2. maddesi gereği kaldırılarak davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, adına kayıtlı 376 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki C blok, 5,7,8,9 ve 10 numaralı bağımsız bölümlerin 400.000,00 TL bedel karşılığında satışı ve paranın tapuda devirler yapıldıktan sonra banka yolu ile gönderilmesi konularında davalı ile anlaştıklarını, paranın hesabına geçmediğinin anlaşılması üzerine davalının bankada sıkıntı olduğunu Antalya’ya gitmeleri gerektiğini söylediğini, ancak mola yerinde başka bir araçla uzaklaştığını bu şekilde aldatıldığını ileri sürerek, tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde taşınmaz bedellerinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, dava dışı ... Doğar’ın davalı şirketin gayri resmi ortağı ve şirket temsilcisi ...’ın nişanlısı olduğunu, ...’den 85.000,00 TL karşılığı bir daire satın aldığını, parasını ödemesine karşın dairenin teslim edilmediğini, dolandırıldığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunduğunu, dava konusu taşınmazları ... vasıtasıyla 85.000,00 TL yi mahsup ederek satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/11/2020 tarihli ve 2018/762 E., 2020/743 K. sayılı kararıyla; davalı ... hakkında dolandırıcılık suçundan yapılan soruşturma neticesinde uyuşmazlığın hukuki mahiyette olduğu değerlendirilerek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına ilişkin karar verildiği, her ne kadar hile her türlü delil ile ispat edilebilir ise de; yapılan yargılama neticesinde dinlenen tanık beyanları, Savcılık dosyası, davacı şirketin basiretli bir iş adamı gibi davranması gerektiği hususları birlikte değerlendirilerek davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili, Mahkemenin davayı ret gerekçelerinin hukuken kabulünün mümkün olmadığını, hilenin her türlü delille ispatının mümkün olduğunu, dinlenen tanıkların hilenin varlığını ortaya koyduklarını, Mahkemenin tanık beyanlarına neden itibar edilmediği hususunda gerekçesi bulunmadığını, takipsizlik kararının kesinleştiğini, banka hesabına bir para girişi olmadığının sabit olduğunu İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 23/12/2021 tarihli 2021/609 E., 2021/1893 K., sayılı kararıyla; davacıya işlem sırasında satış bedelinin ödeneceğinin söylendiği, ancak bedelin ödenmediğinin tanık anlatımlarıyla tespit edildiği, davacının hileli davranışlarla aldatıldığından taşınmaz bedellerini almadan temlik yaptığı, davalının bedeli ödediğini ispatlayamadığı, bedelin satışın asli unsurlarından biri olduğu, ödeneceği düşüncesi uyandırılarak taşınmaz mülkiyeti naklinin sağlanması ve ondan sonra bedelin ödenmemiş olmasının oldu bittiye getirilerek kayıt malikinin iradesinin fesada uğratıldığı gerekçesiyle, istinaf başvurusu kabul edilmiş, İlk Derece Mahkemesi kararı HMK'nın 353/1.b.2. maddesi gereği kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili, istinaf aşamasında tarafların mahkeme dışı sulh ve ibraname protokolü düzenlediklerini, yine davacının mahkeme dışı, davadan ve istinaf başvurusundan feragat dilekçeleri düzenlediğini, sulh ve ibraname protokolüne göre davacının dava konusu taşınmazlar için davalıya 1.250.000,00 TL ödemeyi kabul ettiğini, anlaşma uyarınca davacının Yerel Mahkemeden ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep ettiğini, tedbirin kaldırıldığını, davalının davacı şirket yetkilisi ...’a satış vekaleti verdiğini, yerleşik Yargıtay kararları uyarınca mahkeme dışı sulh ve ibraname protokolü ve feragat dilekçeleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinin hatalı olduğunu, davalı hakkında dolandırıcılık suçundan yapılan soruşturma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilip kesinleştiğini, davacı şirketin basiretli davranma zorunluluğu nedeniyle hileye uğratıldığı iddiasının dinlenemeyeceğini, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarının çelişkili, taraflı ve hile olgusunu ispattan uzak olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
3.2.2. Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 313. maddesinde “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dahil edilebilir. Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.” aynı Yasa'nın 314. maddesinde; “(1) Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. (2) (Ek:22/7/2020-7251/30 md.) Sulh, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince sulh doğrultusunda ek karar verilir. (3) (Ek:22/7/2020-7251/30 md.) Sulh, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı sulh hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir.” aynı Yasa'nın 315/1. maddesinde ise “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
3.3. Temyiz Nedenlerinin Değerlendirilmesi
3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 376 ada 3 parsel sayılı taşınmazda adına kayıtlı C blok, 5,7,8,9 ve 10 no.lu bağımsız bölümleri 20/01/2014 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
3.3.2. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili temyiz başvuru dilekçesi ekinde 08/07/2021 düzenleme tarihli “Sulh ve İbraname protokolü” başlıklı belge ibraz etmiş, davacı vekili temyize cevap dilekçesinde belgeyi kabul etmediklerini bildirmiştir.
3.3.3. Davalı vekilinin temyiz dilekçesi ekinde ibraz ettiği sulh ve ibraname başlıklı belge, geçerli olması halinde davayı sona erdiren nitelik taşımaktadır.
3.3.4. Hal böyle olunca, 08/07/2021 tarihli adi yazılı “Sulh ve İbraname protokolü” başlıklı davacı ile davalı imzalarını içerir fotokopi belgenin aslının dosyaya ibrazının sağlanması, belge aslı sunulduğu takdirde, davacı tarafından belge kabul edilmediğinden sözleşme altındaki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı hususunda imza incelemesi yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
VI. SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 371/1-a maddesi uyarınca Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harçların istek halinde temyiz edene iadesine, 13/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.