Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3093 E. 2022/6370 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istemli davada bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 31/12/2021 tarihli ve 2020/323 Esas, 2021/510 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 04/10/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan babası Necip Köseli’nin maliki olduğu 256 ada 13 parsel sayılı taşınmazını davalı kızına satış suretiyle temlik ettiğini, devrin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescile karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, zamanaşımı itirazında bulunup satış işleminin gerçek olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 17/05/2013 tarihli ve 2010/508 Esas ve 2013/206 Karar sayılı kararıyla; murisin maliki olduğu 256 ada 13 parsel sayılı taşınmazını sağlığında davalı kızına muvazaalı olarak devrettiği iddiasının davacı tarafından ispatlanamadığı, bedeller arasındaki farkın tek başına ispata yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 05/12/2013 tarihli, 2013/14252 Esas ve 2013/17235 Karar sayılı kararı ile, “... murisin başka taşınmazları bulunup bulunmadığı, satışa ihtiyacı olup olmadığı, taraflarla olan beşeri ilişkileri üzerinde durulmamış, davalının temlik tarihinde alım gücü olup olmadığı hususunda hükme yeterli araştırma yapılmamış, davalının annesi ile oturduğu, çalışmadığı belirlenmiştir. Öte yandan, davacı taraf tanık ismi bildirmiş, Mahkemece bu tanığın beyanı alınamadığı gibi Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 240/3. maddesinde açıklandığı şekilde davacı yana adres göstermesi için kesin süre verilmemiştir. Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda taraf delillerinin toplanılması, davacının tanığını bizzat getirme zorunluluğunun olmadığı düşünüldüğünde, davetiye ile celp edilmesi, aksi durumda zorla getirtilip bilgisine başvurulması ve davalı tanık beyanları ile karşılaştırılması, davalının alım gücünün olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi, çelişkilerin giderilmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır...” gerekçesi ile bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 27/04/2017 tarihli ve 2014/172 Esas ve 2017/131 Karar sayılı kararıyla; muris .....'nin maliki olduğu 256 ada 13 parsel sayılı iş yeri vasıflı taşınmazını sağlığında davalı kızı ......'e satış işlemi yapmış gibi göstererek muvazaalı olarak devrettiğine ilişkin iddianın sübut bulduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. İkinci Bozma Kararı

Dairenin 30/06/2020 tarihli, 2018/888 Esas ve 2020/3254 Karar sayılı kararı ile, “…Hemen belirtilmelidir ki; bozmadan sonra taraflarca yeni tanık listesi verilmiş ve bu tanıklar dinlenerek sonuca gidilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 240/2.maddesi gereğince ikinci tanık listesi verilemeyeceği gibi, tanık listesinde bulunmayan tanıkların da dinlenmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca; tarafların ilk tanık listelerinde bildirilen fakat dinlenmeyen tanıkların dinlenmesi suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken usul ve yasaya aykırı şekilde dinlenen tanık beyanları esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

6. Mahkemesince İkinci Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 31/12/2021 tarihli ve 2020/323 Esas, 2021/510 Karar sayılı kararıyla; davalıya muris tarafından yapılan devrin bağış niteliğinde olduğu, ancak tapuda yapılan devrin satış gösterildiği, taşınmazın bağışlanmasına rağmen satış olarak gösterilmesinin muvazaalı olduğu, bu nedenle davacının hissesi oranında söz konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil talebinin haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

7. İkinci Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, kararın Yargıtay bozma kararına aykırı olduğunu, bozma kararının usul bakımından verildiğini ve tanıkların dinlenmesinden sonra hüküm kurulmasının istendiğini, Mahkemenin ise celp edilen tanıkları dinlediği halde, gerekçesinde tanık beyanlarına değinmediği gibi bu hususu değerlendirme dışı bıraktığını, kararda murisin "... Rahatsızlıklarının olduğu, dinlenen tanık beyanlarına göre kızı ..... ile arasının iyi olduğu .." yazılmış iken, kararın davalı aleyhine tesis edildiğini, müteveffanın rahatsızlıklarından (doğrusu ise ağır hastalıklarından) dolayı paraya ihtiyacı olduğu belli iken son kalan taşınmazını kızı .....' a bedelsiz vermeyeceğini yani bağışlamayacağını, davalı müvekkilinin bu taşınmazı nasıl aldığı ve nasıl ödeme yaptığı hususlarının taraflarınca ispatlandığını, davacı tarafın ise haksız ve gerçek dışı iddialarını yazılı ve somut delillerle ispatlayamadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

9.2. İlgili Hukuk

9.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

9.3. Değerlendirme

(IV/5) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı 2.689,27 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.