Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3104 E. 2022/4629 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taşınmaz satışında davalının davacıyı taşınmazın değeri konusunda aldatarak düşük bedelle devraldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin direnme kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmazın gerçek değeri konusunda yanılttığına dair tanık beyanları ve satış bedeli ile gerçek değer arasındaki orantısızlığın, davacının iradesinin aldatma yoluyla sakatlandığını ortaya koyduğu gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen hükmün Dairece bozulması üzerine, verilen direnme kararı davacı vekilince süresi içinde temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 810, 829 ve 830 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanından intikal ettiğini, davalı tarafından hileli yollarla taşınmazların değerinden çok daha düşük bir bedel ile devralındığını, tecrübesizliği ve deneyimsizliğinden faydalanıldığını ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, iddianın doğru olmadığını, bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, geçerli bir devrin söz konusu olduğunu, satış bedeli olarak 30.000-TL ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

2. Gerekçe ve Sonuç

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 01/06/2020 tarihli ve 2020/620 E. 2020/712 K. sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 30/11/2021 tarihli ve 2020/2578 E. 2021/7363 K. sayılı kararı ile ‘‘...Somut olaya gelince; davacı, davalının dava konusu taşınmazların değeri konusunda kendisini aldattığını ileri sürerek eldeki davayı açmış olup, dinlenen tanıkların ifadelerine göre; davacının, dava konusu taşınmazlardaki payı için davalıya 100.000 TL teklifte bulunduğu, davalının ise taşınmazların mirasbırakan ...'tan intikal edeceğini ve mirasbırakanın kendileri dışında çok sayıda mirasçısının bulunduğunu, bu nedenle dava konusu taşınmazların değerinin düşük olacağını belirterek toplam 30.000 TL bedelle taşınmazları davacıdan satın aldığı, satış tarihi itibariyle dava konusu taşınmazlardaki temlike esas payların toplam değerinin ise 94.291,38 TL olduğu, dosya kapsamına göre davacının iradesinin aldatılmak suretiyle fesada uğratıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek HMK'nın 25/2 maddesine aykırı olacak şekilde, re'sen mahalli bilirkişi beyanlarına itibar edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin kararı bozulmuştur.

3.İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Ayancık Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/03/2022 tarihli ve 2022/19 E. 2022/58 K. sayılı kararıyla, hile iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.

4. Direnme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili; direnme kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının iradesinin sakatlandığının tanık beyanlarıyla sabitken, Mahkemece tanık beyanları görmezden gelinerek davalının ailesinin ve mahalli bilirkişi beyanları üstün tutularak karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının taşınmazlar için 100.000 TL istemesinin dahi aleyhe delil olarak değerlendirilmesinin anlaşılamadığını, Mahkemece vekalet ücreti yönünden de hatalı karar verildiğini, davalının kasıtlı olarak farklı hissedarların bulunduğunu söyleyerek davacıyı kandırdığını, taşınmazların devir tarihi itibariyle toplam değeri 94.291,13 TL olup, satış bedelinin ise 30.000 TL olduğunu, gerçek değer ile satış değeri arasında ciddi bir orantısızlık bulunduğunu, davalının satış bedeli konusunda davacıyı hileye düşürdüğünü, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, aldatma (hile) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

6.3. Değerlendirme

Somut olayda; davacı, davalının dava konusu taşınmazların değeri konusunda kendisini aldattığını ileri sürerek eldeki davayı açmış olup, dinlenen tanıkların beyanlarından; davacının, dava konusu taşınmazlardaki payı için davalıya 100.000 TL teklifte bulunduğu, davalının ise taşınmazların mirasbırakan ...'tan intikal edeceğini ve mirasbırakanın kendileri dışında çok sayıda mirasçısının bulunduğunu, bu nedenle dava konusu taşınmazların değerinin düşük olacağını belirterek toplam 30.000 TL bedelle taşınmazları davacıdan satın aldığı, satış tarihi itibariyle dava konusu taşınmazlardaki temlike konu payların toplam değerinin ise 94.291,38 TL olduğu, dosya kapsamına göre davacının iradesinin aldatılmak suretiyle fesada uğratıldığı sonucuna varılmaktadır.

Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği yönündeki bozma kararı yerindedir.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun'un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nın 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca görevli Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 08/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.