Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3273 E. 2023/5294 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro harici bırakılan taşınmazın zilyetlik yoluyla kazanıldığı iddiasıyla açılan tescil davasında, taşınmazın zilyetlikle kazanım şartlarını taşıyıp taşımadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, zilyetlikle kazanım için gerekli araştırmayı yapmadan, özellikle taşınmazın dere yatağı olması nedeniyle zaman içindeki değişimini, imar durumunu, hava fotoğrafları ve ilgili kurumlardan alınacak bilgilerle tespit etmeden ve yasal hasım olan belediyeyi davaya dahil etmeden hüküm kurması doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/325 E., 2021/912 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında görülen kadastro harici bırakılan yerin tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bingöl ili Merkez İlçesi sınırları içerisinde A nolu parselde bulunan yaklaşık 12482.270 m2 büyüklüğündeki tarlanın müvekkili tarafından yaklaşık 35 yıldan beri malik sıfatıyla kullanıldığını, söz konusu taşınmazın müvekkilinin babasının da uzun yıllar kullandığını ileri sürerek taşınmazın müvekkili ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, dere yatağında bulunduğunu, etrafındaki komşu parsellerin de Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, taşınmazın sadece sınırlarında kavak ve söğüt ağaçlarının bulunduğunu imar ve ihyanın söz konusu olmadığını, kazandırıcı zaman aşımı yoluyla iktisabın şartlarının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 13.11.2015 tarih ve 2013/390 Esas 2015/968 Karar sayılı kararıyla; zilyetlikle kazanım şartlarının davacı lehine oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 05.02.2020 tarih ve 2016/18065 Esas 2020/224 Karar sayılı kararıyla; Kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında, TMK’nın 713/4 ve 5 inci fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın dava konusu taşınmazı dava tarihi esas alındığında 30 yılı aşkın bir süredir malik sıfatı ile kullandığı, tarım ekimi yaptığı, dava konusu yerin orman sayılan yerlerden olmadığı, taşınmazın 15.268,29 m2'sinin davacının zilyetliğinde bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Bingöl ili, Merkez ilçesi, Kültür Mahallesinde bulunan taşınmazın 12.06.2014 tarihli fen bilirkişi raporu ve krokisinde A harfi ile gösterilen 15268,29 metrekarelik kısmının ... olarak yazılı kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, cevap dilekçesinde beyanlarını tekrar etmiş; aynı köyde yaşayan mahalli bilirkişilerin beyanlarının hükme esas alınmaması gerektiğini, zira tarafsız olamayacaklarını, çevre köylerden seçilmeleri gerektiğini öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro harici bırakılan taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1'inci maddesi,

3. Değerlendirme

1. Bingöl ili, Merkez ilçesi, Kültür Mahallesinde bulunan dava konusu taşınmaz bölümünün 1974 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında kumluk ve dere yatağı vasfı ile tescil harici bırakıldığı anlaşılmaktadır.

2.Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.

3. Hemen belirtilmelidir ki; dava konusu taşınmazın tescil harici bırakılma nedeni dikkate alındığında, derenin yatak değiştirip değiştirmediği, taşınmazın halen bu niteliğini koruyup korumadığı, derede taşkın olup olmadığı, ıslah çalışması yapılıp yapılmadığı, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, imar-ihya suretiyle elde edilip edilmediği, bu şekilde elde edilmiş ise imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıl süre ile ekonomik amaca uygun kullanım olup olmadığı hakkında yeterli araştırma yapılmamış, imar-ihya çalışmalarının başlangıcı ve bitişini, taşınmazın durumunu en iyi belirleme yöntemlerinden olan hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır. Öte yandan yasal hasım olan Bingöl Belediye Başkanlığına husumet yöneltilmediği gibi davacı ve mirasbırakanı adına senetsizden edindiği taşınmazlar tespit edilmemiştir.

4. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle yasal hasım olan Bingöl Belediye Başkanlığının davaya usulünce dahil edilmesi yönünde davacıya süre ve imkan tanınmalı, bundan sonra taşınmaz bölümünün imar planı sınırları içinde kalıp kalmadığı, imar planı sınırları içinde kalıyorsa hangi yıl imar planı sınırları içine alındığı ve imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği sorulup imar planının onaylı bir örneği ve eki belgeleri getirtilmeli; Harita Genel Müdürlüğü WEB sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı alınmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden (imar planında ise imar planına alındığı tarihten) 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden, bu fotoğraflardan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ise ilgili kurumlardan getirtilmeli; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünden taşınmazın sınırında bulunan derelerde ıslah veya sedde çalışması yapılıp yapılmadığı, derenin yatak değiştirip değiştirmediği ve derede taşkın olup olmadığı hususları sorulmalıdır.

5.Bundan sonra; mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi, 3 kişilik jeolog mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, davacı ya da başkaları tarafından toprak getirtilip doldurulup doldurulmadığı, derenin yatak değiştirip değiştirmediği, sel baskını olup olmadığı, en son sel baskının ne zaman olduğu hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak sureti ile çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmelidir.

6.Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan nizalı taşınmaz bölümün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihya edilip edilmediğini, imar ihya edilmiş ise imar ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, taşınmazın halen dere yatağı vasfında olup olmadığını belirten, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip üzerinde taşınmazın sınırları işarettirilmelidir.

6. Jeolog bilirkişi kurulundan zemin incelemesi yaptırılarak dava konusu taşınmazın dere yatağı vasfında olup olmadığı, halen aktif ya da pasif dere yatağında kalıp kalmadığı, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, derenin taşkın sahası kapsamında bulunup bulunmadığı ve derenin aktif olup olmadığı hususlarında kot farkını da gösterir ve önceki raporu irdeler ve çelişkileri giderir mahiyette rapor hazırlatılmalıdır.

7. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, derenin yatak değiştirip değiştirmediği, imar ihya edilip edilmediği, imar ihya edilmiş ise ne zaman başlanıp hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmelidir.

8.Fen bilirkişisine keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlettirilmelidir.

Bundan sonra Mahkeme hâkiminin taşınmazın konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmadır.

Yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

09.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.