"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/692 E., 2022/835 K.
DAVA TARİHİ : 13.04.2017
HÜKÜM/KARAR : Ret / Kabul - Karar Kaldırılarak Dava Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/254 E., 2019/175 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne karar verilerek dava konusu taşınmazın eşit paylarla davacı ve davalı adına tesciline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekilince temyizi üzerine hüküm bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; dava konusu Silifke ilçesi, Çaltıbozkır Mahallesinde bulunan 104 ada 162 parsel sayılı taşınmazın babasından intikal ettiğini, babasının taşınmazı kardeşi Süreyya ile kendisine eşit paylı olmak üzere bağışladığını, Süreyya’nın ortak oldukları değirmeni sattığını ve kendisine düşen satış parası yerine dava konusu taşınmazdaki Süreyya hissesinin kendisine verildiğini, Süreyya’nın bu nedenle taşınmazda hissesi kalmadığını, 1983 yılında çekişmeli taşınmaz içerisinde bulunan 650 – 700 metrekarelik taşınmaz bölümünün Süreyya’nın evlenmesi dolayısıyla eşi davalı ...’a verildiğini, bu yer dışında taşınmazda Nuray’ın hakkı olmadığını belirterek Nuray’a verilen yer dışındaki taşınmaz bölmünün tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; dava konusu taşınmazın davacı ve eşi davalının mirasbırakanından intikal etmediğini, eşi Süreyya tarafından Veysel Karazor’dan 1998 yılında satın alındığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 04.04.2019 tarih ve 2017/254 Esas ve 2019/175 Karar sayılı kararı ile; davacı tarafın taksime dayandığı ancak dosyaya iddiasını ispatlar nitelikte yazılı belge sunamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dava dilekçesini tekrar etmiş, dava konusu taşınmazın davacı ve Süreyya’nın babası olan Hakkı Deke tarafından satın alındığını belirtmiş, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın niteliği gereği her türlü delille ispatlanabileceğini, yazılı delile gerek olmadığını beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme neticesinde; dava konusu taşınmazın tarafların ortak mirasbırakanı ...'ye ait olup ölümüne kadar ... tarafından kullanıldığı, tüm tanıklar ve mahalli bilirkişi beyanları ile dava konusu taşınmazın davacı ile davalı ...'nin eşi ...'ye verildiği, davalı ... ve ...'nin babaları olan ... tarafından kullanıldığı dönemdeki zilyetliklerinin murisleri ... adına olduğu, murisin ölümünden sonra da tereke mal varlığına dahil olan taşınmazdaki kullanımlarının zilyetlikle iktisap etmeyi sağlamayacağı, zilyetliğin tereke adına sürdürüldüğü, davalı her ne kadar taşınmazı kullandığı gerekçesi ile kendisine ait olduğunu iddia etmiş ise de bu savunmasının kabul edilebilir nitelikte olmadığı, davacı taşınmazın davalıya düğün hediyesi olarak verilen 928,93 metrekarelik kısmı hariç geri kalanının tescili için talepte bulunmuş ise de taşınmazda zilyetliğinin bulunmadığı, mirasbırakan tarafından kısa elden teslim edilmiş bir mal olmadığı, mirasbırakanın ölümüne kadar kullanıldığı, taşınmazdaki hak sahipliğinin miras hukukundan kaynaklandığı, dava konusu taşınmazda davacı ve davalının 1/2 paydaş oldukları gerekçesi ile davacının davasının kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazın 1/2 hisseli olarak davacı ve davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, Mahkemece dava konusu taşınmazın eşit paylarla davacı ve davalı adına tesciline karar verilmiş ise de düğün hediyesi olarak Nuray’a verilen yere ilişkin değerlendirme yapılmadığı, dava konusu taşınmazda davacının hakkı olmadığı belirtilerek davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairenin 01.12.2021 tarih ve 2021/6541 Esas, 2021/7429 Karar sayılı kararıyla; davacı ...’nin taşınmazın bir kısmının babası tarafından davalı ...’a düğün hediyesi olarak verildiğini belirttiği, keşif esnasında davalıya verilen bölümün 19.04.2018 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (a) harfi ile gösterilen 928,93 metrekarelik bölüm olduğu, bu bölümün ayrı bir parsel numarası ile davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken yanılgılı şekilde taşınmazın tamamının ½ paylarla davacı ... ve davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek hüküm bozulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın tarafların ortak mirasbırakanı ...'ye ait olup ölümüne kadar ... tarafından kullanıldığı, taşınmazın davacı ile davalı ...'nin eşi ...'ye verildiği, davalı ... ve ...'nin babaları olan ... tarafından kullanıldığı dönemdeki zilyetliklerinin mirasbırakanları ... adına olduğu, mirasbırakanın ölümünden sonra da tereke mal varlığına dahil olan taşınmazdaki kullanımlarının zilyetlikle iktisap etmeyi sağlamayacağı, zilyetliğin tereke adına sürdürüldüğü, davalı her ne kadar taşınmazı kullandığı gerekçesi ile kendisine ait olduğunu iddia etmiş ise de bu savunmasının kabul edilebilir nitelikte olmadığı, davacı taşınmazın davalıya düğün hediyesi olarak verilen 928,93 metrekarelik kısmı hariç geri kalanının tescili için talepte bulunmuş ise de Dairece 16.07.2020 tarihinde verilen kararın yalnızca davalı tarafından temyiz edilmesi sebebi ile davalı lehine kısmen kazanılmış hak oluştuğu gerekçesi ile çekişmeli taşınmazda fen bilirkişi raporuna göre (A) harfi ile gösterilen 928,93 metrekerelik kısmın davalı ... adına, dava konusu taşınmazdan bu alan çıktıktan sonra geriye kalan kısmın davacı ... ve ... adlarına 1/2 hisseli tapuya tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava ve istinaf dilekçelerini tekrar etmiş, davalıya düğün hediyesi olarak verilen bölüme ilişkin itirazları olmadığını ancak dava konusu taşınmazın kalan bölümünün tam hisse olarak davacı adına tesciline karar verilmesi ve harç ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğini belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davaya mirasbırakanın diğer mirasçılarının dahil edilmesi gerektiğini, taşınmazın Süreyya tarafından satın alındığını, taşınmazın ifrazının mümkün olup olmadığının araştırılmadığını belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 15 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu, Silifke ilçesi, Çaltıbozkır Mahallesi çalışma alanında bulunan 104 ada 162 parsel sayılı 4.474,25 metrekare yüzölçümlü taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
2.Mahkemece; dava konusu taşınmazın davacı ve davalı ...’ın eşi Süreyya’nın babası ...'ye ait olup ölümüne kadar ... tarafından kullanıldığı, daha sonra davacı ile ...'ye verildiği, taşınmazın bir bölümünün düğün hediyesi olarak davalı ...’a verildiği, davalı ... ve ...'nin babaları olan ... tarafından kullanıldığı dönemdeki zilyetliklerinin mirasbırakan ... adına olduğu, ...’nin ölümünden sonra da tereke mal varlığına dahil olan taşınmazdaki kullanımlarının zilyetlikle iktisap etmeyi sağlamayacağı, zilyetliğin tereke adına sürdürüldüğü, davalı her ne kadar taşınmazı kullandığı gerekçesi ile kendisine ait olduğunu iddia etmiş ise de, bu savunmasının kabul edilebilir nitelikte olmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir.
3.Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır.
Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından dava konusu taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle ve hangi sınırlarlarla kullanıldığı, paylaşıma konu edilip edilmediği, davacı ile davalının ortak olduğu iddia edilen değirmen nedeniyle davacıya para verilip verilmediği, verilmediyse yerine dava konusu taşınmazın hissesinin devredilip devredilmediği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Fen bilirkişisinden taşınmazın kullanım durumunu ve sınırlarını gösterir keşfi takibe elverişli rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Alınan peşin harcın istek halinde temyiz edenlere geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.