Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3558 E. 2022/6785 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından istinafı üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar davacılar vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları.....’nın 97 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki payını piyasaya olan borçları sebebiyle damadı olan davalıya geri verilmek şartıyla bedelsiz olarak satış suretiyle suretiyle devrettiğini, zaman içerisinde mirasbırakanın borçlarının ödenmesine rağmen davalının taşınmazı iadeye yanaşmadığını, taşınmaz gerçekte mirasbırakana ait olduğundan davalının adına kayıtlı taşınmazlar yönünden bir kısım davacıya satış yetkisi de içeren vekaletnameler verdiğini, taşınmazın yıllardır kendileri tarafından kiraya verildiğini, ayrıca davalının dava dışı oğluna gönderdiği mesaj içeriklerinde de bu hususu teyit eder şekilde beyanlarda bulunduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini, olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, iddiaların doğru olmadığını, mirasbırakanın borçları sebebiyle taşınmazdaki payını kendisine sattığını, geri verilme şartının söz konusu olmadığını, satışın gerçek olduğunu, eski eşi olan davacı ...’nın intikam duygusuyla eldeki davayı açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, öncelikle zamanaşımı süresinin dolduğu, diğer yandan inançlı işlem iddiasının yazılı delille ispatlanamadığı, davacıların açıkça yemin deliline de dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zamanaşımı gerekçesiyle davanın reddinin doğru olmadığını, muris ile davalı arasında güven ilişkisi olduğunu, tüm delillerle davanın kanıtlandığını, taşınmazın bedelsiz devredildiğini, taşınmazın tekrar murise devredileceğine inanılarak ve güvenilerek davalıya devredildiğini, tanıkların bunu doğruladığını, davalının alım gücü bulunmadığını, davalıya geçen bazı payların satılarak murisin borçlarının ödendiğini, taşınmazın muris tarafından kiraya verildiğini, davalının tüm yetkileri içeren vekaletnameleri davacılara taşınmazın iade edileceğine inanılarak verdiğini, tüm iddiaların tanık beyanlarıyla kanıtlandığını, vekaletnameler, kira sözleşmeleri, taşınmaz üzerindeki hacizlerin delil başlangıcı niteliğinde olduğunu, bu nedenle tanık beyanlarının dikkate alınması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 15/02/2022 tarihli ve 2021/1268 E., 2022/258 K. sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince zamanaşımı yönünden yapılan değerlendirmenin doğru olmadığı davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı, ancak inançlı işlem iddiasına dayalı davada her ne kadar tanık beyanları alınmış ise de tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği, davacıların inançlı işlem iddiasını ispat yönünden 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereği yazılı delil sunmadığı, dosyaya sunulan vekâletnameler, azilname ve mesajların da delil başlangıcı niteliğinde belge olmadığı, davacıların açıkça yemin deliline de dayanmadığı gerekçesiyle, davacıların istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili, taraflar arasında inançlı işlemin varlığını ispat eden yazılı bir belge söz konusu olmasa dahi devir tarihinde mirasbırakan..... ile davalının yakın akrabalık ilişkisi söz konusu olup mirasbırakanın en çok güvendiği damadı olan davalıya taşınmazını devrettiğini, taşınmazın geri alınacağına dair belge düzenlenmemesinin tek nedeninin mirasbırakanın davalıya duyduğu güven olduğunu, dosyada yazılı delil başlangıcı niteliğinde birçok belgenin bulunduğunu, ayrıca tanık beyanlarıyla da davanın ispatlandığını, dava konusu taşınmazdaki tüm işyerlerinin muris ve davacılar tarafından kiraya verildiğini, davalının taşınmazın gerçekte kendilerine ait olduğunu bildiğinden kiraların muris ve davacılar tarafından alınmasına karşı çıkmadığını, ayrıca taşınmazın tüm vergi borçlarının da davacılar tarafından ödendiğini, kira sözleşmeleri ve vergi makbuzlarının dosyaya sunulduğunu, ayrıca taşınmazı davacılara devredeceğinin bilincinde olan davalının davacılara taşınmaz üzerinde satış da dahil olmak üzere her türlü yetkiyi içeren vekaletnameler verdiğini, davalının daha sonra vekaletlere ilişkin azilname gönderdikten sonra da dosyaya sunulan oğlu ...'a atmış olduğu mesajlardan da sabit olduğu üzere davacı ...'nın boşanma davası sebebiyle açmış olduğu dava ve icra takiplerinden vazgeçmesi ve birtakım şartlar karşılığında dava konusu taşınmazın tamamını devredeceğine dair mesajlar gönderdiğini, mesaj kayıtlarının da iddiayı ispatlar nitelikte olduğunu, davalının dava konusu işhanı niteliğindeki taşınmazı satın alma gücünün bulunmadığını, dosyaya sunulan vekaletnameler, kira sözleşmeleri, taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğu dönemde hacizlerin davacılar tarafından kaldırılmasının delil başlangıcı niteliğinde olduğunu, tanık beyanlarıyla da iddianın ispatlandığını belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir.

Bu sözleşme, tarafların hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder.

Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar. Diğer bir anlatımla, bu işlemle borçlu, alacaklısına malını rehin edecek, yani yalnızca sınırlı ayni bir hak tanıyacak yerde, malının mülkiyetini geçirerek rehin hakkından daha güçlü, daha ileri giden bir hak tanır.

Sözleşmenin ve buna bağlı temlikin, değinilen bu özellikleri nedeniyle, taşınmazı inanç sözleşmesi ile satan kimsenin artık sadece, ödünç almış olduğu parayı geri vererek taşınmazını kendisine temlik edilmesini istemek yolunda bir alacak hakkı; taşınmazı, inanç sözleşmesi ile alan kimsenin de borcun ödenmesi gününe kadar taşınmazı başkasına satmamak ve borç ödenince de geri vermek yolunda yalnızca bir borcu kalmıştır.

İnanç sözleşmeleri, tarafların karşılıklı iradelerine uygun bulunduğu için, onlara karşılıklı borç yükleyen ve alacak hakkı veren geçerli sözleşmelerdir. Anılan sözleşmelerde, taraflar, sözleşmenin kendilerine yüklediği hak ve borçları belirlerken, inançlı işlemin sona erme sebeplerini; devredilen hakkın inanılan tarafından inanana iade şartlarını, bu arada tabii ki süresini de belirleyebilirler. Bunun dışında, akde aykırı davranışın yaptırımına da sözleşmelerinde yer verebilirler. Buna dair akit hükümleri de TBK'nın 26 ve 27. maddelerine aykırılık teşkil etmediği sürece geçerli sayılır.

Uygulamada mesele, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile ilişkilendirilip, bu karar dayanak yapılmak suretiyle çözüme gidilmektedir. İçtihadı Birleştirme kararının sonuç bölümünde ifade olunduğu üzere, inançlı işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların ispatı, şekle bağlı olmayan yazılı delildir. İnanç sözleşmesi olarak adlandırılan bu belgenin sözleşmeye taraf olanların veya inanılanın imzasını içermesi gereklidir. Bunun dışındaki bir kabul, hem İçtihadı Birleştirme kararının kapsamının genişletilmesi, hemde taşınmazların tapu dışı satışlarına olanak sağlamak anlamını taşıyacağından kendine özgü bu sözleşmelerle bağdaştırılamaz.

Şayet, ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği sabittir. Şayet, delil başlangıcı sayılacak böylesi bir olgu da bulunmuyor ise iddia sahibinin son başvuracağı delilin karşı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğu da şüphesizdir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV./3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre; yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK 'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 18/10//2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.