Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3590 E. 2024/1841 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi döneme ait tapu kaydına dayalı olarak tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazın mülkiyetinin kimde olduğunun tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacı tarafın dayandığı eski tarihli tapu kaydının dava konusu taşınmaza uygulanıp uygulanmadığı, miras ilişkisi ve taşınmazın geçmişteki mülkiyet durumu tam olarak araştırılıp belirlenmeden ve bozma kararındaki eksiklikler giderilmeden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/304 E., 2022/57 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul-Kısmen Ret

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.05.2018 tarih, 2016/209 Esas, 2018/3101 Karar sayılı kararı ile; eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiği gerekçesi ile karar bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

II. DAVALI

Davalı; davacının dava konusu ettiği taşınmazın evveliyatında dedesi ...'ya ait olduğunu, onun ölümü ile babasına kaldığını, onun da ölümüyle kardeşi ile aralarında yaptıkları paylaşım sonucu kendisine kaldığını, babasının sağlığında bu yeri beraber kullandıklarını, kendisinin de malik sıfatı ile zilyet olarak 30 yıldır kullanmaya devam ettiğini, davacının 2008 yılında burayı kullanmasını engellediğini, bunun üzerine Kaymakamlık makamına şikayette bulunduğunu ve davacının men edildiğini, kadastro tespitinin doğru olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 05.11.2015 tarih, 2012/186 Esas, 2015/418 Karar sayılı kararı ile; taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile 13.10.2015 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 58,61 metrekarelik bölümünün davalı adına, (B) harfi ile gösterilen 78,54 metrekarelik harman yerinin ise davacı ve davalı adına eşit paylarla tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan)16. Hukuk Dairesinin 08.05.2018 tarih, 2016/209 Esas, 2018/3101 Karar sayılı kararı ile; davacı taraf dosyaya tercümelerini sunduğu bir kısım kayıtlara dayanarak taşınmazın tamamının adına tescilini istemiş olduğu halde sözü edilen tercüme kayıtları Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünden istenmemiş; davacıya, taşınmazın hangi yolla murisi Mehmet'e kaldığı, mirasçılarının kimden taraf olduğu, kısaca taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği açıkça sorulup belirlenmediği gibi, ilk keşifteki beyanlara aykırı düşen ikinci keşif beyanlarına değer verilme sebebi de açıklanmadan eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiği gerekçesi ile karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile celp edilen 8 adet tapu kaydının mahalli bilirkişiler ile zemine uygulandığı mevkii, miktar ve hudut itibariyle hiçbir kaydın dava konusu taşınmaza uymadığı, mahalli bilirkişi ve tanıkların ortak olarak beyanlarına göre dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan harman yeri olarak tabir edilen kısmı davacı ...'in babası ... ve davalı ...'nın babası ...'in birlikte kullandıklarının, ancak taşınmaz üzerinde bulunan ahşap samanlık olarak tabir edilen yerin davalı ...'nın kullanımında olduğu, ...'dan önce de babasının kullanımında olduğu, davacıya ait samanlığın ise dava konusu taşınmaz üzerindeki değil yan tarafından bulunan tuğladan yapılmış samanlık olduğunun anlaşıldığı, davacının ..., ... ve ... arasında taksim yapıldığı iddiasını da ispatlayamadığı ancak harman yeri olarak tabir edilen yerin davacının babası ve davalı ... tarafından birlikte kullanıldığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulü kısmen reddine; fen bilirkişisi raporunda B harfi ile gösterilen 78,54 m2 lik yerin davacı ve ... adına eşit paylarla tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararı karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tanıklar ... ve ...’nin beyanlarından dava konusu samanlığın ve harman yerinin davacı ...’ye ait olduğunun anlaşıldığını, anılan tanığın samanlıkta davalı ...’ in kullanım ve zilyetliğinin bulunmadığını ve davalının herhangi bir hak sahipliğinin olmadığını ifade ettiğini, dava konusu samanlığın yanındaki dava dışı samanlığın davalının kullanımında olduğunu, 10.04.2015 tarihli keşif esnasında dinlenmiş olan mahalli bilirkişi ve tanıkların da benzer mahiyette beyanda bulunduklarını, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, yeni bir mahalli bilirkişi listesi oluşturulması taleplerinin kabul edilmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, mahalli bilirkişi ve tanıkların özellikle 10.04.2015 tarihli keşif esnasındaki beyanları ile çelişkili olan aleyhe beyanlarını kabul etmediklerini ifade etmelerine rağmen, itirazlarının dikkate alınmadığını, dosyaya sundukları tapu kayıtlarının ..., ... ve ...’nın bir bütün olarak kullanılmakta olduğundan tapu kayıtlarının dava konusu yeri kapsayıp kapsamadığı yönünden yeterli inceleme yapılmadığını, Tosya Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2002/9-2002/5 D. İşl. Es-Karar sayılı dava dosyasının ve Tosya Kaymakamlığı’na dava konusu yer ile ilgili yapmış olduğu şikayete ilişkin fen bilirkişisi raporunda samanlık kısmının olduğundan büyük, harman yeri kısmının ise olduğundan daha küçük gösterildiğini, itirazlarının dikkate alınmadığını, taşınmazın taksime konu edilmediği kabul edilmesine rağmen davacının 2/3 miras payı gözetilmeksizin hüküm tesis edildiğini, yargılama giderinin oranlanmasında hata yapıldığını, davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13, 14, 20 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... ili, ... ilçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan 144 ada 4 parsel sayılı 137,15 m² yüz ölçümlü ahşap samanlık vasıflı taşınmazın senetsizden, ırsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile ... adına tespit edildiği, tespitin 22.07.2009 tarihinde kesinleştiği, kök mirasbırakan ...’in 1906 yılında öldüğü, geride oğulları ... ve ...’in mirasçı olarak kaldığı, ....’in ölümü ile geride kızı ... ile 1978 yılında ölen oğlu ...’in, ...’in 1943 yılında ölümü ile geride kızı ...’nın kaldığı, ... ile ...’in evlendikleri ve ölümleri ile geride davacının mirasçı olarak kaldığı, ...’in 1910 yılında ölümü ile geride kızı ... ile oğlu ..’in kaldığı, ...’in 1975 yılında ölümü ile geride davalı ... ile kızı ...’nin ve ..’nin 1975 yılında ölümü ile geride ... ve ...’in mirasçı olarak kaldığı anlaşılmaktadır.

2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 inci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahalli bilirkişi ve tanıkların ortak beyanlarına göre dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan harman yeri olarak tabir edilen kısmın davacı ...'in babası ... ve davalı ...'nın babası ...'in birlikte kullandıkları, ancak taşınmaz üzerinde bulunan ahşap samanlık olarak tabir edilen yerin davalı ...'nın kullanımında olduğu, ...'dan önce de babasının kullanımında olduğu, davacının ... ve ... arasında taksim yapıldığı iddiasını da ispatlayamadığı ancak harman yeri olarak tabir edilen yerin davacının babası ve davalı ... tarafından birlikte kullanıldığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulü kısmen reddine; fen bilirkişisi raporunda B harfi ile gösterilen 78,54 m2 lik yerin davacı ve ... adına eşit paylarla tesciline karar verilmişse de, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğini ve araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır.

4. Şöyle ki, davacının dayandığı revizyon görmeyen tapu kayıtlarından 5 Nisan 1321 tarih 2 sıra nolu tapu kaydının Hüseyin evlatları ..., ... ve ... adına olduğu dikkate alındığında, anılan tapu kaydının keşifte hudutları mahalli bilirkişi ve tanıklara sorularak usulünce dava konusu taşınmaza uygulanmadığı, kapsamının belirlenmediği anlaşılmakta olup anılan kaydın tamamının ... evlatları ..., ... ve ... adına olduğu gözetildiğinde taraflar arasındaki miras ilişkisi, dava konusu taşınmazın öncesinde kime ait olduğu, taksim edilip edilmediği açıkça saptanmadan taşınmaz krokide A ve B olarak ayrılarak sadece kullanım durumuna göre hüküm tesis edilmiştir.

5. Hâl böyle olunca; olabildiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından mahalli bilirkişiler tespit edilerek, taşınmaz başında fen bilirkişi, mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ile birlikte keşif yapılması, öncelikle 5 Nisan 1321 tarih 2 sıra nolu tapu kaydının hudutları okunarak mahalli bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmesi, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanması, tanık ve mahalli bilirkişilere taşınmazın davacı ve davalıların kök mirasbırakanı olduğu anlaşılan Hüseyin’den kalıp kalmadığının, mirasbırakanın oğulları ..., ... ve ... arasında taksim yapılıp yapılmadığının ayrıntılı olarak sorulması, beyanlar arasında doğabilecek çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmesi, davacının kaymakamlıkta düzenlenen 28.08.2008 tarihli ifade tutanağındaki “bütün malların hisseli” olduğu ve bölüşülmediğine yönelik beyanı da değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin değinilen yönden yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, sair temyiz itirazının bozma sebebine göre incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde ilgilisine iadesine

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.