Logo

1. Hukuk Dairesi2022/362 E. 2022/1752 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, BEDEL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemli dava sonunda Muratlı Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 25/04/2019 tarihli 2018/105 Esas ve 2019/160 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı ve davalılardan ... vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla duruşma günü olarak saptanan 26/10/2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ...... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen davalı ... İnşaat A.ş. vekili Av. ... gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan annesi ...’ün kayden maliki olduğu 2552 parsel sayılı taşınmazı davalı ...’in arkadaşı ...’ı ara malik olarak kullanarak davalı oğlu ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, ...’in de diğer davalı şirkete devrettiğini, yapılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, davalıların el ve işbirliği içinde hareket ettiklerini ileri sürerek tapu iptali ve tescil mümkün olmazsa taşınmazın dava tarihindeki bedelinin davalı ...’ten yasal faiziyle tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., iddianın doğru olmadığını, yapılan tüm temliklerin tarafların gerçek iradesini yansıttığını ve bedelli olduğunu, Noterde düzenlenen icar sözleşmesi ile taşınmazı davalı şirketten kiraladığını, diğer davalı şirket, taşınmazı tapu siciline güverek bedelini ödeyip iyiniyetle temlik aldığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 23/10/2014 tarihli ve 2013/80 E., 2014/289 K. sayılı kararıyla; mirasbırakan tarafından davalı ...'e yapılan temlikin muvazaalı olduğu, taşınmazı adı geçen davalıdan satış suretiyle devralan diğer davalı şirketin iyiniyetli 3. kişi konumunda bulunduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteği reddedilmiş, bedel tahsili istemi yönünden ise açılan davanın kısmen kabulü ile 860.883,33 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'ten tahsiline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 15/02/2018 tarihli ve 2015/4384 E., 2018/961 K. sayılı kararıyla; "Somut olayda, davalı ... delil listesinde tanık deliline dayanmasına ve liste halinde isim ve adreslerini bildirmesine rağmen, davalı tanıklarından yalnız ... ve ... dinlenmiş, ..., ..., ..., ... ve ... haklarında vazgeçme olmadığı halde Mahkemece de herhangi bir gerekçe gösterilmeden dinlenilmemişlerdir. Kaldı ki davalı tarafından tanıkların hangi konuda tanıklık yapacakları da belirtilmiş değildir. Hâl böyle olunca; davalı ... tarafından bildirilen tanıklara davetiye tebliği ile usulüne uygun olarak dinlenilmeleri, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davalı tanıklarının bir kısmı dinlenilmeksizin savunma hakkı kısıtlanarak işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar

Mahkemenin 25/04/2019 tarihli ve 2018/105 E., 2019/160 K. sayılı kararıyla; mirasbırakan tarafından davalı ...'e yapılan temlikin muvazaalı olduğu, taşınmazı adı geçen davalıdan satış suretiyle devralan diğer davalı şirketin iyiniyetli 3. kişi konumunda bulunduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, bedel tahsili istemi yönünden ise açılan davanın kısmen kabulü ile 860.883,33 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'ten tahsiline karar verilmiş, yine Mahkemenin 10/12/2021 tarihli ek kararı ile; davalı ...’in süresinde temyiz harcını yatırmadığı gerekçesi ile temyiz dilekçesinin reddi ile kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılardan ..., ek karara karşı davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davacı vekili, dava konusu taşınmazın devir tarihleri itibariyle; önceki 2 devirde olması gereken değerin çok çok altında, sonraki devirde ise olması gereken değerin 2.58 katı yüksek bedelle satış adı altında devir ve temlik edildiğini, bu hususların dahi işlemin muvazaalı olduğunu gösterdiğini, yine davalı ... İnşaat A.Ş. nin ana sözleşmesinde şirketin faaliyet ve iştigal alanlarında tarım faaliyetinin bulunmadığını, davaya konu taşınmazın ise tarım arazisi olması nedeniyle şirketin iştigal alanında bulunmayan tarım arazisini satın almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davaya konu taşınmazın satın alındığı 22.12.2009 tarihinde satıcı davalı ...’ün hesabına herhangi bir satış bedeli yatırılmadığı gibi, davalı şirket ... İnşaat A.Ş. nin kayıtlarında tapuda taşınmazın satın alındığı 22.12.2019 tarihinde satış bedeli ödendiğine ilişkin bir kayıt ve dekontun da bulunmadığını, taşınmazın tasarruf şeklinin hiç el değiştirmediğini, sürekli davalı ... tarafından kullanıldığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

5.2. Davalı, davanın müddeabih yönünden tam olarak kabul edildiğini, kısmi kabulün söz konusu olmadığını, bu nedenle “kısmen kabulüne” ifadesinin yanlış olduğunu, tanık beyanlarının, davalının diğer davalı şirkete yaptığı devrin ve taşınmaz üzerindeki önceki iki devrin (1991-1995) de gerçek satış ilişkisine dayandığını gösterdiğini, murisin sağlığının 1991 devri itibariyle iyi durumda olduğu ve bakıma muhtaç olmadığı hususlarının gerek bozma öncesi gerek bozma sonrası dinlenen tanıklarca ittifakla ifade edildiğini, muris ile davalının arasının açık olduğu bir dönemde davacıya hibe yoluyla toplu olarak bir takım taşınmazların devrinin gerçekleştirildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiş, 16/12/2021 havale tarihli dilekçesi ile de, ek kararı temyiz etmiş ve nispi temyiz harcını süresinde yatırdığını, ancak sehven bir memur hatası sonucu yatırılan bedelin gider avansı olarak nitelendirildiğini belirtmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Hemen belirtmek gerekir ki, Dairenin 12/12/2019 tarihli geri çevirme kararında hükmü temyiz eden davalı ...’ten nispi temyiz harcı, temyiz başvuru harcı ve posta giderlerinin alınması yönünde işlem yapılması gerektiğinin belirtildiği, Yerel Mahkemece geri çevirme kararı doğrultusunda davalı vekiline çıkarılan muhtıranın 30/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 01/07/2020 tarihinde 14.970.00 TL harç yatırdığı, ancak bu tutarın sehven gider avansı olarak nitelendirildiği ve UYAP sistemine bu şekilde kaydedildiği, aslında yatırılan tutarın temyiz harcı olduğu yapılan inceleme sonucunda anlaşılmakla; temyiz harçlarının süresinde yatırıldığı kabul edilerek davalı ... vekilinin temyiz talebinin reddine ilişkin yerinde bulunmayan 10/12/2021 tarihli ek kararın kaldırılması gerekmiştir.

6.3.2. Dosya kapsamına, toplanan delillere hükmün dayandığı kararın (IV/6.2.) no.lu paragrafındaki yasal ve hukuksal nedenlere hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmış olmasına ve davacının ilk kararı ( tapu iptali ve tescil talebinin reddini) temyiz etmemiş olmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. İşin esasına yönelik temyiz itirazlarının reddine,

6.3.3. Ne var ki; davacının dava dilekçesi ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde terditli olarak bedel isteminde bulunduğu, son kayıt maliki olan davalı şirketin iyiniyetli olması nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinin reddedildiği, ancak terditli talep olan bedel isteminin kabulüne karar verildiği gözetildiğinde, davanın kısmen değil, tamamen kabul edildiği anlaşılmakla hüküm kısmında yazılı “açılan davanın kısmen kabulüne” ifadesinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine “davanın kabulüne” ifadesinin yazılması gerekmiştir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle

1-Davalı ...’in temyiz dilekçesinin reddi ile kararın temyiz edilmemiş sayılmasına ilişkin 10.12.2021 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA,

2- Davacının ve davalı ...’ün sair temyiz itirazlarının reddine,

3-Davalı ... vekilinin kararın (6.3.3) no.lu paragrafında değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile, hükmün 1.fıkrasındaki, "açılan davanın kısmen kabulüne" ibaresinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine "açılan davanın KABULÜNE” ibaresinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, duruşma tarihinde yürürlükte olan 24/11/2020 tarihli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz eden davalı vekili için 3.050,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.