"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davacılar ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları ...’in yedi parça taşınmazını mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı oğulları ...ve ...’a devretmesi amacıyla eşi ...’ya bağışladığını, ...’nın da üzerindeki taşınmazları oğullarına bedelsiz devrettiğini ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında adlarına tescilini istemişler, yargılama sırasında vekilleri tarafından 21.01.1992 tarihli dilekçe ile davadan feragat edilmiştir.
II. CEVAP
Davalılar, davaya savunma getirmemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. TemyizYoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ..., ..., ... ve ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Temyiz nedenleri
Davacılar ..., ..., ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davadan feragat eden eski vekillerinin vekaletnamesinde feragat yetkisi bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Feragat tarihinde (21.01.1992) yürülükte bulunan 1086 sayılı HMUK’un 63. maddesinde “Sarahaten mezuniyet verilmemişse vekil sulh olamaz ve aharı tahkim veya ibra ve davadan hiçbir suretle feragat veya hasmın davasını ve teklif olunan yemini kabul veya mahkümün bihi kabız ve haczi fekkedemez. Yeminin kabul veya reddini beyan için salahiyet ancak yemin edecek kimse tarafından yemin teklif olunan meseleye ittıla kesbettikten sonra verilebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Somut olayda, davacı ... kendi adına asaleten, davacı ... ise hem kendi adına asaleten, hem de çocukları ..., ... ve ...’ya velayeten Av. ... 04.12.1991 tarihli vekaletname ile vekil tayin ettiği, vekilin de anılan vekaletname uyarınca davacılar adına muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı eldeki davayı 05.12.1991 tarihinde açtığı, ardından 21.01.1992 tarihli dilekçesi ile davalılar ile anlaştıklarını belirtip davadan feragat ettiği ve 13.02.1992 tarihli duruşmadada feragat beyanını tekrarladığı, mahkemece bu feragat beyanı esas alınarak davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği ancak vekilin vekaletnamesinde açık bir feragat yetkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
3.3.2. Bilindiği üzere, davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçları doğar (HUMK m.95). Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragatten dönemez (rücu edemez) başka bir ifadeyle davacı, feragat beyanı ile bağlıdır.
3.3.3. Ancak, davacı adına vekil tarafından yapılan feragatin sonuç doğurabilmesi için vekaletnamesinde açıkça feragat yetkisinin bulunmuş olması gerekir.
3.3.4. Hal böyle olunca, davacıların feragat tarihindeki vekillerinin, feragat yetkisi olmadığı nazara alınarak işin esasının incelenmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacılar ..., ..., ... ve ... vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma kapsamına göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, peşin alınan harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 08/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.