Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3935 E. 2023/7275 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescil davasının hak düşürücü süre ve husumet yönlerinden incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren hak düşürücü süre geçmiş olması ve davalı olarak gösterilen idarelerin taşınmazların maliki olmaması nedeniyle husumet yokluğunun tespiti gözetilerek, yerel mahkeme kararının kaldırılması suretiyle davanın kısmen husumetten, kısmen de hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/327 E., 2022/493 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Husumet Yokluğundan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/69 E., 2018/265 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın kaldırılması suretiyle davanın bir kısım davalılar yönünden husumet yokluğundan reddine, 184 ada 32 parsel yönünden davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, 184 ada 34 parsel yönünden ise Hazineye karşı açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; irsen intikal eden mülk edinmeye elverişli zilyetliğe dayanarak çekişmeli 184 ada 32 ve 34 parsel sayılı taşınmazlar hakkında tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; söz konusu davanın yasal ve hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu ve reddi gerektiğini, taşınmazlarının kadastrosunun 15.10.1975 tarihinde kesinleştiğini, davanın yasal süreler içinde açılmadığını, zamanaşımı definde bulunduklarını, dava konusu taşınmazın niteliği itibariyle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan bir yer olduğunu, açıklanan nedenlerle beyan dilekçelerinin dikkate alınması sureti ile açılan davanın reddine, TMK'nın 713/6 maddesi gereğince taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süreler dolduktan sonra açıldığını, nitelikleri bakımından tapu siciline kaydedilmeleri gerekmeyen Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin mülkiyetinin olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılamayacağını, davanın yasal dayanaktan yoksun haksız ve usulsüz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

3.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davada zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin dolduğunu, nitelikleri bakımından tapu siciline kaydedilmeleri gerekmeyen Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin mülkiyetinin olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılamayacağını, husumet itirazında bulunduklarını, bu tür davalarda husumetin tapu kayıtlarını tutmakla görevi ve sorunlu tapu sicil müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini, ayrıca davanın komşu parsel sahiplerine de yöneltilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın yasal dayanaktan yoksun, haksız ve usulsüz olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her iki taşınmazın da mera parseli olarak tutanağının 1972 yılında kesinleştiği, taşınmazların evveliyatının mera olduğu, meraların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile elde edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın hukuka aykırı olduğunu, taşınmazın evveliyatının mera olmadığını, 2012 yılında kadastro parseli haline dönüştürüldüğünü, evvelinde tapulama harici bırakıldığını ve taşınmaz üzerinde davacı yararına mülk edinme koşullarının oluştuğunu ileri sürerek hükmün kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 184 ada 32 parselin Hazine adına, 184 ada 34 parselin ise TOKİ adına tapuda kayıtlı olduğu, davada husumetin her iki taşınmaz yönünden Edremit Belediye Başkanlığı ve Van Büyükşehir Belediye Başkanlığına karşı yöneltildiği, 184 ada 34 parsel yönünden ise Hazinenin davalı olarak gösterildiği, ne var ki adı geçen tüzel kişiliklerin kayıt maliki olmadığı bu nedenle pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığı; öte yandan, 184 ada 32 parsel yönünden yapılan incelemede ise davacının kadastro öncesi zilyetliğe dayandığı, taşınmazın tutanağının ise 1972 yılında kesinleştiği, bu nedenle dava tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin dolduğu anlaşılmakla bu taşınmaz yönünden ise davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddinin gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılması suretiyle yeniden hüküm kurularak;

1-... ve Van Büyükşehir Belediye Başkanlığına karşı açılan davanın husumet yokluğundan reddine,

2-184 ada 32 parsel yönünden Hazineye karşı açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine,

3-184 ada 34 parsel yönünden Hazineye karşı açılan davanın husumet yokluğundan reddine,

karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; hakkında davanın husumet yokluğundan reddine karar verilen davalılara karşı husumetin Mahkeme ara kararı uyarınca yöneltildiğini, adı geçen davalılar Yerel Mahkemenin isteği doğrultusunda davaya dahil edilmiş olduğundan vekalet ücretlerinden davacının sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, taşınmazın evveliyatının mera olmadığını, 2012 yılında kadastro parseli haline dönüştürüldüğünü, evvelinde tapulama harici bırakıldığını ve taşınmaz üzerinde davacı yararına mülk edinme koşullarının oluştuğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3'üncü maddesi

3. Değerlendirme

1.Van ili, Edremit ilçesi, ... mahallesi 301 parsel (yeni 184 ada 34) sayılı taşınmaz mera vasfı ile sınırlandırılmış ve 17.07.1974 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. 2011 yılında 22/a çalışmaları yapılmış, ardından vasıf değişikliği yapılarak taşınmaz ham toprak olarak TOKİ adına tapuya tescil edilmiştir. Öte yandan 280 parsel (yeni 184 ada 32) sayılı taşınmaz ise mera vasfı ile sınırlandırılmış ve tapuya 1972 yılında tescil edilmiş; 2011 yılında yapılan 22/a çalışmaları 22.08.2011 tarihinde kesinleşmiş, 2012 yılında vasıf değişikliği yapılarak ham toprak olarak Hazine adına tapuya tescil edilmiş; eldeki dava 20.01.2017 tarihinde açılmıştır.

2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.12.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.