"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, kadastro tespiti esnasında dava konusu taşınmazın bitişiğindeki 112 ada 136 parsel numaralı taşınmazın kendi adına 112 ada 277 parsel no.lu taşınmazın ise 136 parselin batı tarafından kesilip ayrılarak Hazine adına tespit edildiğini, oysa kadimden beri bir bütün halinde taşınmazları kullandığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile parsellerin bir bütün halinde tevhid edilerek adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/11/2014 tarihli ve 2014/298 E., 2014/554 K. sayılı kararıyla; dinlenen mahalli bilirkişilerin dava konusu taşınmazın 20 yıldan fazla süredir davacının babası tarafından ekildiğini, babasının vefatından sonra davasız aralıksız davacının zilyetliğinde bulunduğunu, bazı mahalli bilirkişilerin taşınmazın davacının kardeşi Seyit Ali Turan ile birlikte kullanıldığını beyan etmeleri karşısında Seyit Ali Turan'ın mirasçılarının dahili davalı olarak dinlendiği ve davayı kabul ettiklerini beyan ettikleri, toplanan delillerde davacının olağanüstü zamanaşımına dayalı tapu iptal tescil talebinin haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 112 ada 277 no.lu parselin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, iki ayrı taşınmazın tapusunun birleştirme talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle, 112 ada 136 ve 112 ada 277 parsel sayılı taşınmazların bir bütün olmayıp, köy muhtarlığınca dağıtılan taşınmaz mala tecavüz sonucu bir bütün hale geldiğini, kayıt miktar fazlası olduğunu ve zilyetlikle kazanılamayacağını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ile tescil istemine ilişkindir.
3.2.İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde "Bu tutanaklarda belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" düzenlemesi yer almaktadır.
3.3 Değerlendirme
3.3.1. Kadastro sonucu Konya ili Ilgın ilçesi Balkı Mahallesi çalışma alanında bulunan 112 ada 277 parsel sayılı 2.800,00 metrekare yüzölçümüne sahip tarla vasfındaki taşınmazın 618 no.lu vergi kaydının miktar fazlası olduğu ve 135 ile 136 parsel sayılı taşınmazların doğu tarafındaki köy muhtarlığınca dağıtılan ve zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olduğu belirtilerek, 136 parselden kesilerek Hazine adına tespit edilmiş, tespit itiraz edilmeksizin 31/03/2005 tarihinde kesinleşmiştir.
3.3.2. Mahkemece, çekişmeli 112 ada 277 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği ve çekişmeli taşınmazın davacının miras bırakanından intikalen geldiği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki, dava ve temyize konu 112 ada 277 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin, davacı adına tapuda kayıtlı olan komşu 112 ada 136 parselin vergi kayıt miktar fazlası olduğu ve davacının murisinin işgalci olduğu gerekçesiyle Hazine adına tespitin yapıldığı belirlenmesine rağmen, tespite dayanak 618 numaralı vergi tahrir kaydı dosya arasına getirtilerek mahallinde yöntemince uygulanmamış, sınırlarının sabit ya da gayrisabit olup olmadığı yeterince tartışılıp değerlendirilmemiş, davaya konu taşınmazın vergi kaydı kapsamında kalıp kalmadığı hususu duraksamaya yer vermeyecek biçimde tespit edilmemiş; çekişmeli taşınmaz üzerinde sürdülen zilyetliğin başlangıç tarihi ve sürdürülüş biçimi hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan uyuşmazlığın çözümüne elverişli biçimde yeterli beyanlar alınmamış, davacı ve murisine ait belgesiz zilyetlik yolu ile tespit ve tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı araştırılmamış, komşu taşınmaz kayıtları getirtilip uygulanmadığından yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz.
3.3.3. Hal böyle olunca sağlıklı sonuca varılabilmesi için, Mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmaza komşu 112 ada 136 parsele uygulanan 1937 tarihli 618 tahrir numaralı vergi kaydı yeniden araştırılarak getirtilmeli, davacı ve murisine ait belgesiz zilyetlik yolu ile tespit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı belirlenmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek mümkün olduğunca yaşlı yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi ve ziraat mühendisinden oluşan bilirkişi kurulunun katılımı ile keşif yapılmalıdır.
3.3.4. Taşınmazın başında yapılacak bu keşif sırasında evvela vergi kaydı yöntemince uygulanıp kapsamı tayin edilmeli, vergi kaydının hudutları itibari ile değişebilir sınırlı olup olmadığı, kaydın değişebilir sınırlı olması halinde sabit sınırlarından başlanarak kayıt miktarı ile kapsam dışında kalan miktar fazlası bölüm belirlenmeli, çekişmeli taşınmaz ile vergi kaydının bağlantısı duraksamasız biçimde ortaya konulmalı; ardından yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ilk olarak ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde aykırılık giderilmeye çalışılmalı;
3.3.5. Ziraat bilirkişisinden, taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini belirten, davacı adına kayıtlı komşu taşınmaz ile çekişmeli taşınmazın benzer ve ayırt edici yönlerini içeren ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, taşınmazın tüm yönlerinden fotoğrafları çektirilmeli;
3.3.6. Fen bilirkişiye, keşfi takibe imkan verir ve denetime elverişli kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli ve ardından tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, belirtilen yönler gözetilmeksizin yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 Sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.