Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4810 E. 2023/2228 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkemenin önceki tarihli kararının, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 13.05.2014 tarihli ve 2014/3854 Esas, 2014/5999 Karar sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece asıl dava yönünden, çekişmeli 134 ada 19 parsele yönelik davanın usulden reddine, 133 ada 22 parsel ve 105 ada 144 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine, 105 ada 2, 155, 235, 101 ada 64, 65, 199, 104 ada 385, 105 ada 181, 103 ada 7 parseller yönünden dava sübut bulmadığından reddine, birleştirilen davanın ise ispat edilemediğinden reddine dair verilen karar davacı ... ... vekili tarafından temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 11.04.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... Daşgın vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... v.d. gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar asıl davada, çekişmeli 101 ada 64, 65 ve 199, 103 ada 7, 104 ada 385, 105 ada 2, 144, 155, 181, 235, 133 ada 22 parsel sayılı taşınmazlar yönünden miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak tapu iptali ve tescili talep etmişler, asıl davada davacı ... 134 ada 19 parsel sayılı taşınmazın kadastro sırasında kök muris ... mirasçılarının tamamı adına tescil edildiği halde, kendisine pay verilmediği iddiasıyla payı oranında tapu iptali ve tescil talep etmiştir.

Bilahare bozma kararının ardından davacılar tarafından çekişmeli 105 ada 144 ve 133 ada 22 parseli dava tarihinden evvel devralan kayıt maliki davalı ...ve arkadaşları aleyhine, kayıt maliki Sevdiye'nin taşınmazların müşterek muristen intikal ettiğini bildiği halde, önceki kayıt maliki davalılar ile el ve ... birliği içerisinde taşınmazları devraldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescili isteğiyle açılan dava asıl dava dosyası ile birleştirilmek suretiyle yargılamaya devam olunmuştur.

II. CEVAP

Davalılar ... ve ... davayı kabul ettiklerini beyan etmiş, diğer davalılar ise mülk edinmeye elverişli irsen intikal eden zilyetliğe dayanarak davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/04/2013 tarihli ve 2012/275 Esas 2013/136 Karar sayılı kararı ile;

davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 13.05.2014 tarihli ve 2014/3854 Esas 2014/5999 Karar sayılı kararıyla; “Mahkemece, dava konusu 105 ada 144 ve 133 ada 22 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın esasına girilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de; söz konusu taşınmazlar yönünden davalı gösterilen tapu malikleri bu taşınmazları 19.06.2012 tarihinde dava dışı Sevdiye Işık'a devretmişlerdir. Dava, 21.06.2012 tarihinde açılmıştır. Kural olarak tapu iptal ve tescil davalarında husumet tapu kayıt malikine yöneltilmelidir. Somut olayda dava tarihi itibariyle tapu kayıt maliki olmayan şahıslara dava açılmıştır. Bir başka deyişle davada taraf koşulunun sağlanmadığı açıktır. Taraf koşulu dava şartlarından olup, Mahkemece bu şart yerine getirilmedikçe davanın esasına gerilerek hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, Mahkemece 6100 sayılı HMK'nın 124. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekip gerekmediği de değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir. Diğer taşınmazlar yönünden ise uyuşmazlık; taşınmazların öncesinde tarafların ortak murisi olan ... ...'a mı yoksa davacıların murisi olan ...'a mı ait olduğu, buna göre mirasçılar arasında taksim edilmişse kime kaldığı ve hangi tarihten itibaren kimler tarafından kullanıldığı noktasında toplandığı halde Mahkemece bu hususları araştırmak üzere mahallinde keşif yapılmamış, tespitte belirlenen durumlara itibar edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

C. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.09.2021 tarihli 2015/92 Esas 2021/459 Karar sayılı kararı ile bozma kararı doğrultusunda yapılan yapılan yargılama neticesinde;

A. Asıl dava yönünden;

Çekişmeli 134 ada 19 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın usulden reddine,

133 ada 22 parsel ve 105 ada 144 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine,

105 ada 2, 155, 235, 101 ada 64, 65, 199, 104 ada 385, 105 ada 181, 103 ada 7 parseller yönünden dava sübut bulmadığından reddine,

B. Birleştirilen davanın ise ispat edilemediğinden reddine karar verilmiştir.

D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

E. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, karar vermeye yeterli olmayan keşif ve bilirkişi raporlarına, usul ve yasaya aykırı alınmış olan tanık beyanlarına ve diğer usulsüz işlemelere dayalı olarak eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmelerle davacı ... Dağşın ve diğer davacı mirasçılar tarafından açılan davanın reddine karar verildiği Mahkemenin noksan tahkikat yürüttüğünü belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.",

2. TMK'nın 599. maddesi hükmü uyarınca miras; murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçer ve mirasçılar terekedeki mallar (menkul- gayrimenkul) üzerinde bu tarih itibariyle hak sahibi olurlar.

3. TMK'nın “Miras ortaklığı” başlıklı 640. maddesinde de;

“Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.

Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.

Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir.

Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır…” hükmü öngörülmüştür.

4. Tereke (miras ortaklığı) TMK'nın 701 ve devam eden maddeleri uyarınca elbirliği (iştirak) mülkiyetine tâbidir. Elbirliği mülkiyeti, yasa veya yasada gösterilen sözleşmeler uyarınca, aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olmaları durumudur. TMK'nın 701-703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da bulunmamaktadır. Mülkiyet, bir bütün olarak ortakların hepsine aittir. Başka bir deyişle, ortaklık tasfiye ile sona erinceye kadar ortaklardan her birinin ayrı bir mal veya hakkı olmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet türünde malikler, mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu ilke TMK'nın 701. maddesinde “...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. İddiaya konu mamelekin tereke malı olmadığını ispat etmek külfeti ise TMK’nın 6. maddesi uyarınca iddia edene yüklenmiştir.

5.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi " Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. " hükmünü içermektedir.

3. Değerlendirme

1.Kadastro sonucu ... köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 64, 65 ve 199 parsel sayılı 6079.99, 3754.78 ve 6943.80 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar, vergi kaydı, miras yoluyla gelen hak, paylaşma, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacılar ve bir kısım davalılar murisi ... adına, 103 ada 7 parsel sayılı 4087.62 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, miras yoluyla gelen hak, paylaşma, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına, 104 ada 385, 105 ada 181 ve 133 ada 22 parsel sayılı 5001.27, 3651.26 ve 5006.08 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar, vergi kaydı, miras yoluyla gelen hak, paylaşma, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/2 paylarla davalılar ... ve ... adına, 105 ada 2 parsel sayılı 8451.98 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, vergi kaydı, satın alma, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, miras yoluyla gelen hak ve paylaşma nedeniyle davalı ... adına, 105 ada 144 parsel sayılı 5648.11 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, satın alma, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, miras yoluyla gelen hak ve paylaşma nedeniyle davalı ... adına, 105 ada 155 parsel sayılı 11311.35 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, satın alma, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve miras yoluyla gelen hak nedeniyle davacılar ve bir kısım davalılar murisi ... mirasçıları adına, 105 ada 235 parsel sayılı 975.15 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, vergi kaydı, paylaşma, satın alma, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve miras yoluyla gelen hak nedeniyle davacılar ve bir kısım davalılar murisi ... mirasçıları adına, 134 ada 19 parsel sayılı 994.18 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, paylaşma, satın alma ve miras yoluyla gelen hak nedeniyle davacılar ve davalıların ortak murisi ... ... mirasçıları adına tespit ve tescil edilmiş, 105 ada 144 ve 133 ada 22 parsel sayılı taşınmazlar 19.06.2012 tarihinde satın alma yoluyla dava dışı ...adına intikal görmüştür.

2.Dosya içeriğine, hükmüne uyulan bozma kararının gereklerine, toplanan delillere, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla çekişmeli 101 ada 64, 65, 199, 103 ada 7, 104 ada 385, 105 ada 155, 235, 133 ada 22 parsellere yönelik temyiz itirazlarının reddine,

3. 105 ada 2 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazların incelendiğinde, Mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonucun dosya kapsamına uygun düştüğünü söylemek mümkün değildir. Şöyle ki davacılar çekişmeli taşınmazın kendi miras bırakanları ... intikal ettiğini iddia etmiş, davalı kayıt maliki ... ise bu taşınmazın muris Recep ile ilgisi olmadığını bilakis bu yerin kendisine ait bir taşınmaz olduğunu savunmuştur. Mahallinde alınan yerel bilirkişi ve tanık beyanları incelendiğinde, ittifakla taşınmazın davacıların yakın miras bırakanı ... çocuklarına intikal ettiğinin anlatıldığı belirlendiğine göre öncesi itibariyle müşterek muristen geldiği anlaşılan çekişmeli taşınmaz yönünden davalının savunmasını ispat edemediği tespit edilmekle, davacı yana muris ... intikal eden miras payı oranında davanın kabulü gerekirken reddi doğru olmadığından bozmayı gerektirmiştir.

4.105 ada 181 ve 144 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, çekişmeli 105 ada 144 parsel davalı ... adına; 105 ada 181 parsel ise bir kısım davalıların yakın miras bırakanı ... ile davalı ... adına eşit paylarla tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar çekişmeli taşınmazın kendi miras bırakanları ...'dan intikal ettiğini iddia ederek miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak tapu iptali ve tescilini talep etmiştir. Mahkemece yazılı şekilde şekilde davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve uygulamanın hüküm kurmak için yeterli olduğundan söz etmek oldukça güçtür. Şöyle ki taraflar arasındaki uyuşmazlık; taşınmazların öncesinde kime ait olduğu, kimden kime hangi dayanakla intikal ettiği, mirasçılar arasında taksime tabi tutulup tutulmadığı, hangi tarihten itibaren kimler tarafından kullanıldığı noktasında toplandığı halde Mahkemece bu hususları araştırmak üzere mahallinde yapılan keşifte maddi olaylara dayalı biçimde beyan alınmamış, tespitte belirlenen durumlara itibar edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece taşınmazın bulunduğu yerde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın bilinen ilk zilyedinin kim olduğu, taşınmazların öncesinde tarafların ortak murisi olan ... ...'a mı yoksa davacıların murisi olan ...'a mı ait olduğu, bahsi geçen murislerin terekesinin murisin ölüm tarihinden sonra tüm mirasçıların katılımı ile yöntemince taksim edilip edilmediği, taksim yapılmış ise taşınmazların kime ya da kimlere isabet ettiği, çekişmeli taşınmazların kim tarafından, ne şekilde, kim adına ve hangi sıfatla, ne zamandan beri kullanıldığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı vekilinin çekişmeli 101 ada 64, 65, 199, 103 ada 7, 104 ada 385, 105 ada 155, 235, 133 ada 22 parsellere yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA,

2.Davacı vekilinin 105 ada 2, 144 ve 181 parsellere yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 Sayılı Yasa'nın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına, temyiz edilen davalı ... ve diğerleri vekili duruşmaya iştirak etmediğinden lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere

11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.