"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve terkin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, davalılar adına kayıtlı 622 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 21.809,66 m2'sinin kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını, ..., göl ve akarsu kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetildiğini, kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufunda herkesin kullanımına açık olan yerler olduğunu, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmının tespit edilmesi gerektiğini belirterek kıyı kenar içerisinde kalan kısmın tapusunun iptalini ve tapudan terkinine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılardan ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili, müvekkilleri aleyhine 3402 sayılı Kanun'un 36/A maddesi uyarınca vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceğini belirterek, dava konusu edilen taşınmazın kıyı kenar çizgisinde kaldığının tespit edilmesi durumunda fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL tazminata karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 08.06.2021 tarihli ve 2020/82 E., 2021/196 K. sayılı kararıyla; yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda dava konusu 622 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 21.386,21 m2'sinin kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı, bu kapsamda tapu kayıtlarının iptali gerektiği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile dava konusu Van ili, Edremit ilçesi, Eminpaşa Mahallesi, 622 ada 15 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi Harita Mühendisi ... tarafından düzenlenen 08/01/2021 tarihli raporunda "taralı olarak" gösterilen 21.386,21 m²'lik kısmının kıyı kenar çizgisi dahilinde kalması nedeni ile bu bölüme ilişkin tapu kaydının iptali ile söz konusu parselden ifraz edilerek kıyı olarak terkinine, krokinin karara eklenmesine, davalının TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat davasının sonuçlanması ve yargılaması ile tazminatın belirlenmesi farklı bir araştırma gerektirdiğinden karşı davanın dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, idarece yapılan hesaplama ile bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın çelişki arz ettiğini, yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 20.04.2022 tarihli ve 2021/1049 E., 2022/450 K. sayılı kararı ile Mahkemece taşınmazın bulunduğu yerde idarece oluşturulmuş kıyı kenar çizgisinin bulunup bulunmadığının Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden sorulduğu, idarece verilen 25/03/2020 tarihli cevabi yazı ile dava konusu taşınmazı kapsayan önceden oluşturulmuş ve kıyı kenar çizgisine ait karar ve dayanağı olan belgeler ile kroki ve haritasının gönderildiği, mahallinde teknik bilirkişiler ile harita mühendisi aracılığıyla usulüne uygun keşfin icrası sonucu idarenin gönderdiği krokinin de araziye uygulanması sureti ile ayrıca zemindeki sazlık kısımlar, Van Gölü'nün maksimum su kotu gibi unsurları da dikkate alınarak gözlem çukurları açılmak ve haritada işaretlenmek suretiyle kıyı kenar çizgisinin belirlendiği, bilirkişi heyetince taşınmazın kıyı kenar kısmında kalan miktarların gösterildiği, dava konusu taşınmazın 21.386,21 m2'lik kısmının kıyıda kaldığının belirlendiği, fen bilirkişi raporunda idareye ait önceden belirlenen kıyı çizgisi ile keşifte belirlenen çizginin gösterildiği, idare tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisi ile keşfen belirlenen kıyı kenar çizgisi arasındaki farkın ölçüm tekniğinden kaynaklandığının açıklandığı, bilirkişi raporlarının ayrıntılı ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 3621 sayılı Kıyı Kanunu uyarınca açılan tapu iptali ve terkin istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. T.C. Anayasası'nın ''Kıyılardan Yararlanma'' başlıklı 43. maddesinde; ''Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. ..., göl ve akarsu kıyılarıyla, ... ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.''
2. 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5. maddesinde; ''Kıyılar ile ilgili genel esaslar aşağıda belirtilmiştir: Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Kıyı kenar çizgisinin tespit edilmediği bölgelerde talep vukuunda, talep tarihini takip eden üç ay içinde kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir. Yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebilir. Sahil şeritlerinin derinliği, 4. maddede belirtilen mesafeden az olmamak üzere, sahil şeridindeki ve sahil şeridi gerisindeki kullanımlar ve doğal eşikler de dikkate alınarak belirlenir. Taşıt yolları, sahil şeridinin kara yönünde yapı yaklaşma sınırı gerisinde kalan alanda düzenlenebilir. Sahil şeridinde yapılacak yapıların kullanım amacına bağlı olarak yapım koşulları yönetmelikte belirlenir.'' hükmüne yer verilmiştir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davacıdan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.